Goal:
04 - Nitelikli Eğitim

Loading...
Project Logo
Description
Kapsayıcı ve hakkaniyete dayanan nitelikli eğitimi sağlamak ve herkes için yaşam boyu öğrenim fırsatlarını teşvik etmek. Herkes için kapsayıcı ve nitelikli eğitimin başarılması, eğitimin sürdürülebilir kalkınma için en güçlü ve denenmiş araçlardan biri olduğuna dair inancı yeniden vurguluyor. Bu hedef, 2030 yılına kadar tüm kız ve erkek çocuklarının ücretsiz ilköğretim ve ortaöğretimi tamamlamasını sağlayacaktır. Ayrıca, uygun maliyetli mesleki eğitime eşit erişim sağlamayı, cinsiyet ve varlık eşitsizliklerini ortadan kaldırmayı, nitelikli yükseköğretime herkesin erişmesini sağlamayı da hedefliyor.

Publication Search Results

Now showing 1 - 10 of 12
  • PublicationMetadata only
    HZ. PEYGAMBER’İN ÜMMETİNE BIRAKTIĞI MİRAS OLARAK EL- KİTÂB
    (2019-04-01) Şemsettin KIRIŞ
    Kitap-Sünnet ilişkisini ortaya koymada, kitaba yüklenecek rolönem taşıdığı halde bu konuda yapılan çalışmalar yok denecek kadarazdır. Bu bağlamda: “Size iki şey bıraktım.” hadisi ile ilgili yapılançalışmalar dikkat çekmektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ikinci bıraktığışey ile ilgili rivayetlerde “Sünnetim” ve “Ehl-i Beytim” lafız olarakgeçmiştir. Bu çalışmada Hz. Peygamber’in birinci bıraktığı şey konuedilecektir. Allah’ın kitâbı/Kitabullah’ın sadece âyet metinleri olarakanlaşılması, üzerinde görüş birliği bulunan bir konu değildir. el-Kitâb,Allah Teâlâ’nın bütün asırlarda insanlar için çizdiği temel sınırlar,emirleri ve yasakları olarak anlaşılabilir. İlahi kaynağa dayalı dindarlıkKur’ân’da övülmüştür. Dindarlığın ilahi kaynağı söz konusu olduğunda“uygulama” eyleminin “anlama” eyleminden öncelikli bir konumubulunmaktadır. Çünkü ilahi hükümlerin uygulanmaya dökülmesi, enyüksek seviyede anlaşıldığının da göstergesidir. Hüküm içeren ilâhîmetinlerin fiziksel olarak muhâfaza altına alınması ilâhî mesajınkorunması için yeterli değildir. İlahi mesajın korunması ihtivâ ettiğiahkâm-ı ilahiye’yi uygulayan kuşakların sürmesine bağlıdır. İlâhîhükümlerin uygulanmaması da bir tahrif türü olarakdeğerlendirilmelidir.Modern dünya müslümanının dindarlığına esas teşkil edecek sahihdini bilgiyi inşa etmeden önce Allah’ın kitâbı/kitâbullah ile ilgili doğru biryaklaşımın ortaya konması gerekmektedir. Allah’ın kitabı/Kitâbullah,üzerinde teorik tartışma yürütülecek bir metin olmaktan çok uygulamayadökülmesi gereken ahkâm-ı ilahiye mecmuasıdır. Uygulama esasalınmadığı takdirde, anlaşılma ve hurafeden arındırılma tartışmalarınınyaşanması tüm dini içerikler için söz konusudur. Allah’ınkitâbı/kitâbullah, ahkâm-ı ilahiye halinde tevarüs edilen nebevî birmirastır. İlahi hükümlerin uygulanması nokta-i nazarından bakıldığındaHz. Peygamber’in ümmetine bıraktığı manevi mirasın anlaşılma sorunubulunmadığı gibi, hurafeden arındırılma sorunu da bulunmamaktadır.
  • PublicationMetadata only
    Hayi Hak, Perdeye Yansıyan Zaman, Türk Gölge Tiyatrosu Karagözün Kökenine Dair İmgesel İzler
    (2018-02-01) Ökkeş Hakan ÇETİN, Burak E. TARLAKAZAN
    Sinema, televizyon gibi kitle iletişim araçları öncesinde sosyal yaşamının önemli bir parçası olanTürk gölge oyunu, “Karagöz” olarak anılmakta ve Geleneksel Türk Tiyatrosunda önemli bir yerteşkil etmektedir. Karagöz’ün Türk toplumunda ilk olarak nerede, ne zaman ortaya çıktığı konusuyerli ve yabancı birçok araştırmacı tarafından uzun yıllar incelenmiş, bu konuda birbirini desteklerveya birbirinden farklı birçok görüş ortaya konmuştur.Görsel semboller, oluşturulduğu medeniyetler ile ilgili bilgi veren, tanınmayı, tarihlemeyi vebilinirliliği sağlayan iletişimsel araçlardır. Bu anlamda bakıldığında; Türk toplumunun ürettiğisembol, eser ve imgeler Türk gölge tiyatrosunun kaynağına yönelik fikirler verebilecek potansiyelesahiptir. Tarihsel süreç içerisinde farklı yöntem ve tekniklerle üretilen ve günümüzde birer sanat eseriolarak değerlendirilen kimi görsel semboller; imgesel özellikleriyle ve taşıdıkları izlerle Karagözoyununa dair bilgiler verebilir.Bugünkü Türk varlığını meydana getiren tüm siyasi ve toplumsal yapıların kuruluş çevrelerindekietkenlerde, göç yollarında edindikleri tecrübeler ve kültürel etkileşimleri sonucu ürettikleri sözel vegörsel sanatsal materyallerde “Karagöz’e dair izler görülebilir. Ya da biçimsel bir bağ kurulabilir.Karagöz oyunlarındaki figürlerin geçmişteki izleri görsel anlamda kimi resim, minyatür, fresk,heykel, halı-kilim vb. farklı alan ve örneklerde görülebilir. Disiplinlerarası yaklaşımla farklıalanlardaki bu materyal ve görsel semboller bir araya getirilerek değerlendirildiğinde Karagözünkökenine dair izlerin ipuçlarına rastlanılabilir.Bu izlerin gölge oyunu ve figürlerine ait birebir ilişkisi ile ilgili doğrudan bilgi, belge ya da kaynakbulunmasa da bu benzer özelliklerin çeşitli araştırmalarla ortaya konması önem teşkil eder.Araştırmada Karagöze dair bu tür görsel belgelemeler ve benzerlikler ele alınmış, yapılankarşılaştırma, değerlendirme ve yorumlarla Karagözün kaynağına ve ülkemizde Karagöz oyunlarınınhayat bulmasına yönelik tarihsel betimleme yapılmıştır.
  • PublicationMetadata only
    ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MİZAH TARZLARI İLE STRESLE BAŞA ÇIKMA TARZLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ
    (2018-06-01) Ergün RECEPOĞLU, Serpil RECEPOĞLU
    Bu araştırmanın amacı ortaöğretim öğrencilerinin mizah tarzlarıile stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bukapsamda ortaöğretim öğrencilerinin mizah tarzları stresle başaçıkmada kullanılan tarzların anlamlı yordayıcısı olup olmadığı daincelenmiştir. Bu çalışma ilişkisel tarama modelinde korelasyonel birçalışmadır. Araştırmanın yordanan-ölçüt değişkenleri öğrencilerinstresle başa çıkmada kullandıkları tarzlardır (kendine güvenli yaklaşım,iyimser yaklaşım, çaresiz yaklaşım, boyun eğici yaklaşım ve sosyaldestek arama). Yordayıcı değişkenler ise, bu öğrenciler tarafındankullanılan mizah tarzlarıdır (kendini geliştirici mizah, katılımcı mizah,saldırgan mizah ve kendini yıkıcı mizah). Araştırmanın çalışmagrubunu Kastamonu ilinde 2014-2015 ve 2015-2016 eğitim-öğretimyılında, çeşitli liselerde öğrenim gören ortaöğretim öğrencilerioluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak ‘Stresle Başa Çıkma TarzlarıÖlçeği’ ve ‘Mizah Tarzları Ölçeği’ kullanılmıştır. Veri analizi iki aşamadayapılmıştır. Araştırmada alt problemlerin çözümlenebilmesi içinöncelikle her bir alt ölçekte yer alan maddelerin aritmetik ortalamadeğerleri hesaplanarak o faktör için bir puan hesaplanmıştır. Analizlerbu faktör puanları üzerinden yapılmıştır. Değişkenler arasındakiilişkilerin hesaplanmasında Pearson Momentler Çarpım KorelasyonKatsayısı (r) hesaplanmıştır. Bununla birlikte, yordayıcı değişkenlerinyordama düzeylerini belirlemek amacıyla Çoklu Doğrusal RegresyonAnaliziyapılmıştır.Regresyonanalizlerininyorumlanmasında,standartlaştırılmış Beta (β) katsayıları ve bunların anlamlılığına ilişin t testi sonuçları dikkate alınmıştır. Araştırma bulguları ortaöğretimöğrencilerinin mizah tarzları ile başa çıkma tarzları arasında anlamlıilişkiler olduğunu göstermiştir.
  • PublicationMetadata only
    KOAH ve Astımlı Hastaların İnhalasyon Cihazlarını Kullanma Becerileri ve Memnuniyet Durumları
    (2018-07-01) Nazmiye ÇIRAY GÜNDÜZOĞLU, Filiz ÖZEL, Asiye DURMAZ AKYOL
    Amaç: Bu araştırma KOAH veya astım tanılı inhaler ilaç tedavisi alan hastaların ilaç uygulamalarını ve memnuniyetlerinibelirlemek amacıyla yapılmış kesitsel bir araştırmadır.Gereç ve Yöntem: Araştırma İzmir ili içerisinde hizmet veren bir üniversite hastanesi ve bir devlet hastanesininGöğüs Kliniği’nde Mart-Haziran 2012 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini 84 birey oluşturmuştur.Araştırma verileri hasta tanıtım formu, inhaler memnuniyet formu ve inhaler ilaç kullanım gözlemformu ile toplanmıştır.Bulgular: Araştırmada hastaların %63.1’i KOAH ve %36.9’u astım tanılı; %52.4’ü 1-5 yıl arası tanı almış hasta ve%53.6’sı 1-3 kez hastaneye yatmıştır. Araştırmada hastaların %57.1’inin Ölçülü doz inhaler, %36.9’unun turbuhalerve %6’sının diskus kullandığı saptanmıştır. Araştırmada kullandığı cihazdan memnun olduğunu bildirenlerinoranı %40.5’dir. Hastaların inhaler cihaz kullanım beceri puan ortalamaları Ölçülü doz inhaler (ÖDİ) 5.1±2.6, turbuhaler6.8±2.3, diskus 6.8±3.4 olarak saptanmıştır.Sonuç: Araştırmada hastaların inhaler cihaz kullanım becerilerinin orta düzeyde olduğu görülmüştür. Sağlık profesyonellerininhastaya uygun inhaler cihazı seçmesi ve cihazın doğru kullanımı hakkında gerekli eğitim vermesiönerilmektedir.
  • PublicationMetadata only
    Azerbaycan’ın Hôy Yöresinde Türk Egemenliği (XI- XVI. Yüzyıllar)
    (2018-02-01) Cevdet YAKUPOĞLU
    Selçuklu sultanı Tuğrul Bey’in Türk egemenliğine soktuğu Hôy, XI-XVI. yüzyıllar arasındasırasıyla Selçuklular, Atabeylikler, Harizmşahlar, Moğollar (İlhanlılar), Celâyirliler,Karakoyunlular, Timurlular, Akkoyunlular ve Safevî Türkmenleri egemenliğinde yaşamış; 1514 yılısonrasında ise belli aralıklarla Osmanlı idaresi altında bulunmuştur. Selçuklular devrinde veMoğol istilası sırasında kalabalık nüfusa sahip Oğuz boyları bu yöreyi mesken tutmuşlardır.Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmenleri de Hôy’da Türk nüfusunun artmasını sağlamışlardır.Safevîler zamanında ise Anadolu’dan Hôy’a yeni Türk göçleri yaşanmıştır. Hôy, tarım arazileriningenişliği, yaylak ve kışlaklarının bol olması ve ticaret yolları üzerinde bulunması gibi nedenlerleTürk hanedanlarının dikkatini çekmiştir. Günümüzde İran İslam Cumhuriyeti’nin sınırlarıiçerisinde, Güney Azerbaycan eyaletinin batısında, Türkiye sınırlarına yakın bir mevkide bulunanHôy ile Anadolu arasında tarihî- kültürel sıcak ilişkiler tesis edilmiştir. Türklük âleminin önemli birparçası olan Hôy’un tarihinin ortaya konulması, Azerbaycan’la birlikte Anadolu’nun da tarihîkültürelpotansiyeline ışık tutacaktır. Bu çalışmada XI-XVI. yüzyıllar arasında Hôy’u elindebulunduran siyasi güçler ele alınmış, yöredeki Türk iskânının mahiyeti ortaya konulmuş ve kentinTürk şehirleri içinde üstlenmiş olduğu tarihî rolün önemi vurgulanmıştır.
  • PublicationMetadata only
    TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDA KABUL VE RET BİLDİREN İFADELER
    (2018-06-01) Şahin ŞİMŞEK, Kadir COŞKUN
    Kabul ve ret bildiren ifadeleri günlük hayatta sıkçakullanılmaktadır. Bu ifadelerin ders kitaplarında nasıl kullanıldığınadair daha önce yapılmış herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.Günlük hayatta kabul bildiren ifadelerin ret bildiren ifadelere oranladaha çok kullanılması onaylamanın reddetmeye göre daha kolayolmasından kaynaklandığı söylenebilir. Bu çalışmada, öncelikle Türkdili alanı uzmanlarıyla görüşmeler yapılmış, sözlükler taranarak kabulve ret bildiren ifadeler tespit edilmiştir. Daha sonra belirlenen ifadelerTürkçe ders kitaplarında aranmıştır. Bu çalışmanın amacı Türkçe derskitaplarında, kabul ve ret bildiren ifadelerin ne ölçüde kullanıldığınıtespit etmektir. Çalışmada 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılında kullanılan5, 6, 7 ve 8. Sınıf Türkçe ders kitapları incelenmiş, elde edilen verilerinanalizinde, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan betimsel analizkullanılmıştır. Elde edilen veriler çalışmanın amacı doğrultusundasınıflandırılmıştır. Çalışmanın sonucunda ders kitaplarında kabulbildiren ifadelerin ret bildiren ifadelerden daha fazla karşımıza çıktığıgörülmüştür. Hayır diyebilmek insan olmanın gereklerinden biridir.Aileler ve eğitimcilerin önemli amaçlarından biri olan çocuklara hayırdemeyi öğretme sürecinde eğitim ortamındaki en kolay ulaşılır materyalolan ders kitabının da yeri oldukça önemlidir. Türkçe dersi, çocuklarakendi haklarını savunma ve istemedikleri durumlara karşı çıkabilmebecerisi kazandırmada diğer derslere göre daha avantajlıdır. Bu nedenleTürkçe ders kitaplarına metin seçilirken, kişinin hayır deme hakkını işleyen, hayır diyebilmenin olağan ve bazı durumlarda gerekli olduğunubenimseten ayrıca hayır diyebilme becerisini pekiştirmesine imkântanıyan metinlerin seçilmesine dikkat edilmelidir.
  • PublicationMetadata only
    The Impact of Online Concept Maps on Academic Achievement and Retention in Science Course
    (2019.01.01) Gulec, M, Karaci, A; Mehmet GÜLEÇ, Abdulkadir KARACI
    Bu çalışmadaki amaç, fen bilimleri derslerinde çevrimiçi kavram haritalarının kâğıt-kalem temelli kavram haritalarına göre öğrenci başarısını ve kalıcılığını ne düzeyde etkilediğini incelemektir. Çalışmanın çalışma grubunu, 28 ortaokul yedinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada kontrol grubuna (14 öğrenci) kağıt-kalem temelli kavram haritaları öğretim metoduyla, deney grubuna (14 öğrenci) ise çevrimçi kavram haritaları öğretim metoduyla 3 hafta (12 saat) süreyle öğretim verilmiştir. Çevrimiçi ve kağıt-kalem temelli kavram haritaları kütle-ağırlık konusunun kazanımlarını kapsayacak şekilde oluşturulmuştur. Çevrimiçi kavram haritalarının oluşturulmasında Captivate eğitsel yazılım programı kullanılmıştır. Ayrıca kütle-ağırlık konusuyla ilgili olarak 24 maddeden oluşan başarı testi (KR-21=0.695) oluşturulmuştur. Gruplara ön-testin ardından son-test, 45 gün sonra ise kalıcılık testi uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular neticesinde “kütle-ağırlık” konusunun öğretilmesinde çevrimiçi ya da bilgisayar destekli kavram haritalarının kağıt-kalem temelli kavram haritalarına göre akademik başarıya ve kalıcılığa etkisinin daha fazla olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra çevrimiçi kavram haritalarının son-test puanlarına %74’luk anlamlı ve büyük bir etkisi söz konusudur. Bu sonuçlara göre çevrimiçi kavram haritalarının mümkün olan her alanda geliştirilmesi ve kullanılması öğretimi desteklemede büyük önem arz etmektedir.
  • PublicationMetadata only
    An Examination on "Religiosity -Based Socialization" in the Practice of Hz. Prophet
    (2021-03-01) Şemsettin KIRIŞ
    We can call religious socialization the process of gaining identity and personality in society with one's beliefs, values, practices, acceptance or rejection. If individualization can be described as the realization of one's own intellectual capacity, depth of contemplation, in short, all abilities and knowledge, socialization can be characterized as the expression and sharing of these abilities and experiences with the society. Socialization is the interaction of the individual with society. The individualist-modern approach often emphasizes the thesis that the religion people hold in their hearts and the corporate religion are two different things. It is specifically stated that institutional religion is an external intervention in the will of the individual. It is stated that institutional religion does not increase authentic and qualified religiosity, but also leads people to hypocritical religiosity. It is foreseen that authentic and qualified religiosity can be realized by the individual's own desire and will. The question of how to shape the dynamic that will lead to religiosity in the inner world of the individual is not addressed. In an environment where an unlimited number of secular dynamics aspire to the desire and will of the individual, what kind of motivation can the choice of religiosity create? It is not difficult to foresee that this will not be easy. Finding a place for the desire for religiosity in the unlimited desires of the individual depends on an internal struggle. By its very nature, religiosity cannot live in harmony with indifference to religion. Sustainable religiosity requires social support as well as controlling and managing our desires and desires with a strong will training. Socialization is a compulsory need for every individual. Religious socialization is the consideration of religious sensitivities in meeting this basic need. The person may want to realize the need for socialization in a comfortable and acceptable way in terms of his/her religious beliefs. Socialization is a need, just as it is a need to do good to others. The manifestation and meaning of the good done is related to socialization. The religion brought by the Hz. Prophet ordered believers to gather for worship and custom. In this religion, life is not built on the basis of individual liberation, but on the basis of social liberation. Hz. During the time of the Hz. Prophet and Hulefa-i Raşidîn, the mosque became the center of social life and became a place where other activities were carried out besides worship. The Hz. Prophet revealed socialization as a target behavior for believers. Hz. The periods of Mecca and Medina in the life of the Prophet are full of striking examples of religious socialization.
  • PublicationMetadata only
    COVID-19 Kaygısının Motivasyon Üzerindeki Etkisi: Z Kuşağı Üzerine Bir Araştırma
    (2020-12-01) Erol TEKİN
    COVID-19 pandemisinin etkileri sağlık, ekonomi gibi alanlarda olduğu kadar insanı sosyal bir varlık olarak gören davranışsal alanlarda da söz konusudur. 65 yaş ve üzeri bireyler ile gençlerin bu dönemde yaşadıkları farklı süreçler ortaya çıkmıştır. Bu süreçte özellikle Z kuşağı olarak adlandırılan gençlerin “sosyal mesafe” de dahil olmak üzere birçok konuda bilinçli hareket etmesine ilişkin önlemler ve yaptırımlar söz konusudur. Bu dönemin gençlerin üzerinde nasıl bir etki yarattığı merak edilmektedir. Bu kapsamda araştırmanın amacı COVID-19 salgınının yarattığı kaygının Z kuşağının motivasyonu üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla çalışmanın örneklemini Kastamonu Üniversitesi’nin farklı bölümlerinde öğrenim gören 398 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler anket yöntemiyle toplanmıştır. Ayrıca Kastamonu Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma ve Yayın Etik Kurulu’nun 30.06.2020 tarih ve 2020/2-8 nolu kararı ile etik kurul onayı alınarak çalışma gerçekleştirilmiştir. Hipotezler test edilirken doğrulayıcı faktör analizi, korelasyon analizi ve regresyon analizleri gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda COVID-19 salgını nedeniyle ortaya çıkan sosyalleşme kaygısının bireysel kaygıdan yüksek olduğu görülmüştür. İçsel motivasyonun ise dışsal motivasyondan düşük olduğu tespit edimiştir. Ayrıca Z kuşağının sosyalleşme kaygısının hem içsel hem de dışsal motivasyonu anlamlı ve olumsuz yönde etkilediği ortaya çıkmıştır. Fakat bireysel kaygının motivasyon üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Çalışma COVID-19 pandemisi ile ilgili Z kuşağı üzerinde yapılan ilk çalışmalardan olması nedeniyle yazına katkı sunmaktadır.
  • PublicationMetadata only
    Henri Matisse’ in “Dans” ve “Müzik” Resimlerindeki Müziksel Öğelerin İncelenmesi
    (2021-02-01) Hüseyin Uysal
    Sanat bir ifade etme biçimidir. Bu ifade etme sürecinde estetik kaygı temelli farklı malzemeler kullanılabilmekte ve bu malzemeler de farklı sanat dallarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Her ne kadar malzemeleri birbirinden farklı olsa da her bir sanat dalı, aynı amaç doğrultusunda kendine özgü sanat eserleri ortaya koymaktadır. Sanat dallarına resim, müzik, dans, edebiyat vb. örnek olarak verilebilmektedir. İlk insanlardan günümüz modern yaşamına kadar bu sanat dalları, teknolojinin ve dönemim özelliklerine göre yapısal gelişmeler göstermektedir. Özellikle Rönsesans’ tan itibaren hızlı ilerlemelerin olduğu tüm sanat dallarında, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında büyük gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerden biri de farklı sanat dallarının birbirinin biçim ve içerik özelliklerinden etkilenerek yeni ve özgün eserler ortaya koymasıdır. Bunlara en güzel örnek resim-müzik ilişkisidir. Resim-müzik ilişkisi konusuna özel bir ilgisi olan Fransız ressam Henri Matisse resimlerinde müziksel yapılanma arayışlarında bulunmuştur. Nitel araştırma desenlerinden durum çalışması ile şekillendirilen bu araştırmanın amacı Henri Matisse’ in resimlerinden olan “Dans” ve “Müzik” resimlerindeki müziksel öğelerin incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda literatür detaylı bir şekilde incelenmiş ve ilgili resimlerde akor, legato, staccato, orkestrasyon ve kontrpuan olmak üzere beş farklı müziksel öğe olduğu tespit edilmiştir. Bu öğelerin somutlaştırılması için araştırmacı tarafından uzman görüşleri alınarak müziksel yazım örnekleri sunulmuştur. Resimlerin müzik ile yeniden ifade edilmesinin diğer araştırmacıların dikkatini çekeceği ve sanat alanına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.