Welcome to Academic Digital Repository


OpenAccess@KU is an academic, open-access repository. It aims to collect, preserve and make Kastamonu University’s scientific output available online, without any or the least financial, legal or technical restrictions, in order to increase the impact and the visibility of the institution and its authors. It was established in 2010 to support the dissemination of knowledge produced by the University members to the wider community both locally and globally.


Kastamonu University is a leading institution using DSpace.

Supported by SelenSoft


 

Recent Submissions

Thumbnail Image
ItemOpen Access
Mâtürîdî'nin Te'vîlâtü'l-Kur'ân'ında rivâyet kullanımı –el-İsrâ ve el-Fetih Sûreleri örneği-
(Kastamonu Üniversitesi, 2025) Maden, Mustafa
Kur’ân’ın nazil olmaya başladığı ilk andan itibaren Hz. Peygamber başta olmak üzere sahâbe, tâbiûn ve onları takip eden nesiller vahyin nasıl anlaşılacağı ve yorumlanacağı konusunda bizlere yol göstermişlerdir. Onların ortaya koyduğu bu özverili çalışmalar sayesinde Kur’ân yorumu belli bir temele oturmuş ve Kur’ân’ın menfi amaçlar doğrultusunda tefsir edilmesinin önüne geçilmiştir. Bu açıklamalar sonraki dönemlerde sünnîlik ya da Ehl-i sünnet adı etrafında şekillenmiştir. Araştırmamız, İmam Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân adlı eserinde nakledilen rivâyetleri ve bu rivâyetlerin kullanım metotlarını değerlendirmektedir. İlk dirâyet tefsirleri arasında mütalaa edilen Te’vîlât’ın odaklandığı konular, kullandığı rivâyetler, naklettiği te’vîller hem Mâtürîdî’nin yaşadığı dönemdeki problemleri anlamak hem de âyetlerle ilgili yapılan ilk yorumlardan haberdar olmak açısından önem arz etmektedir. H. 4. yüzyıla kadar önemli bir boşluğu dolduran rivâyet tefsir geleneği Mâtürîdî’nin de içinde bulunduğu bazı müfessirlerle beraber dirâyet tefsirine doğru evrilmiştir. İhtiva ettiği yöntemin ağırlık noktasını dirâyetin oluşturduğu Te’vîlât’ın aynı zamanda pek çok rivâyeti içerrmesi, onun rivâyet tefsir geleneği içindeki yerini tespit etmeyi zorunlu kılmaktadır. Çalışmamızın amacı Mâtürîdî’nin tefsirini ihtiva ettiği rivâyetler açısından analiz edip bu tefsirin ne oranda ve hangi şekillerde rivâyetlere yer verdiğini belirlemektir. Aynı zamanda bu çalışmayla Mâtürîdî’nin tefsir yaparken rivâyetlere atfettiği değer rivâyetin farklı türleri açısından sorgulanmaktadır. Tefsir tarihinde önemli izler bırakmış bir müfessir olan Mâtürîdî’nin kendisine ulaşan rivâyet ve te’vîllerden istifade ederken ortaya koyduğu metotları bilmek tefsir bilimine katkı sağlayacaktır. Araştırmamız hem tefsir tarihindeki önemli bir eserin incelenmesini hem de bu tefsirdeki elİsrâ ve el-Fetih sûreleri özelinde yararlanılan rivâyetlerin ele alınmasını içermektedir. Bundan dolayı öncelikle örneklem metodunun kullanılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Çalışmadaki bu sınırlandırmanın sebebi araştırmaya başlamadan önce yapılan ön incelemede Te’vîlât’ta kullanılan rivâyet ve te’vîllerin araştırmanın sınırlarını aşacak kadar yoğun kullanıldığının tespit edilmesidir. Örnek alınan sûrelerdeki rivâyetlerin ne kadar, ne şekilde ve neden kullanıldığını ortaya çıkarmak için de nicel ve nitel araştırma metotları kullanılmıştır. Çalışma her ne kadar bu sûrelerle sınırlandırılsa da müfessirin bilgi nazariyesi, haberin bu nazariyedeki yeri ve rivâyet ilimleriyle ilgili kullandığı kavramlardan ne kastettiği gibi genel konular Te’vîlât’ın tamamı gözetilerek araştırılmıştır. Mâtürîdî, tefsir yaparken faydalandığı rivâyetlerin isnad ve kaynaklarını neredeyse hiç belirtmemiştir. Çalışmada özellikle hicrî ilk dört asırda kaleme alınan eserler incelenerek onun meçhul sîgalarla kullandığı rivâyetlerdeki v râvi, rivâyet ve te’vîllerin ilk sahibine ulaşılmaya ve yararlandığı eserler tespit edilmeye çalışılmıştır. Mâtürîdî, el-İsrâ ve el-Fetih sûrelerinde başta Resûlullah’ın hadisleri olmak üzere sahâbe görüşlerinden, tâbiûn nesli ve sonrasının sözlerinden olabildiğince istifade etmiştir. Bu konuda sahâbeden İbn Abbâs ve İbn Mesʿûd, tâbiûndan Hasan-ı-Basrî ve Katâde b. Diâme, sonraki dönemlerden ise Mukâtil b. Süleymân, Zeccâc ve İbn Kuteybe öne çıkmaktadır. Mâtürîdî rivâyet ilimlerine yönelik derin bir bilgi birikimine sahip olmasına rağmen rivâyetleri aktarırken son derece serbest davranmıştır. Çoğunlukla isnad kullanmadan istifade ettiği haber ve te’vîllerin ya tam metnini veya kısmî metnini ya da sadece rivâyetin manasını çağrıştıracak yönünü tefsirine almıştır. Ahkâm konularında birkaç rivâyeti peş peşe sıralaması dikkat çekmektedir. İmam Mâtürîdî’nin tefsirinde isimlerinden bahsettiği müelliflerin kitaplarından yararlandığı düşünülmektedir. Fakat meçhul rivâyetleri araştırırken kaynaklarda yoğun bir şekilde karşımıza çıkan ancak tefsirinde isimleri anılmayan müelliflerin eserlerinden yararlanıp yararlanmadığı kesin değildir. Mâtürîdî’nin, Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da kendisine ulaşan rivâyet malzemesini son derece yoğun bir şekilde kullandığı, naklettiği haber ve te’vîllerle ilgili karşılaştırma ve yorumlarından derin bir rivâyet alt yapısına sahip olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak Te’vîlât’ın rivâyeti ihmal etmeyen, hatta rivâyetleri etkin şekilde kullanan bir tefsir olduğu ortaya çıkmıştır.
Thumbnail Image
ItemOpen Access
Güneş fotovoltaik sistemleri için bulanık mantık ve denizanası optimizasyonuna dayalı maksimum güç noktası takibi (MPPT)
(Kastamonu Üniversitesi, 2025) Agoub, Ramadan Ahmed Ali
Bu çalışma, güneş fotovoltaik (PV) sistemlerinin verimliliğini artırmak amacıyla, bulanık mantık tabanlı Maksimum Güç Noktası Takibi (MPPT), optimize edilmiş Oransal-İntegral (PI) voltaj kontrolörü ve Denizanası Optimizasyon Algoritmasının (JOA) entegrasyonunu içeren yenilikçi bir yaklaşım sunmaktadır. Amaç, değişken ışınım ve sıcaklık koşullarında optimum güç elde ederek enerji verimini maksimize etmektir. Geleneksel MPPT yöntemlerinin yavaş yakınsama, kısmi gölgeleme ve dinamik koşullarda düşük performans gibi sınırlamalarını aşmak için; bulanık mantık MPPT ile akıllı güç takibi sağlanırken, JOA tabanlı PI kontrolörü ise voltaj regülasyonunu optimize eder. Modelleme MATLAB Simulink 2022a ile gerçekleştirilmiş, farklı ışınım senaryoları test edilmiştir. Sonuçlar, önerilen sistemin geleneksel yöntemlere kıyasla daha yüksek güç çıkışı, hızlı yakınsama, gelişmiş voltaj kararlılığı ve genel verimlilik sağladığını ortaya koymaktadır. Sistem, %98–99,5 arasında maksimum güç çıkarım oranına ulaşarak etkili akü şarjı ve yük dağıtımı sağlamaktadır. Bununla birlikte, JOA’nın hesaplama karmaşıklığı, donanım temelli doğrulamanın eksikliği ve büyük ölçekli PV sistemlere ölçeklenebilirlik gibi sınırlamalar söz konusudur. Gelecekteki çalışmalar, donanım tabanlı uygulamalar, hibrit optimizasyon teknikleri ve akıllı şebeke entegrasyonu üzerine yoğunlaşmalıdır. Bu çalışma, güneş enerjisi sistemleri için sürdürülebilir ve ölçeklenebilir çözümler sunarak yenilenebilir enerji teknolojilerine katkı sağlamaktadır.
Thumbnail Image
ItemOpen Access
Coati optimizasyon algoritması kullanılarak pv güneş hücreleri ve modülleri parametre tahmini
(Kastamonu Üniversitesi, 2025) Elshara, Rafa Othman Hussein
Güneş enerjisi, fosil yakıtlara sürdürülebilir bir alternatif olarak öne çıkarken, fotovoltaik (PV) sistemler bu enerjiden elektrik üretiminde kilit bir rol oynamaktadır. PV modül performansının optimize edilmesi ise doğru parametre tahminini gerektirir. Bu çalışmada, PV modül parametrelerinin doğruluğunu artırmak ve enerji verimliliğini yükseltmek amacıyla Coati Optimizasyon Algoritması’na (COA) dayalı, karşıtlık temelli öğrenme ve kaos teorisini içeren gelişmiş bir optimizasyon yaklaşımı önerilmektedir. Yöntem, SDM, DDM ve genel PV modülleri üzerinde test edilmiş; JSO, HHO, WOA ve GWO gibi mevcut algoritmalarla karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, COA tabanlı yaklaşımın hata oranlarını azaltarak, parametre ayarlarını iyileştirerek ve hesaplama verimliliğini artırarak üstün performans sergilediğini göstermektedir. Friedman testi de, COA’nın temel versiyonuna göre SDM, DDM ve PV modüllerinde sırasıyla %8,1; %10,79 ve %9,6 oranında iyileşme sağladığını ortaya koymuştur. Bulgular, önerilen yöntemin PV teknolojisinin gelişimine ve sürdürülebilir enerji kullanımına anlamlı katkılar sunduğunu göstermektedir.
Thumbnail Image
ItemOpen Access
Türkiye'de Kamu Denetçiliği Kurumunun idare üzerindeki etkisi: Kolluk faaliyetleri üzerinden bir analiz
(Kastamonu Üniversitesi, 2025) Yöntem, Kadir
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) (Ombudsmanlık), idarenin hizmet kalitesinin artırılması, iyi idare ilkelerinin içselleştirilmesi, insan hakları standartlarının iyileştirilmesi, hak arama kültürünün güçlendirilmesi, şeffaf ve hesap verebilir bir idarenin oluşturulması temel amaçlarıyla Türkiye’de 2012 yılında 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu ile kurulan ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı anayasal bir kurumdur. 2013 yılı Mart ayında şikâyet başvurularını almaya başlayan KDK ilgili kanun çerçevesinde idareye tavsiye kararı vererek bu kararların uygulanmasını veya uygulanamaması durumunda neticesinin gerekçelendirilmesini ister. Kurumun temel görevi, idarenin hukuka, adalete ve insan haklarına aykırı her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarına karşı bireylerin savunuculuğunu yapmak, insan haklarını korumak ve geliştirmektir. Bu çalışmanın amacı, bir hak arama kurumu olan KDK’nın idare üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. KDK, sağlıktan eğitime, adaletten ekonomiye, insan haklarından sosyal güvenliğe kadar toplumu ilgilendiren neredeyse her konuda denetleme yapmakla yetkilidir. Ancak bu çalışmada KDK’nın idare üzerindeki etkisi yalnızca kolluk faaliyetleri üzerinden analiz edilmektedir. Bu kapsamda çalışmada, ilk olarak denetimin kavramsal çerçevesi incelenmekte, Türk idare sisteminde denetimin yeri ve denetimle yetkili kurum ve kuruluşlar ele alınarak, daha etkili denetimlerin yapılabilmesi için gerçekleştirilen reformlar değerlendirilmektedir. Daha sonrasında ombudsmanlık kurumunun önemi, özellikleri ve türlerine değinilerek, dünyadaki ombudsmanlık uygulamalarının yanı sıra Türkiye’deki tarihsel serüveni, hukuki çerçevesi, yapısı ve özellikleri ele alınmaktadır. Çalışmanın devamında, kolluk kavramı, kolluk türleri, kolluk makamları ve kolluk kuvvetlerinin denetimi incelenmektedir. Son olarak ise KDK tarafından verilen tavsiye kararlarına karşı idarenin yaklaşımı analiz edilerek, kolluk faaliyetleri üzerinden KDK’nın idare üzerindeki etkisi ve idare sistemi açısından önemi ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bulgular göstermektedir ki yargının yükünü hafifletmeyi ve adalete hızlı erişilmesini misyon edinen ve başvuruların ücretsiz olduğu KDK’nın verdiği tavsiye kararlarına idarenin uyma oranı gün geçtikçe artmakta ve KDK Türk idare sisteminde daha etkin bir konuma gelmektedir.
Thumbnail Image
ItemOpen Access
Birzâli (ö.739/1339) ve Hadis ilmindeki yeri
(Kastamonu Üniversitesi, 2025) Karaahmetoğlu, Zühal
Memlükler, İslam tarihinde önemli bir yere sahip olan bir Türk devletidir. İslamî ilimler açısından oldukça velûd bir dönemdir. Birzâlî, Memlükler zamanında Şam’da yaşayan, tarihçi ve hadisçi kimliğiyle bilinen bir İslam âlimidir. Birçok yazar ona “Şam’ın hadis ve tarih âlimi” unvanıyla atıfta bulunmuştur. Birzâlî darûlhadislerde hocalık yapmış, Hadis meclislerinde hadis okutmuş ve dönemin önemli isimleriyle hoca-talebe ve dostluk ilişkileri kurmuştur. Birzâlî hadis hâfızı ve râvisi olarak zikredilmekte, âlimler için yazmış olduğu vefeyât türü eserinden hareketle ricâl konularında derin bir bilgiye sahip olduğu söylenmektedir. Çalışmamızda Birzâlî’nin hayatı ve hadis ilmindeki yeri konu edilmiştir. Birzâlî’nin yaşadığı dönemin sosyal ve ilmî yapısı, hayatı, ilmî kişiliği ve hadis ilmindeki konumu verilmiştir. Birzâlî’nin semâ meclislerindeki yeri araştırılmıştır. Ulaşabildiğimiz eserleri incelenerek, râviler hakkında sunduğu bilgilerden hareketle Birzâlî’nin ricâl bilgisi ortaya konmaya çalışılmıştır.