Browsing by Author "Jawed, Asma Asghar"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item KESTANENİN VERİMLİLİĞİNDE TOPRAK VE İKLİM ÖZELLİKLERİNİN KASTAMONU YÖRESİ İÇİN DEĞERLENDİRİLMESİ(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017) Jawed, Asma AsgharKestane ağaçları, çoğunlukla meyve ve odun üretimi için yetiştirilmektedir. Türkiye topraklarının yaklaşık 111.044 hektarı (% 0, 5) kestane ormanları ile kaplıdır. Meyve ile ilgili olarak, diyetetik değeri nedeniyle birçok tarifin hazırlanmasında kullanılır. Ekonomik ve besinsel değeri nedeniyle dünyanın çeşitli bölgelerinde yeni kestane ağaç dikmeler dikildiğinde dünya kestane üretimi artmaktadır. FAO istatistiklerine (FAO, 2012) göre Türkiye, 59.789 tonla (60'lı yıllarda 40.000 ton) 2011'de dünyanın üçüncü büyük üreticisi oldu; Dünyanın en büyük üreticileri Çin (1.650.000 ton), Kore Cumhuriyeti (70.000 ton) ve Türkiye (59.789 ton)'dır. Avrupa ve Türkiye'de en önemli kestane türü Castanea cinsinden 13 türden biri olan Castanea sativa Mill'dir. Oluşturulan kestane yayılış haritasına göre Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü sınırlarında 23 341,7 ha kestane meşceresi bulunmaktadır. Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü Kestane Ormanları Karışım Haritasına göre kestane meşcerelerinin %11.1’i saf kestane ormanlarıdır. Kestane meşcerelerinin %80,4’ü diğer yapraklı orman ağacı türleri ile karışım halindedir. Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü içerisinde yayılış gösteren Anadolu Kestanesi meşcerelerinin %83.5’i (19498,2 ha) gölgeli bakılarda (Kuzey-Kuzeybatı-Kuzeydoğu-Doğu bakılar); %16.5’i (3843,5 ha) güneşli bakılarda (Güney-Güneybatı-Güneydoğu-Batı bakılar) yayılış göstermektedir. Kestane meşcereleri yoğunlukla 500 m ile 1500 m rakım değerleri arasında (%98,7) yayılış göstermektedir. Bütün bitki türleri, üretimine göre hava ve toprağa bağımlıdır. Kestane türlerinin genel olarak kireçli toprakları sevmediğini ancak tortul veya silisli topraklardan hoşnut olduğunu literatürden biliyoruz. Kökleri, boşaltılmış topraklarda çürüme eğilimindedir. Asidik ve nötr topraklarda bulunabilir ve yıllık yağış miktarı 600 ile 1500 mm arasında değişen, yıllık ortalama sıcaklık 9 ile 13 oC arasında değişen, 27 oC maksimum sıcaklığın ortalaması olan deniz ikliminden etkilenir. Her şeye rağmen, kestane üretiminin toprağa ve havaya bağımlılığı üzerine sadece birkaç eser yayınlanmış ve bu konuda hiçbir referans bulunmamakta ve Türk kestane üretimini nicel ve modellemek niyetinde değildir. Elli dört yıllık iklim verileri incelendiğinde, bu veriler, yıllık yağış ve yaklaşık beş yıllık zaman periyodunun yıllık sıcaklığından oluşmaktadır. Toprak özellikleri arasında sadece üç boyutta kuzey yönünden toplanan kestane ağaçlarının bazı toprak özellikleri, sadece toprak pH'sı ve kil içeriği yüksekliklerin arasında anlamlı farklar göstermiştir (sırasıyla P <0.05 ve P <0.001). Ayrıca, toprak derinliği arasında toprak porozitesi (P <0.01), toprak pH'sı (P <0.05) ve hacim ağırlığı (P <0.01) arasında istatistiki olarak anlamlı farklar vardı. Toprak nemi, kil, toz ve kum içerikleri rakımlar ya da toprak derinlikleri arasında değişmemiştir. Alt rakımlarda kil içeriği (%19) yüksek rakımlardan (% 33 ve %31) daha düşük belirlenmiştir. Ortalama toprak pH değeri ise alt rakımlarda (6,13) yüksek rakımlara göre (5.42 ve 5.55) daha yüksektir. Genel olarak, toprak pH ve toprak hacim ağırlığı toprak derinlikliğine göre (Tablo 4.2) azalırken, toprak gözenekleri bir artış göstermiştir. Ortalama, toprak organik karbon miktarı rakımla beraber azalmıştır. Rakım 41 m’de topraktaki organik karbon miktarı %2.65 iken rakım 305 m’de %1.91 olarak belirlenmiştir. Toplam azot kapasitesi (P <0.01) ve toprak organik karbon depolama kapasitesinin (P <0.01) yükselti ile azaldığına dair belirtiler varsada bu farklılıklar istatistiksel olarak anlamlı bulunamamıştır. Toprağın makro besin maddeleri (Mg, P ve K) rakımla önemli farklılıklar gösterirken (P<0.001; P<0.01 and P<0.001) tüm makro besin elementleri (Ca, Mg, P, K ve S) toprak derinlik kademelerine göre önemli değişiklik göstermiştir. Makro besin elementleri Mg ve K üst rakımlarda daha fazla iken P miktarı ise daha düşük bulunmuştur. Çalışılan tüm mikro besin elementleri (Fe, Mn, Na, Cu, Zn, Cl, Al and Co) hem rakımlar arasında hem de toprak derinlik kademelerinde önemli farklılıklar göstermiştir. Fe, Mn, Cu, Zn ve Co miktarları üst rakımlarda daha düşük bulunurken Na ve Al miktarları daha yüksek bulunmuştur. Yapılan çalışmanın sonucunda kestane ormanlarının iyileştirilmesi, mevcut kestane sahalarından azami seviyede fayda sağlanılması, hastalık ve zararlıları ile mücadele edilmesi amacıyla sonuç ve önerilerde bulunulmuştur.Item Pakistan’da yetişen bazı bitkilerde ağır metal konsantrasyonlarının ve stomatal karakterlerin trafik yoğunluğuna bağlı değişimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022-01) Jawed, Asma AsgharGünümüzde dünya genelinde en önemli sorunların başında çevre ve özellikle hava kirliliği gelmektedir. Hava kirliliği bileşenleri arasında özellikle ağır metaller, doğada kolay kolay bozulmamaları ve yok olmamaları, insanlar için düşük konsantrasyonlarda bile toksik ve kanserojen olabilmeleri ve canlı bünyelerinde biyobirikim yapmaları sebebiyle ayrı bir önem taşımaktadır. Bundan dolayı havadaki ağır metal konsantrasyonlarının belirlenmesi son derece önemlidir. Ancak havadaki ağır metal konsantrasyonlarının doğrudan belirlenmesi oldukça zor ve masraflı olduğundan bu amaçla sıklıkla biyomonitorler kullanılmaktadır. Bulundukları bölgede sabit olarak yaşayan ve havadaki ağır metalleri bünyelerinde birirktirebilen bitkiler, havadaki ağır metal kirliliğinin izlenmesi amacıyla kullanılabilecek uygun biyomonitorlerdir. Ancak bitkiler farklı elementleri farklı organlarında farklı düzeylerde biriktirmektedir ve bundan dolayı hangi elementin izlenmesi için hangi bitki ve organının daha uygun olduğunun ayrı ayrı belirlenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada Pakistan’da yoğun olarak kullanılan bazı bitkilerdeki ağır metal konsantrasyonlarının trafik yoğunluğuna bağlı olarak değişiminin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Ficus bengalensis, Ziziphus mauritiana, Conocarpus erectus ve Azadirechta indica türlerinin yaprak ve dallarından örnekler alınmış, alınan örneklerin bir kısmında yıkama işlemi de uygulanmıştır. Böylece 4 tür, 2 organ ve 2 yıkama durumu ile birlikte 3 trafik yoğunluğu çalışma kapsamında değerlendirilmiş, elde edilen numunelerde ICP-OES cihazı yardımıyla Ba, Cr, Mn, Ni, Cu, Zn, Pb, Al, Ca, Fe, K, Na, Mg ve Sr elementlerinin değişimi belirlenmiştir. Çalışma kapsamında ayrıca yapraklardan SEM elektron mikroskobu yardımıyla alınan görüntüler üzerinde ölçümler yapılarak stoma boyu, stoma eni, por boyu ve por eni değerlerinin trafik yoğunluğuna bağlı olarak değişimi belirlenmiştir. Çalışma sonucunda stomatal karakterlerin değişimi ile trafik yoğunluğu arasında doğrusal bir bağlantı kurulamamıştır. Çalışma kapsamında değerlendirilen ağır metallerden Li, Co ve Cd bütün numunelerde belirlenebilir limitlerin altında kaldığından değerlendirmeye alınamamıştır. Diğer ağır metallerin ise hem trafik yoğunluğu hem de organ bazında değişimlerinin istatistiki olarak anlamlı düzeyde olduğu tespit edilmiş ve her bir ağır metalin değişiminin izlenmesi için en uygun tür ve organları ayrı ayrı belirlenmiştir.Pubmed The usability of Cupressus arizonica annual rings in monitoring the changes in heavy metal concentration in air.(2021-07-01T00:00:00Z) Cesur, Alican; Zeren Cetin, Ilknur; Abo Aisha, Adel Easa Saad; Alrabiti, Osama B Muragaa; Aljama, Akram Mohamed Omar; Jawed, Asma Asghar; Cetin, Mehmet; Sevik, Hakan; Ozel, Halil BarisAir pollution, which has been increasing in recent years, has reached significant dimensions and has become one of the most important agenda topics of present day. Among air pollution components, heavy metals are of particular importance, since they are not easily decomposed, they tend to bioaccumulate, and some of them have toxic or carcinogenic effects even at low concentrations. Therefore, it is an extremely important subject to monitor the changes in heavy metal concentrations found in air. The most preferred method in determining the changes in heavy metal concentrations in the atmosphere is the use of biomonitors. From past to present, trees have been good biomonitors in determining the increase in heavy metal concentrations in the atmosphere. Particularly, with the help of the annual growth rings of trees, vital information can be obtained on the changes in heavy metal concentrations in air. In this study, after the annual rings were determined on the log taken from the main body of the cypress (Cupressus arizonica) tree cut from the Kisla park located in Kastamonu province, the concentrations of Bi, Cd, and Ni in the outer bark, inner bark, and wood were compared in the inward-facing and road-facing parts of these sections. Also, the changes in heavy metal concentrations in the annual rings were evaluated on a yearly basis. As a result of the study, it was found that the element concentrations in the outer bark of the road-facing part were generally at a higher level, and that the changes in the elements on a yearly basis generally followed a fluctuating course, but there had been a general increase in the Cd and Ni concentrations in recent years.