LEA (Late embryogenesis abundant) genlerinin salatalık (Cucumis sativus L.) genomunda belirlenmesi, biyoinformatik analizleri ve kuraklık stresi altında gen ifade profillerinin çıkarılması
Loading...
Files
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Type
Thesis
Access
info:eu-repo/semantics/openAccess
Publication Status
Metrikler
Total Views
8
Total Downloads
3
Abstract
LEA proteinleri (late embryogenesis abundant) ilk olarak tohumlarda keĢfedilmiĢ ve
daha sonra farklı bitki türlerinin vejatatif dokularında belirlenmiĢtir. Salatalık
bitkisinde genom seviyesinde farklı gen aileleri belirlenmiĢ olsa da, LEA genlerinin
belirlenmesine yönelik böyle bir çalıĢma Ģu ana kadar yapılmamıĢtır. Salatalık
genomunda toplam 79 LEA geni belirlenerek salatalık kromozomlarına
yerleĢtirilmiĢtir. Genler kromozomlar üzerindeki yerleĢimlerine göre CsLEA-01‟ den
CsLEA-79‟ a kadar isimlendirilmiĢtir. Salatalıkta 44 adet CsLEA geninin intron
içermediği saptanmıĢtır. Filogenetik olarak, CsLEA genleri 7 sınıfa ayrılmıĢtır.
CsLEA genlerine ait en fazla tandem duplikasyon olayı 3 numaralı kromozom
üzerinde olup, CsLEA genlerinin yaklaĢık %70‟inde bu olay gözlemlenmiĢtir. CsLEA
genlerinin maksimum ortolog iliĢkisinin %81 ile kavak genomunda bulunan LEA
genleri ile olduğu belirlenmiĢtir. Mikro-RNA (miRNA) analizine göre, 37 adet
CsLEA geni farklı miRNA‟ lar tarafından hedeflenmiĢ olup, özellikle mir854 ve
mir414 en fazla belirlenen miRNA‟ lardır. RNA-seq verisi, salatalığın farklı
dokularındaki CsLEA gen ifade analizleri için kullanılmıĢtır. Ayrıca, kuraklık stresi
uygulanmıĢ salatalık kök ve yaprak dokularında 10 adet CsLEA geninin ifade
değiĢiklikleri EĢ Zamanlı PZR ile incelenmiĢtir. Bunların arasında, CsLEA-54 geni
hem yaprak hem de kök dokusunda stres uygulamasından sonra uyarılmıĢtır.
CsLEA09, CsLEA-32, CsLEA-57 genleri ise kuraklık stresinin 3. saatinin sonunda
cevap oluĢturmuĢ ve bu genlerin su kıtlığı durumunda erken cevap oluĢturabileceği
düĢünülebilir. ÇalıĢmamızın CsLEA genlerinin, salatalıkta kuraklık tolerans
mekanizmasını anlamamıza yardımcı olacağı ve yeni çalıĢmalara farklı bir bakıĢ
açısı oluĢturacağı düĢünülmektedir.
Date
2016
Publisher
Kastamonu Üniversitesi