Research Project:
Kastamonu İli Rüzgâr Enerjisi Yatırım Potansiyelinin İncelenmesi

dc.contributorÖğr. Gör. Ziya Demirkol, Arş. Gör. Mustafa Yücel, Öğr. Gör. Ali Çilesiz
dc.contributor.authorDAYI, Faruk
dc.date.accessioned2024-01-28T21:46:37Z
dc.date.available2024-01-28T21:46:37Z
dc.description.abstractDünyadaki pek çok değişimin temel etmenlerinden biri olan enerji, üretim, güvenlik, sağlık, turizm, eğitim, gibi ekonomik ve sosyal yaşamı ilgilendiren her sektörde temel girdi haline gelmiştir. Özellikle 20’inci yüzyılın başlarından itibaren enerji ve enerji kaynakları ile ilgili konular hemen hemen bütün ülkelerin odak noktası haline gelmiş, gelişmişlik düzeylerini belirleyici bir noktaya gelmiştir. Bu bağlamda günümüzde enerji kaynakları, kalkınmak isteyen devletlerin göz ardı edemeyeceği bir öneme sahiptir. Enerji kaynakları temel sınıflandırmalarından biri de yenilenebilir ve yenilebilir olmayan kaynaklar şeklindedir. Fosil enerji kaynaklarının başında gelen petrol, doğal gaz ve kömür yenilenmesi mümkün olmayan kaynaklar sınıfında yer almaktadır. Dünyadaki sanayileşme hareketlerinin başlamasıyla özellikle fosil yakıtlara olan talep artmıştır. Günümüzde dahi ülkelerin kullandığı enerji kaynakları içerisinde fosil yakıtların yüksek bir orana sahip olduğu görülmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde rezervlerinin tükenme riskinin yanı sıra, sera gazı salınımı ve çevre kirliliği gibi etkileriyle fosil yakıtların kullanımı küresel boyutta ciddi tehditler oluşturmaktadır. Fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan çevre kirliliği, küresel ısınma, kaynakların tükenmesi ve benzeri meseleler neticesinde meydana gelebilecek olumsuz senaryoların gerçekleşme risklerinin artması üzerine özellikle yirminci yüzyılda sürdürülebilir kalkınma ve benzeri fikir akımları oluşmuş, uluslararası mecrada düzenlenen konferans ve zirveler gerçekleştirilmiştir. Söz konusu gelişmeler neticesinde hükümetler, bağımsız kuruluşlar ve kamuoyu gibi farklı gruplar özellikle enerji arz güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma hususlarındaki kritik önemden dolayı yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin gerekliliğine ikna olmuş, bahsi geçen grupların kuvvetli etkisiyle yenilenebilir kaynaklardan enerji elde etme yöntemlerine ciddi yönelim başlamıştır. Bu bağlamda güneş, rüzgâr, akarsu, dalga gibi gezegenin kendi normal döngüsünde var olan, enerji üretimi için kullanıldığında kayda değer bir kayıp oluşturmayan, diğer bir ifade ile yenilenebilir olan söz konusu kaynakların enerji üretiminde kullanım oranının özellikle 2000’li yıllardan itibaren ciddi şekilde arttığı görülmüştür. Uluslararası sözleşmelerle desteklenen söz konusu küresel trend içerisinde gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer alan Türkiye’nin, çevre, ekonomi ve toplum üzerinde ciddi tehdit oluşturan fosil kaynak kullanımına yüksek bir oranda bağımlı bir enerji arzının olduğu görülmektedir. Bahsi geçen enerji arzına yönelik ağır ithalat bağımlılığının olması ise cari denge üzerinde önemli derecede yük oluşturmakta, Türkiye’nin enerji arz güvenliği tehdit etmektedir. Öte yandan Türkiye, gerekli adımları atması durumunda net enerji ithalatçısı konumundan, net enerji ihracatçısı konumuna geçebilme fırsatı olan bir ülkedir. Bu adımların başında enerji arz güvenliği kapsamında uygulanan temel stratejilerden biri olarak kaynak çeşitlendirmesine gidilmesi önem arz etmektedir. Kaynak çeşitlendirmesinin önemli bir ayağı olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımların artırılması ise, gerek çevrenin korunması ve karbon salınımının azaltılması hususunda katkı sağlama, gerekse iç piyasanın enerji ihtiyacının sürdürülebilir kaynaklar ile karşılanmasıyla enerjinin ülke ekonomisi üzerindeki baskısının azaltılması hususunda başta gelen çözümler arasında yer almaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında yerini alan rüzgâr enerjisi, gerek yatırım geri dönüş oranı, gerekse yeni ve temiz teknolojisi ile sürdürülebilir enerji arzı sağlaması açılarından cazip fırsatlar sunmaktadır. Esasında Güneş’ten gelen enerjinin havayı ısıtması, böylelikle değişik bölgelerde farklı hava basıncı oluşması sonucu ortaya çıkan rüzgâr enerjisi, bu bağlamda güneş enerjisinin bir formu olarak sayılabilmektedir. Tarih boyunca çeşitli amaçlar doğrultusunda kullanılmış olan rüzgâr, günümüzde de başta enerji üretimi olmak üzere pek çok amaca hizmet etmektedir. Rüzgâr vasıtasıyla dönen türbinlerden mekanik hareket enerjisi elde etme mantığı üzerine kurulu olan, çevre dostu mekanizmasıyla enerji üretimi alanında önemli miktarda olgunluğa ulaşan rüzgâr türbinleri, AB’de yer alan gelişmiş ülkeler ve ABD başta olmak üzere pek çok ülkede yaygınlaşarak dünyanın en hızlı büyüyen enerji dönüştürme sektörü haline gelmiştir. Bu bağlamda Türkiye için de önemli bir alternatif olan rüzgâr enerjisinin fizibilitesinin yapılması, özellikle doğru yatırımların yapılması ile ülke ekonomisinin desteklenmesi açısından önem arz etmektedir. Rüzgâr enerji santrallerinin fizibilitesi ile ilgili gerek ulusal gerekse uluslararası çeşitli çalışmalar mevcuttur. Kastamonu ilinde yürütülmek istenilen araştırma konusuyla ilgili doğrudan (rüzgâr enerjisi potansiyelinin YSA ile tahmin edilmesine ilişkin bir çalışma mevcut) yapılan bir çalışma olmadığından, söz konusu bölgede gerçekleştirilmesi muhtemel karlı yatırım fırsatlarının değerlendirilmesinde bir engel teşkil etmektedir. Bunun yanı sıra Türkiye’yi ilgilendiren ülkemizde ve dünya ekonomisinde karşılaşılan, 2016 yılından itibaren hızla artan döviz kurları, 2019 yılında gerçekleşen Covid-19 salgını, tüm kalemlerdeki maliyet ve gelirlerdeki artış gibi çeşitli faktörler yeni çalışmaların yapılmasını gerekli kılmıştır. Dolayısıyla gerek Kastamonu ilinin kalkınması, gerekse Türkiye ekonomisine enerji ithalatının azalması ve karbon salınımının azaltılması yaşanabilir bir dünya için önem arz etmektedir. Bu hususlardan hareketle “Kastamonu İli Rüzgâr Enerjisi Yatırım Potansiyelinin İncelenmesi” adlı proje ile Kastamonu il ve ilçelerinde rüzgâr enerjisinin potansiyeli incelenerek Rüzgâr Enerji Santrali yatırımının yapılıp yapılmayacağı değerlendirilmek amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada Kastamonu ili ve ilçelerinde meteorolojinin ölçümleri esas alınarak son beş yıllık saatlik ortalama rüzgâr hızı verisi kullanılarak rüzgâr enerjisi potansiyelinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Rüzgâr enerjisinin elektrik üretimi için yeterli olduğu bulgusunu ulaşılırsa yatırım için gerekli sermaye bütçelemesi yapılması amaçlanmaktadır. Literatürde benzer çalışmalardan faydalanarak yatırım için gerekli maliyet kalemleri belirlenerek, güncel mevzuattan yararlanılarak Rüzgâr Enerjisi Santralı için yatırım maliyeti hesaplanması planlanmaktadır. Böylece maliyet, risk, yatırımın geri ödeme süresi, paranın zaman değeri dikkate alınarak yatırım kararının verilmesi için gerekli fizibilite raporunun oluşturulması hedeflenmektedir. Araştırma sonucunda elde edilen çıktılar ile Ulusal/Uluslararası düzeyde dergi ve konferanslarda bilimsel yayın yapılması amaçlanmaktadır. Projenin 12 ay içerisinde tamamlanması planlanmaktadır.
dc.identifierKÜBAP-01/2022-10
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12597/18816
dc.titleKastamonu İli Rüzgâr Enerjisi Yatırım Potansiyelinin İncelenmesi
dspace.entity.typeProject
project.investigatorDoç. Dr. Faruk Dayı
project.typeKapsamlı
relation.isPersonOfProject4d58431a-abe2-4b55-a678-0617652259fb
relation.isPersonOfProject.latestForDiscovery4d58431a-abe2-4b55-a678-0617652259fb

Files