Goal: 11 - Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar
Loading...
Description
Şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılmak. Dünya nüfusunun yarıdan fazlası artık kentlerde yaşıyor. 2050 yılına kadar bu rakam 6,5 milyar, yani dünya nüfusunun üçte ikisi olacaktır. Kentsel alanlarımızı inşa etme ve yönetme biçimimizi önemli ölçüde değiştirmezsek, sürdürülebilir kalkınmayı başaramayız.
6 results
Publication Search Results
Now showing 1 - 6 of 6
Publication EVALUATING FINANCIAL PERFORMANCE WITH MINIMUM SPANNING TREE APPROACH: AN APPLICATION IN AIRLINES COMPANIES(2018-06-01) Faruk DAYI, Tolga ULUSOYThe rapid development of technology increased aircraft productionand airlines that is alternative to land, rail, sea routes and a fastermeans of transport have an important position in the World. Airlinescompanies increasing their share day by day become an importantsector that has continued to grow. The purpose of the study is toevaluate success of World Airlines in terms of financial performance. Inour study, 19 airlines company’s data were used for the period 2008-2014. It is used various ratios calculating to evaluate financialperformance. Data set include accessible financial statement ofcompanies. MST approach method including ratio analysis is used.Financial performance indicators are Accounts Receivables TurnoverRate, Average Collection Period of Receivables, Inventory TurnoverAverage Inventory Turnover Period, Asset Turnover, Net Profit Ratio,Return on Assets Ratio and Return on Equity. After calculating ratios,given a brief topology of calculated ratios of 19 airline companies thathave been analyzed for he period 2008-2014 applying MST (minimalspanning tree) and Fourier analysis. Relations between companies withratio analysis have been analyzed using the Minimum Spanning Tree(MST) approach, which is frequently used in econophysics discipline.Verifications of the series have been tested with the Fourierdistribution. The results showed that Turkish Airlines are grown interms of profitability, total assets and annual sales every passing year.Publication Hayi Hak, Perdeye Yansıyan Zaman, Türk Gölge Tiyatrosu Karagözün Kökenine Dair İmgesel İzler(2018-02-01) Ökkeş Hakan ÇETİN, Burak E. TARLAKAZANSinema, televizyon gibi kitle iletişim araçları öncesinde sosyal yaşamının önemli bir parçası olanTürk gölge oyunu, “Karagöz” olarak anılmakta ve Geleneksel Türk Tiyatrosunda önemli bir yerteşkil etmektedir. Karagöz’ün Türk toplumunda ilk olarak nerede, ne zaman ortaya çıktığı konusuyerli ve yabancı birçok araştırmacı tarafından uzun yıllar incelenmiş, bu konuda birbirini desteklerveya birbirinden farklı birçok görüş ortaya konmuştur.Görsel semboller, oluşturulduğu medeniyetler ile ilgili bilgi veren, tanınmayı, tarihlemeyi vebilinirliliği sağlayan iletişimsel araçlardır. Bu anlamda bakıldığında; Türk toplumunun ürettiğisembol, eser ve imgeler Türk gölge tiyatrosunun kaynağına yönelik fikirler verebilecek potansiyelesahiptir. Tarihsel süreç içerisinde farklı yöntem ve tekniklerle üretilen ve günümüzde birer sanat eseriolarak değerlendirilen kimi görsel semboller; imgesel özellikleriyle ve taşıdıkları izlerle Karagözoyununa dair bilgiler verebilir.Bugünkü Türk varlığını meydana getiren tüm siyasi ve toplumsal yapıların kuruluş çevrelerindekietkenlerde, göç yollarında edindikleri tecrübeler ve kültürel etkileşimleri sonucu ürettikleri sözel vegörsel sanatsal materyallerde “Karagöz’e dair izler görülebilir. Ya da biçimsel bir bağ kurulabilir.Karagöz oyunlarındaki figürlerin geçmişteki izleri görsel anlamda kimi resim, minyatür, fresk,heykel, halı-kilim vb. farklı alan ve örneklerde görülebilir. Disiplinlerarası yaklaşımla farklıalanlardaki bu materyal ve görsel semboller bir araya getirilerek değerlendirildiğinde Karagözünkökenine dair izlerin ipuçlarına rastlanılabilir.Bu izlerin gölge oyunu ve figürlerine ait birebir ilişkisi ile ilgili doğrudan bilgi, belge ya da kaynakbulunmasa da bu benzer özelliklerin çeşitli araştırmalarla ortaya konması önem teşkil eder.Araştırmada Karagöze dair bu tür görsel belgelemeler ve benzerlikler ele alınmış, yapılankarşılaştırma, değerlendirme ve yorumlarla Karagözün kaynağına ve ülkemizde Karagöz oyunlarınınhayat bulmasına yönelik tarihsel betimleme yapılmıştır.Publication Henri Matisse’ in “Dans” ve “Müzik” Resimlerindeki Müziksel Öğelerin İncelenmesi(2021-02-01) Hüseyin UysalSanat bir ifade etme biçimidir. Bu ifade etme sürecinde estetik kaygı temelli farklı malzemeler kullanılabilmekte ve bu malzemeler de farklı sanat dallarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Her ne kadar malzemeleri birbirinden farklı olsa da her bir sanat dalı, aynı amaç doğrultusunda kendine özgü sanat eserleri ortaya koymaktadır. Sanat dallarına resim, müzik, dans, edebiyat vb. örnek olarak verilebilmektedir. İlk insanlardan günümüz modern yaşamına kadar bu sanat dalları, teknolojinin ve dönemim özelliklerine göre yapısal gelişmeler göstermektedir. Özellikle Rönsesans’ tan itibaren hızlı ilerlemelerin olduğu tüm sanat dallarında, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında büyük gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerden biri de farklı sanat dallarının birbirinin biçim ve içerik özelliklerinden etkilenerek yeni ve özgün eserler ortaya koymasıdır. Bunlara en güzel örnek resim-müzik ilişkisidir. Resim-müzik ilişkisi konusuna özel bir ilgisi olan Fransız ressam Henri Matisse resimlerinde müziksel yapılanma arayışlarında bulunmuştur. Nitel araştırma desenlerinden durum çalışması ile şekillendirilen bu araştırmanın amacı Henri Matisse’ in resimlerinden olan “Dans” ve “Müzik” resimlerindeki müziksel öğelerin incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda literatür detaylı bir şekilde incelenmiş ve ilgili resimlerde akor, legato, staccato, orkestrasyon ve kontrpuan olmak üzere beş farklı müziksel öğe olduğu tespit edilmiştir. Bu öğelerin somutlaştırılması için araştırmacı tarafından uzman görüşleri alınarak müziksel yazım örnekleri sunulmuştur. Resimlerin müzik ile yeniden ifade edilmesinin diğer araştırmacıların dikkatini çekeceği ve sanat alanına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Publication KOAH ve Astımlı Hastaların İnhalasyon Cihazlarını Kullanma Becerileri ve Memnuniyet Durumları(2018-07-01) Nazmiye ÇIRAY GÜNDÜZOĞLU, Filiz ÖZEL, Asiye DURMAZ AKYOLAmaç: Bu araştırma KOAH veya astım tanılı inhaler ilaç tedavisi alan hastaların ilaç uygulamalarını ve memnuniyetlerinibelirlemek amacıyla yapılmış kesitsel bir araştırmadır.Gereç ve Yöntem: Araştırma İzmir ili içerisinde hizmet veren bir üniversite hastanesi ve bir devlet hastanesininGöğüs Kliniği’nde Mart-Haziran 2012 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini 84 birey oluşturmuştur.Araştırma verileri hasta tanıtım formu, inhaler memnuniyet formu ve inhaler ilaç kullanım gözlemformu ile toplanmıştır.Bulgular: Araştırmada hastaların %63.1’i KOAH ve %36.9’u astım tanılı; %52.4’ü 1-5 yıl arası tanı almış hasta ve%53.6’sı 1-3 kez hastaneye yatmıştır. Araştırmada hastaların %57.1’inin Ölçülü doz inhaler, %36.9’unun turbuhalerve %6’sının diskus kullandığı saptanmıştır. Araştırmada kullandığı cihazdan memnun olduğunu bildirenlerinoranı %40.5’dir. Hastaların inhaler cihaz kullanım beceri puan ortalamaları Ölçülü doz inhaler (ÖDİ) 5.1±2.6, turbuhaler6.8±2.3, diskus 6.8±3.4 olarak saptanmıştır.Sonuç: Araştırmada hastaların inhaler cihaz kullanım becerilerinin orta düzeyde olduğu görülmüştür. Sağlık profesyonellerininhastaya uygun inhaler cihazı seçmesi ve cihazın doğru kullanımı hakkında gerekli eğitim vermesiönerilmektedir.Publication Osmanlı Dönemi Bodrum Cami ve Mescitleri(2018-02-01) Mustafa EĞİLMEZ, Fahri MADENKanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı hâkimiyeti altına alınan Bodrum, İstanköysancağına bağlı bir kale idi. Osmanlı fethinin ardından, kalede bulunan kilise camiye çevrildi. XVI.yüzyıl boyunca kale konumunu devam ettiren Bodrum, 1671 yılında da kale dışında varoşun, han,cami ve çarşının bulunmadığı bir yerleşim yeriydi. Kent XVIII. yüzyılda gelişme kaydedip, buradakale dışında yerleşim oluşmaya başladı. Bu süreçte 1723’te Bodrum’da görevli bulunan KızılhisarlıMustafa Paşa tarafından kentte kale dışında ilk cami yaptırıldı. Daha sonra liman kıyısında 1740yılında Mustafa Paşa’nın kâhyası tarafından da bir cami inşa ettirilip Tepecik Mahallesi ortaya çıktı.Böylece kentte yaptırılan yeni camilerle birlikte yeni mahalleler de şekillendi. Bununla birlikteBodrum’daki cami ve mescitlerin pek çoğunun XVIII. yüzyılda inşa edildiği anlaşılmaktadır. EskiÇeşme Mahallesi Mescidi (1746), Hızıroğlu Mescidi (Kelerlik Camii) (1756-1757), Türkkuyusu Camii(1767-1768), Yeniköy Mescidi (1774), Tulumba Mescidi (1780) ve Umurca Mescidi (1784)bunlardandır. Daha sonra uzun süre cami inşa edilmeyen Bodrum’da, Osmanlı dönemine ait soncami 1901 yılında yapımına başlanılan Adliye (Hamidiye-Çarşı) Camii’dir. Kale Caddesi’ninsonunda, eski belediye binasının önünde, Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan bu camii, II.Abdülhamit’in kurmuş olduğu vakıf ve göndermiş olduğu paranın yanı sıra halktan toplanangelirlerle yapılmıştır. Osmanlı döneminde Bodrum’da yapılan en son cami olması sebebiyle halkarasında Yeni Camii ismi ile tanınmıştır. Bu çalışmada Osmanlı tarihi boyunca Bodrum’da yaptırılancami ve mescitler arşiv belgeleri ve kaynak eserler ışığında ele alınmaktadır.Publication Azerbaycan’ın Hôy Yöresinde Türk Egemenliği (XI- XVI. Yüzyıllar)(2018-02-01) Cevdet YAKUPOĞLUSelçuklu sultanı Tuğrul Bey’in Türk egemenliğine soktuğu Hôy, XI-XVI. yüzyıllar arasındasırasıyla Selçuklular, Atabeylikler, Harizmşahlar, Moğollar (İlhanlılar), Celâyirliler,Karakoyunlular, Timurlular, Akkoyunlular ve Safevî Türkmenleri egemenliğinde yaşamış; 1514 yılısonrasında ise belli aralıklarla Osmanlı idaresi altında bulunmuştur. Selçuklular devrinde veMoğol istilası sırasında kalabalık nüfusa sahip Oğuz boyları bu yöreyi mesken tutmuşlardır.Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmenleri de Hôy’da Türk nüfusunun artmasını sağlamışlardır.Safevîler zamanında ise Anadolu’dan Hôy’a yeni Türk göçleri yaşanmıştır. Hôy, tarım arazileriningenişliği, yaylak ve kışlaklarının bol olması ve ticaret yolları üzerinde bulunması gibi nedenlerleTürk hanedanlarının dikkatini çekmiştir. Günümüzde İran İslam Cumhuriyeti’nin sınırlarıiçerisinde, Güney Azerbaycan eyaletinin batısında, Türkiye sınırlarına yakın bir mevkide bulunanHôy ile Anadolu arasında tarihî- kültürel sıcak ilişkiler tesis edilmiştir. Türklük âleminin önemli birparçası olan Hôy’un tarihinin ortaya konulması, Azerbaycan’la birlikte Anadolu’nun da tarihîkültürelpotansiyeline ışık tutacaktır. Bu çalışmada XI-XVI. yüzyıllar arasında Hôy’u elindebulunduran siyasi güçler ele alınmış, yöredeki Türk iskânının mahiyeti ortaya konulmuş ve kentinTürk şehirleri içinde üstlenmiş olduğu tarihî rolün önemi vurgulanmıştır.