Goal:
16 - Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar

Loading...
Project Logo

Description

Sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumlar tesis etmek, herkes için adalete erişimi sağlamak ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumlar oluşturmak. Barış, istikrar, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayalı etkin yönetim olmadan, sürdürülebilir kalkınma olmasını bekleyemeyiz. Gittikçe artan ölçüde bölünmüş bir dünyada yaşıyoruz. Ancak bu, hiçbir şekilde kaçınılmaz sonuç değildir ve mutlaka çözümlenmelidir.

Publication Search Results

Now showing 1 - 5 of 5
  • Publication
    Hayi Hak, Perdeye Yansıyan Zaman, Türk Gölge Tiyatrosu Karagözün Kökenine Dair İmgesel İzler
    (2018-02-01) Ökkeş Hakan ÇETİN, Burak E. TARLAKAZAN
    Sinema, televizyon gibi kitle iletişim araçları öncesinde sosyal yaşamının önemli bir parçası olanTürk gölge oyunu, “Karagöz” olarak anılmakta ve Geleneksel Türk Tiyatrosunda önemli bir yerteşkil etmektedir. Karagöz’ün Türk toplumunda ilk olarak nerede, ne zaman ortaya çıktığı konusuyerli ve yabancı birçok araştırmacı tarafından uzun yıllar incelenmiş, bu konuda birbirini desteklerveya birbirinden farklı birçok görüş ortaya konmuştur.Görsel semboller, oluşturulduğu medeniyetler ile ilgili bilgi veren, tanınmayı, tarihlemeyi vebilinirliliği sağlayan iletişimsel araçlardır. Bu anlamda bakıldığında; Türk toplumunun ürettiğisembol, eser ve imgeler Türk gölge tiyatrosunun kaynağına yönelik fikirler verebilecek potansiyelesahiptir. Tarihsel süreç içerisinde farklı yöntem ve tekniklerle üretilen ve günümüzde birer sanat eseriolarak değerlendirilen kimi görsel semboller; imgesel özellikleriyle ve taşıdıkları izlerle Karagözoyununa dair bilgiler verebilir.Bugünkü Türk varlığını meydana getiren tüm siyasi ve toplumsal yapıların kuruluş çevrelerindekietkenlerde, göç yollarında edindikleri tecrübeler ve kültürel etkileşimleri sonucu ürettikleri sözel vegörsel sanatsal materyallerde “Karagöz’e dair izler görülebilir. Ya da biçimsel bir bağ kurulabilir.Karagöz oyunlarındaki figürlerin geçmişteki izleri görsel anlamda kimi resim, minyatür, fresk,heykel, halı-kilim vb. farklı alan ve örneklerde görülebilir. Disiplinlerarası yaklaşımla farklıalanlardaki bu materyal ve görsel semboller bir araya getirilerek değerlendirildiğinde Karagözünkökenine dair izlerin ipuçlarına rastlanılabilir.Bu izlerin gölge oyunu ve figürlerine ait birebir ilişkisi ile ilgili doğrudan bilgi, belge ya da kaynakbulunmasa da bu benzer özelliklerin çeşitli araştırmalarla ortaya konması önem teşkil eder.Araştırmada Karagöze dair bu tür görsel belgelemeler ve benzerlikler ele alınmış, yapılankarşılaştırma, değerlendirme ve yorumlarla Karagözün kaynağına ve ülkemizde Karagöz oyunlarınınhayat bulmasına yönelik tarihsel betimleme yapılmıştır.
  • Publication
    GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRKLERDE NEVRUZ
    (2020-12-01) Mehmet KILDIROĞLU
    Nevruz, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar Türk halklarının yaşadığı hemen hemen heryerde kutlanıla gelen bir bayramdır. Türklerden bahseden ilk kaynaklar bilindiği gibi Çinyıllıklarıdır. Çin kaynaklarında özellikle Hunlar zamanından başlayarak Göktürkler,Uygurlar ile Kırgızların Ötüken’den çıkışına deyin Türklerle ilgili epey bilgi vardır. Bubilgilerden biz Hunlar, Göktürkler, Uygurlar ve Kırgızlar zamanında Türklerin Mart veMayıs aylarında tabiatın uyanmasını çeşitli etkinliklerle kutladıklarını öğreniyoruz. Nevruzbugün birçok halk tarafından kutlanmaktadır. Dini nitelikli bir bayram veya kutlamadeğildir, ancak bazı halklarda dini nitelik de almıştır. Nevruz adının birçok millettebirbirine benzer bir şekilde bulunması onun aynı zamanda evrenselliğini göstermektedir.Hint-Avrupa dillerinde bu ad hemen hemen birbirine benzer şekillerde kullanılmıştır.Türklerde ise Gagauzlarda Bulgar ve Moldavalılar da olduğu gibi Baba Marta veya İlkyazYortusu, Kazaklarda Ulıstın Ulı Künü, Çuvaşlarda Nartukan veya Nurıs, AltaylılardaCılgayak, Hakaslarda Çılpazı, Yakutlarda Isıah şeklindedir. Dikkat edildiği gibi kuzeyTürk topluluklarında Nevruz adı yerine başka adlar kullanılmaktadır. Bu makalede Nevruzadının değişik toplumlardaki karşılığından başlayarak onun Hunlar, Göktürkler, Uygurlar,Kırgızlar, Karahanlılar, Selçuklular, Osmanlılar ve günümüzde kutlanması tarihi seyiriçinde ele alınacaktır.
  • Publication
    TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDA KABUL VE RET BİLDİREN İFADELER
    (2018-06-01) Şahin ŞİMŞEK, Kadir COŞKUN
    Kabul ve ret bildiren ifadeleri günlük hayatta sıkçakullanılmaktadır. Bu ifadelerin ders kitaplarında nasıl kullanıldığınadair daha önce yapılmış herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.Günlük hayatta kabul bildiren ifadelerin ret bildiren ifadelere oranladaha çok kullanılması onaylamanın reddetmeye göre daha kolayolmasından kaynaklandığı söylenebilir. Bu çalışmada, öncelikle Türkdili alanı uzmanlarıyla görüşmeler yapılmış, sözlükler taranarak kabulve ret bildiren ifadeler tespit edilmiştir. Daha sonra belirlenen ifadelerTürkçe ders kitaplarında aranmıştır. Bu çalışmanın amacı Türkçe derskitaplarında, kabul ve ret bildiren ifadelerin ne ölçüde kullanıldığınıtespit etmektir. Çalışmada 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılında kullanılan5, 6, 7 ve 8. Sınıf Türkçe ders kitapları incelenmiş, elde edilen verilerinanalizinde, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan betimsel analizkullanılmıştır. Elde edilen veriler çalışmanın amacı doğrultusundasınıflandırılmıştır. Çalışmanın sonucunda ders kitaplarında kabulbildiren ifadelerin ret bildiren ifadelerden daha fazla karşımıza çıktığıgörülmüştür. Hayır diyebilmek insan olmanın gereklerinden biridir.Aileler ve eğitimcilerin önemli amaçlarından biri olan çocuklara hayırdemeyi öğretme sürecinde eğitim ortamındaki en kolay ulaşılır materyalolan ders kitabının da yeri oldukça önemlidir. Türkçe dersi, çocuklarakendi haklarını savunma ve istemedikleri durumlara karşı çıkabilmebecerisi kazandırmada diğer derslere göre daha avantajlıdır. Bu nedenleTürkçe ders kitaplarına metin seçilirken, kişinin hayır deme hakkını işleyen, hayır diyebilmenin olağan ve bazı durumlarda gerekli olduğunubenimseten ayrıca hayır diyebilme becerisini pekiştirmesine imkântanıyan metinlerin seçilmesine dikkat edilmelidir.
  • Publication
    HZ. PEYGAMBER’İN ÜMMETİNE BIRAKTIĞI MİRAS OLARAK EL- KİTÂB
    (2019-04-01) Şemsettin KIRIŞ
    Kitap-Sünnet ilişkisini ortaya koymada, kitaba yüklenecek rolönem taşıdığı halde bu konuda yapılan çalışmalar yok denecek kadarazdır. Bu bağlamda: “Size iki şey bıraktım.” hadisi ile ilgili yapılançalışmalar dikkat çekmektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ikinci bıraktığışey ile ilgili rivayetlerde “Sünnetim” ve “Ehl-i Beytim” lafız olarakgeçmiştir. Bu çalışmada Hz. Peygamber’in birinci bıraktığı şey konuedilecektir. Allah’ın kitâbı/Kitabullah’ın sadece âyet metinleri olarakanlaşılması, üzerinde görüş birliği bulunan bir konu değildir. el-Kitâb,Allah Teâlâ’nın bütün asırlarda insanlar için çizdiği temel sınırlar,emirleri ve yasakları olarak anlaşılabilir. İlahi kaynağa dayalı dindarlıkKur’ân’da övülmüştür. Dindarlığın ilahi kaynağı söz konusu olduğunda“uygulama” eyleminin “anlama” eyleminden öncelikli bir konumubulunmaktadır. Çünkü ilahi hükümlerin uygulanmaya dökülmesi, enyüksek seviyede anlaşıldığının da göstergesidir. Hüküm içeren ilâhîmetinlerin fiziksel olarak muhâfaza altına alınması ilâhî mesajınkorunması için yeterli değildir. İlahi mesajın korunması ihtivâ ettiğiahkâm-ı ilahiye’yi uygulayan kuşakların sürmesine bağlıdır. İlâhîhükümlerin uygulanmaması da bir tahrif türü olarakdeğerlendirilmelidir.Modern dünya müslümanının dindarlığına esas teşkil edecek sahihdini bilgiyi inşa etmeden önce Allah’ın kitâbı/kitâbullah ile ilgili doğru biryaklaşımın ortaya konması gerekmektedir. Allah’ın kitabı/Kitâbullah,üzerinde teorik tartışma yürütülecek bir metin olmaktan çok uygulamayadökülmesi gereken ahkâm-ı ilahiye mecmuasıdır. Uygulama esasalınmadığı takdirde, anlaşılma ve hurafeden arındırılma tartışmalarınınyaşanması tüm dini içerikler için söz konusudur. Allah’ınkitâbı/kitâbullah, ahkâm-ı ilahiye halinde tevarüs edilen nebevî birmirastır. İlahi hükümlerin uygulanması nokta-i nazarından bakıldığındaHz. Peygamber’in ümmetine bıraktığı manevi mirasın anlaşılma sorunubulunmadığı gibi, hurafeden arındırılma sorunu da bulunmamaktadır.
  • Publication
    An Examination on "Religiosity -Based Socialization" in the Practice of Hz. Prophet
    (2021-03-01) Şemsettin KIRIŞ
    We can call religious socialization the process of gaining identity and personality in society with one's beliefs, values, practices, acceptance or rejection. If individualization can be described as the realization of one's own intellectual capacity, depth of contemplation, in short, all abilities and knowledge, socialization can be characterized as the expression and sharing of these abilities and experiences with the society. Socialization is the interaction of the individual with society. The individualist-modern approach often emphasizes the thesis that the religion people hold in their hearts and the corporate religion are two different things. It is specifically stated that institutional religion is an external intervention in the will of the individual. It is stated that institutional religion does not increase authentic and qualified religiosity, but also leads people to hypocritical religiosity. It is foreseen that authentic and qualified religiosity can be realized by the individual's own desire and will. The question of how to shape the dynamic that will lead to religiosity in the inner world of the individual is not addressed. In an environment where an unlimited number of secular dynamics aspire to the desire and will of the individual, what kind of motivation can the choice of religiosity create? It is not difficult to foresee that this will not be easy. Finding a place for the desire for religiosity in the unlimited desires of the individual depends on an internal struggle. By its very nature, religiosity cannot live in harmony with indifference to religion. Sustainable religiosity requires social support as well as controlling and managing our desires and desires with a strong will training. Socialization is a compulsory need for every individual. Religious socialization is the consideration of religious sensitivities in meeting this basic need. The person may want to realize the need for socialization in a comfortable and acceptable way in terms of his/her religious beliefs. Socialization is a need, just as it is a need to do good to others. The manifestation and meaning of the good done is related to socialization. The religion brought by the Hz. Prophet ordered believers to gather for worship and custom. In this religion, life is not built on the basis of individual liberation, but on the basis of social liberation. Hz. During the time of the Hz. Prophet and Hulefa-i Raşidîn, the mosque became the center of social life and became a place where other activities were carried out besides worship. The Hz. Prophet revealed socialization as a target behavior for believers. Hz. The periods of Mecca and Medina in the life of the Prophet are full of striking examples of religious socialization.