TRDİZİN İndekslenen Yayınlar

Permanent URI for this collection

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 2754
  • TRDizinMetadata only
    The relationship between social phobia and cognitive impairment in idiopathic generalized epilepsy patients: a cross-sectional study
    (2024-03-04) İdris KOCATÜRK; Ali İNALTEKİN
    Objectives: Epilepsy, a neurological disorder affecting approximately 65 million people worldwide, frequently presents with various comorbidities, including cognitive impairment. The factors contributing to cognitive impairment are complex and multifaceted. This study aimed to investigate the influence of social phobia on cognitive function in patients with idiopathic generalized tonic-clonic epilepsy. Methods: This prospective study recruited 87 adult idiopathic generalized tonic-clonic epilepsy patients diagnosed according to the International League Against Epilepsy 2017 classification. Differential diagnosis involved electroencephalography, magnetic resonance imaging, and neurological examinations. All participants were assessed for cognitive impairment, social phobia, depression, and anxiety using the Montreal Cognitive Assessment, Liebowitz Social Anxiety Scale, Beck Depression Inventory, and Beck Anxiety Inventory, respectively. Results: A significant majority (73.6%) of participants reported social phobia. Compared to those without social phobia, the Montreal Cognitive Assessment total score was significantly lower in the social phobia group (P=0.002). Additionally, epilepsy duration was significantly longer in the social phobia group (P=0.03). Montreal Cognitive Assessment scores showed a negative correlation with Liebowitz Social Anxiety Scale-avoidance, Liebowitz Social Anxiety Scale-total, and age (P=0.003, P=0.005, and P<0.001, respectively). Conclusions: This study suggests that individuals with idiopathic generalized tonic-clonic epilepsy experiencing social phobia may exhibit lower cognitive function compared to those without. This indicates that comorbid social phobia might negatively impact cognitive abilities in idiopathic generalized tonic-clonic epilepsy patients.
  • TRDizinMetadata only
    Oyunlaştırma: Ödev-dışı Bir Teşvik
    (2023-12-30) Yasin Gurur Sev; Çiğdem Özkan Sev
    “Sıkıcı kabul edilen ciddi iş yahut etkinliklere eğlenceli addedilen ciddiyetsiz oyun öğeleri bulaştırarak, söz konusu iş yahut etkinliklere yönelik şevki artırmaya, onlardan daha fazla verim almaya çalışmanın genel adı” olarak tarif edilebilecek olan oyunlaştırma, dâhilî oyunlaştırma, haricî oyunlaştırma, davranış değişikliği yaratmayı hedefleyen oyunlaştırma olmak üzere üçe ayırılabilir. Bunların arasında dâhilî oyunlaştırma, oyunlaştırılmış iş yerlerinde çalışanların çalışma şevk ve iş tatminini, dolayısıyla verimliliği artırmakla; haricî oyunlaştırma şirket veya kurumlar için hedef kitlenin müşteri memnuniyetini ve/veya marka sadakatini artırmakla; davranış değişikliği yaratmayı hedefleyen oyunlaştırma ise özellikle eğitim ve sağlıkta kullanıcı katılımını, dolayısıyla başarıyı artırmakla övülür. Ne ki, oyunlaştırma, oyun fikriyle uyuşmadığı yahut onu tahrip ettiği; kapitalizmin beraberinde getirdiği sömürüyü artırıp yabancılaşmayı derinleştirirken sömürünün veya yabancılaşmanın bilincine varılmasını engellediği, bu bakımdan ideolojik bir aygıt olduğu; bedenin bir algoritmaya taşınmasına ve gözetime aracılık ederek kontrolü kolaylaştırdığı, kısaca biyopolitik bir araç olduğu gerekçeleriyle eleştirilir. Oyunlaştırmaya Kant etiği açısından bakmak da dikkate değer sonuçlar ortaya koyabilir. Nitekim Kant için bir eylemi ahlâkî yahut iyi yapan, ilgili davranışın olumlu sonuçlarından ziyade, iyi niyettir ve iyi niyet de yalnızca ödeve uygun olmakla kalmayan, aynı zamanda ödevden dolayı yapılanda bulunur. Oyunlaştırma ise, her ne kadar kişileri ödeve uygun eylemeye yaklaştırsa da ödev dışı bir teşvik mekanizması olarak, onları ödevden dolayı eylemekten, yani ahlâki olandan, basitçe iyiden uzaklaştırır.
  • TRDizinMetadata only
    “Canlılık Fizikseldir” Demekle “Biyoloji Fiziğe İndirgenebilir” Demek Arasında Ne Fark Vardır?
    (2023-12-30) Çağlar KARACA
    Bu makalede, biyoloji felsefesinde son derece tartışmalı bir konu olan indirgemecilik problemi ele alınmaktadır. Canlılığın fizikalist bir çerçevede değerlendirilmesinin, biyolojinin fiziğe indirgenebileceği anlamına gelmediği savunulmakta ve bu bağlamda fizikalizm ile fiziğe indirgeme arasında ne tür farklılıklar olduğu ortaya konmaktadır. İndirgemeciliğin metodolojik, epistemolojik ve ontolojik boyutları ayrı ayrı değerlendirilmekte ve öncelikle bütünü parçalarına indirgeyen metodolojik yaklaşımın eleştirisine odaklanılmaktadır. Ardından indirgemeciliğin epistemolojik boyutu incelenmektedir. Teori indirgemesi düşüncesinin temelinde, evrimsel ve tarihsel süreçlerde hiçbir mantıksal ilke bulunmadığı ve bu nedenle doğaya ilişkin nihai açıklamaları sunan disiplinin, doğa yasalarını merkeze alan fiziğin olduğu varsayımı yatmaktadır. Bu düşünceye karşı bir alternatif olarak, bilimsel açıklamaların çoğulculuğu ile indirgemeci olmayan tarzda bütünleşmesinin bir arada var olabileceği ileri sürülmektedir.
  • TRDizinMetadata only
    Growth, Blood Parameters, Immune Response and Antioxidant Enzyme Activities in Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Fed Diets Supplemented with Fumitory (Fumaria officinalis)
    (2023-01-18) Abdelsalam FILOGH; Soner BİLEN; Adem Yavuz SÖNMEZ; Mahmut ELP
    In a feeding experiment for 75 days, the effects of fumitory (Fumaria officinalis) extract on growth, haematology, immune response and antioxidant enzyme activities in rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) were evaluated. The aqueous methanolic extract of the plant was mixed with feeds at three different levels, 0.1% (FO1), 0.2% (FO2) and 0.3% (FO3), and feed with no plant extract donated as the control. All four groups (mean initial weight: 13.02 ± 0.02 g) were fed with the prepared diets twice daily ad libitum in a triplicate experiment. Blood and liver samples were taken from the fish on 15, 30, 45, 60 and 75 days. Also, overall growth parameters were determined based on body weight data recorded from all fish before and at the end of feeding trial. Results indicated that there were variations in nonspecific immune parameters (lysozyme, myeloperoxidase and oxidative radical production), but supplementation of the plant extract did not affect the immune response of the fish significantly. On the other hand, there was a general increase in the antioxidant enzyme activities (superoxide dismutase, catalase, glutathione peroxidase, and glucose-6-phosphate dehydrogenase) evaluated in this study. Furthermore, possibly the most remarkable finding of the study is that the growth performance in the FO3 group was roughly 30% higher than that of the control group. Considering all findings in the present study, we conclude that 0.3% supplementation of fumitory extract would be beneficial for rainbow trout farming with respect to elevated growth and antioxidant status.
  • TRDizinMetadata only
    Yapay Zeka’nın Yasası Olabilir mi? Varsa İnsanlığı Kurtarabilir mi?
    (2024) Tekin, Ö.F.
    Günümüzde insanların konfor alanını arttırmaya çalışması başta dijitalleşmeye ve doğal olarak “akıllı varlık” olan insanlığın tüm yapıp ettiklerini yapay zekaya devretmeye neden olmaktadır. Tarih boyunca insanlık doğada diğer canlılar karşısında önce hayatta kalmaya ardından da hayatta kalma ile ilgili bir tehlikesi kalmadığı anda da doğaya hükmetmeye çalışmıştır. Endüstri 1.0’dan başlayıp endüstri 5.0’a geldiğimiz dijitalleşme çağında insan yapay zekalar yaratmış ve konforunu tarihsel gelişimi içinde belki de ilk defa bu seviyelere çıkartmıştır. İnsan artık son derece konfor içinde yaşayan, kendisinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen, bu bencilliği ile konforunu daha da arttıran bir canlı formatına dönüşmüştür. Son kertede, aklını kullanmayı bırakan insan yapay zekalara kendini teslim etmiştir. Bu makalede bu durumun insanlık açısından önemi tartışılacaktır.
  • TRDizinMetadata only
    Ortaokul Öğrencilerinin Zekâ Hakkındaki Örtük İnançlarının Portresi: Nitel Bir Bakış
    (2024) Güngör, İ.C.
    Bu araştırma, zekâ gibi kişisel niteliklerin doğasına atfedilen örtük anlamlarla ilgilidir. Bu anlam sistemleri, 5 öğrenciden oluşan bir çalışma grubu üzerinde gözlem, görüşme ve akademik günlük verilerinden yararlanılarak 15 hafta boyunca titizlikle incelenmiş ve indirgemeci bir yaklaşımla ortaokul 6. sınıf öğrencilerinin zekâya ilişkin örtük inançlarının bir portresi ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Nitel durum çalışması olarak yürütülen bu süreçte, bütüncül tek durum deseni kullanılmıştır. Araştırma verileri, MAXQDA Analytics Pro 2024 paket programında içerik analizi yaklaşımı ile analiz edilmiştir. Bulgular, öğrencilerin zekâyı oldukça sınırlı bir kavram olarak kabul ettiklerini ve bu anlayışın zekâya ilişkin örtük inançlarla ilişkili olduğunu göstermiştir. Sabit zihniyet odaklı olmanın zekânın doğal bir yetenek olduğu inancına bağlı olmadığı ancak örtük teorinin öngördüğü gibi zihniyetlerin, öğrencilerin öğrenme yaşamlarının (motivasyonel yönelimler, sebat davranışı vb.) verimliliğinde rol oynadığı sonucuna ulaşılmıştır. Sonuçlar, bu düşünce tarzlarının yapısal özellikleri ve öğrenme üzerindeki aracı rolü bağlamında tartışılmıştır. Zekâya ilişkin örtük inançların hangi yaşlarda oluştuğu, kökenleri, nasıl geliştikleri ve kişilik özellikleriyle ilişkilerinin anlaşılması için araştırma kapsamının genişletilmesine yönelik önerilerde bulunulmuştur.
  • TRDizinMetadata only
    Alternatif Bir Yaşam Tarzı Olarak Gönüllü Sadelik
    (2023) Akgül, Ş.; Aksoy, A.
    Tüketim olgusu, temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik bir araç olmaktan çıkmış, bir amaç ve yaşam sebebi olmuştur. Sosyal statü ve kimlik oluşturma, sosyal, kültürel ve psikolojik tatmin sağlama tüketimin temel ilkeleri haline gelmiştir. İçinde yaşanılan tüketim toplumunda, tüm bireyler aşırı tüketme baskısı altındadır ve bunun sonucunda maddi değerlerle birlikte manevi değerler de tüketilmektedir. Yirmi birinci yüzyıl insanı tüketim toplumuna, maddiyatçı yaşam tarzına alternatif olacak yeni yaşam biçimleri aramaya başlamış “sadeliği” içinde barındıran “basit, yaratıcı ve fonksiyonel” yaşama doğru yönelmiştir. Tüketimlerini azaltan küresel tüketiciler ekolojik ayak izlerini azaltmakta ve gelecek nesillere daha fazla kaynak bırakma olasılığını artırmaktadır. Bu çalışma, günümüzde alternatif bir yaşam tarzı olarak karşımıza çıkan gönüllü sadelik yaşam tarzı, politika yapıcılar ile karar alıcıların ve tüketicilerin gündemine taşıyarak farkındalık yaratması düşüncesiyle gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde gönüllü sadelik yaşam tarzı kavramı tarihsel gelişimi ile tanıtılmış; ikinci bölümde gönüllü sadelik yaşam tarzı boyutları ve temel değerleri ile açıklanmıştır. Son bölümde ise gönüllü sadelik yaşam tarzını benimseyen gönüllü sadelerin özellikleri ile gönüllü sadelerin Türkiye’deki bazı uygulamalarına değinilmiştir.
  • TRDizinMetadata only
    Comparison of Child Sexual Abuse Knowledge and Attitude Levels of Parents of Special Needs Children with Normally Developing Children
    (2024) Kaçan, H.; Gümüş, F.; Yıldız, E.
    This study aimed to compare parents' knowledge and attitudes of children with special needs and normally developing children about child sexual abuse. The study was cross-sectional, descriptive, and correlational design, and the sample consisted of 228 parents, including 153 parents of normal children and 75 parents of children with special needs. Personal Information Form and Child Abuse Knowledge/Attitude Scale for Parents were used to collect the data. The only independent variable with explanatory power on the level of Child Abuse Knowledge and Attitude was found to be educational status. In the model created with this variable, educational status explained 2.9% of the variation on the total score of the Child Abuse Knowledge and Attitude Scale. Ninety-four point eight percent of the parents had no previous education about sexual abuse against children but were informed about it. Parents' knowledge and attitudes towards sexual abuse were significantly affected by the educational status of the parents. In this context, awareness should be increased through school-based programs organized by mental health professionals.
  • TRDizinMetadata only
    MATEMATİK ÖĞRETMENİ ADAYLARININ BİREYSEL VE GRUP İLE MATEMATİKSEL MODELLEME SÜREÇLERİNDEKİ ÇÖZÜM YAKLAŞIMLARI ARASINDAKİ ETKİLEŞİMLER
    (2024) Ulusoy, F.; Bingöl, S.N.; Olgun, N.
    Bu çalışma, öğretmen adaylarının matematiksel modelleme deneyimi sürecinde bireysel ve grupça ürettikleri matematiksel yaklaşımları ve bu yaklaşımlar arasındaki etkileşimleri anlamayı amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada nitel bir araştırma deseni olan içiçe geçmiş çoklu durum çalışması yöntemi benimsenmiştir. Çalışmaya 40 ilköğretim matematik öğretmeni adayı katılmıştır. Öğretmen adayları ilk olarak bireysel ardından dörder kişilik gruplarda çalışmıştır. Veriler, modelleme problemi için yapılan yazılı bireysel çözümler, grup çözümleri, grup çalışma süreci ses kayıtları, grup çalışması sonrası yansıtıcı raporlar aracılığıyla elde edilmiştir. Veri analizinde bireysel ve grupça üretilen matematiksel çözümler iki ayrı durum olarak düşünülerek karşılaştırmalı analizler yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar, öğretmen adaylarının bireysel olarak bir modelleme etkinliğini düşünürken verilen durumu verilen gerçek yaşam bağlamı içinde incelemek yerine geometrik olarak akıllarına gelen klasik yollara başvurduklarına işaret etmiştir. Diğer taraftan, öğretmen adaylarının bireysel çözümleri grup ile birlikte çalıştıklarında farklı hale gelmiştir. Özellikle gruptaki bireylerin çözüm yaklaşımlarındaki varyasyon ya da daha makul çözümün varlığı grubun nihai kararı ile birlikte tüm grup üyelerinde fikir değişimlerine neden olmuştur.
  • TRDizinMetadata only
    KAMU İÇ DENETİMİNDE PLAN VE PROGRAM HAZIRLAMA SÜRECİNİN STANDARTLAR VE MEVZUAT KAPSAMINDA İNCELENMESİ
    (2024) Şimşek, K.; Bayar, H.İ.
    İç denetim özel sektör işletmelerinde olduğu gibi kamu kurumlarında da kurumun faaliyetlerini geliştirme ve kurumun faaliyetlerine değer katma amacı taşımaktadır. İç denetim faaliyetlerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi iç denetimin amaç ve kapsamına uygun olarak hazırlanan plan ve programlar aracılığıyla mümkündür. Usulüne uygun olarak hazırlanan iç denetim plan ve programları iç denetim faaliyetlerinin başarıya ulaşması bakımından oldukça önemlidir. Bu çalışmada kamu kurumlarında iç denetim plan ve program hazırlama süreci uluslararası iç denetim standartları ve iç denetim mevzuatı kapsamında incelenmiştir. Araştırmada doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Doküman analizi kapsamında uluslararası iç denetim standartları ve ilgili mevzuata ilişkin belgeler incelenmiştir. Bu kapsamdan hareketle çalışmada öncelikle iç denetim kavramı ile iç denetimin kamuda gelişimi açıklanmıştır. Devam eden bölümlerde kamu iç denetiminde iç denetim plan ve programlarının hazırlanmasına ilişkin süreç, iç denetim standartları ve ilgili mevzuat çerçevesinde incelenmiş, kamu iç denetiminde planlama sürecindeki bağımsızlık olgusu, plan ve programın üst yönetici tarafından onayı bakımından tartışılmıştır. Araştırma sonucunda kamu iç denetiminde plan ve program hazırlama sürecinde mevzuatın da uluslararası iç denetim standartları paralelinde şekillendiği, gerek standartlar gerekse mevzuat ile kamu iç denetiminde plan ve program hazırlama sürecinin ele alındığı bulgulanmıştır. Ancak kamu iç denetiminde planlama sürecindeki bağımsızlık olgusunun, plan ve programın üst yönetici tarafından onayı bakımından muğlaklık içerdiği görülmüştür. Plan ve programın üst yönetici tarafından onaylanmaması durumunda sürecin nasıl işleyeceği önemli bir sorun olarak ortada durmaktadır. Bir çözüm önerisi olarak iç denetim programının üst yönetimce onaylanmaması halinde, 2600 Nolu Standartta yer alan riski üstlenme kavramının bu durumda da kullanılması tavsiye edilmektedir.
  • TRDizinMetadata only
    Deprem Farkındalığı Bağlamında Görsel Kültürde Sosyal Afiş Tasarımlarına Bakış
    (2024) Tarlakazan, B.E.; Tarlakazan, E.
    Deprem, dünya genelinde sıklıkla görülen doğal afetlerden biridir ve ciddi can ve mal kayıplarına yol açabilmektedir. Bu durumda sosyal bilinçlendirme kapsamında bir kitle iletişim aracı olarak afişlere ihtiyaç duyulmaktadır. Deprem farkındalık afişleri, afet durumunda halkı bilgilendirmek ve korunma yol ve yöntemlerini göstermek amacıyla hazırlanan afişlerdir. Bu afişlerde deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılması gerekenler, alınması gereken önlemler ve acil durum iletişim numaraları gibi bilgiler yer alır. Bu makalede, görsel kültür kapsamında afişlerin, iletişim rolü incelenmiştir. Deprem afişlerindeki bağlantı analizi ve afişlerde yer verilen bilgilerle bu bilgilerin algılanmasına yönelik sergilenen tasarım dilinin iletişim açısından değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışmanın çıkış noktası 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’de 11 ili vuran depremdir. Çalışma kapsamının teorik bir dayanak noktası oluşturması bakımından, sosyal bilim çalışmalarında önemli rolü olan literatür taraması yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada belirlenen amaca ulaşılması için gerekli olan veriler, literatürün taranmasından, afiş analizlerinden ve elde edilen bilgilerin araştırmacılar tarafından birleştirilmesinden elde edilmiştir. Araştırmada, deprem farkındalığı afişlerinin sadece depremlerin yıl dönümleri ya da konu ile ilgili tarihlenen belirli günlerde yapılmasının kamusal farkındalık oluşturmak açısından yeterli olmadığı, yaşam boyu eğitim felsefesi kapsamında hayatın her alanında bu ve bunun gibi konulara yönelik tasarımların zenginleştirilmesi gerekliliği sonucuna ulaşılmıştır.
  • TRDizinMetadata only
    Yiyecek İçecek İşletmeleri Yöneticilerinin Coğrafi İşaretli Ürünlere Yönelik Görüşleri: Boyabat (Sinop) Örneği
    (2024-01-18) Ceyhun AKYOL; Faruk ÜNAL
    Bir ürünün coğrafi işaret alması, ürünle ilgili yöresel, bölgesel, ulusal hatta uluslararası tanınırlık ve bilinirlik durumunun artmasını sağlayan bir süreçtir. Yiyecek içecek işletmelerinin coğrafi işaret tescili almış bir ürünü mutfaklarında hazırlaması ve menülerinde sunması, destinasyona gelen ziyaretçiler açısından ilgi çekebilmektedir. Bu doğrultuda, yiyecek içecek işletmeleri ve yöneticileri coğrafi işaretli ürünlerin işletmelerinde satış ve sunumuna önem göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, Sinop ili Boyabat ilçesinde faaliyet gösteren yiyecek içecek işletmeleri yöneticilerinin coğrafi işaretli ürünlere yönelik görüşlerini tespit etmek ve değerlendirmektir. Nitel araştırma yaklaşımına dayanan çalışma doğrultusunda, Boyabat ilçesinde faaliyet gösteren 10 yiyecek içecek işletmesi yetkilisi ile yarı yapılandırılmış mülakat tekniği aracılığıyla görüşmeler gerçekleştirilerek betimsel analiz uygulanmıştır. Elde edilen veriler neticesinde, Boyabat ilçesinde faaliyet gösteren yiyecek içecek işletmeleri yöneticilerinin coğrafi işaretli ürün veya bir ürünün coğrafi işaret olarak tescillenmesi konusunda bilgi sahibi oldukları, bir yiyecek veya içecek ürününün coğrafi olarak tescillenmesi konusunda olumlu görüş belirttikleri belirlenmiştir. Ayrıca katılımcılar coğrafi işaretli ürün veya ürünlerin menüde yer almasının satışları olumlu etkileyeceğini, bu durumun turizm açısından da işletmelere olumlu yansıyacağını düşünmektedir.
  • TRDizinMetadata only
    A Statistical Analysis of Traffic-Related Pollution and City Center Dynamics in Ankara: The Cases of Ulus and Kızılay
    (2023) Işınkaralar, Ö.; Şevik, H.
    Urban pollution, which reduces the quality of life of residents and poses a vital threat to human health, can be reduced by effective city planning. Pollution due to heavy metals is increasing in today’s cities, and these heavy metals are of particular concern because as they do not naturally decompose on earth, they can bioaccumulate in the human body and cause serious diseases. It is, however, possible to reduce exposure to pollutants through making spatial decisions. The research aims to determine the variation of concentrations of Mn by location, which is greatly affected by the poor air quality caused by traffic density. Within the scope of the study, the following species were analyzed: Robinia pseudoacacia, Platanus orientalis, Acer negundo, Fraxinus excelsior, Ailanthus altissima, Aesculus hippocastanum, and Tilia tomentosa. Samples were taken from Ulus, the traditional center of the political capital of Ankara, and Kızılay, its modern center. Although the two areas of research are close to each other, the traffic density had increased due to the current planning decisions in Kızılay, while Ulus was chosen as a region with relatively low vehicle density due to its historical structure. It was found that four wood species have higher values in their leaves and wood, and five wood species have higher values in their bark in the Kızılay region, as compared to Ulus. This demonstrates that motor vehicles have a significant effect in Kızılay. In addition, the values of the leaves and bark of the same wood are higher in Kızılay than Ulus. It has therefore been determined that A.negundo and F. excelsior are suitable species for use in urban planting design to monitor the concentrations of heavy elements in the air.
  • TRDizinMetadata only
    Gıda Bankaları Gıda Güvencesini Sağlamada Çare Olabilir Mi?
    (2023) Karlı, K.
    Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre gıda güvencesi; “tüm insanların, her zaman sağlıklı ve aktif yaşamaları için beslenme ihtiyaçlarını ve gıda önceliklerini karşılayacak yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik erişime istikrarlı bir şeklide sahip olmaları durumu” olarak tanımlanmaktadır. Dünya’daki yaklaşık 2.3 milyar insan veya küresel nüfusun yaklaşık %30’u 2021 yılında orta veya ciddi düzeyde gıda güvencesizliği yaşamıştır. Gıda bankacılığı, açlığın ve israfın önlenmesi, herkesin sürdürülebilir ve güvenilir gıdaya erişiminin sağlanması amacıyla ortaya çıkmıştır. Kısa sürede tüm dünyaya yayılmış ve devletler tarafından da desteklenen dernek, vakıf, işletmelerden oluşan organizasyonlar haline gelmiştir. Bu derleme gıda bankacılığı uygulamalarının gıda güvencesini sağlamadaki etkisini incelemeyi amaçlamıştır. Bunun yanı sıra gıda bankalarının dünya ve Türkiye’deki durumu, diyet kalitesine etkisi değerlendirilmiştir.
  • TRDizinMetadata only
    توجيهاتُ الصّفاقسيّ النّحويّة للقـراءات القرآنيّة فـي سـورة البقـرة
    (2023) Alnaka, A.
    اهتم علماء اللغة العربيّة بالتوجهات النحويّة للقراءات القرآنيّة اهتمامًا كبيرًا، وعُنوا بتوجيهها ونقلها والاحتجاج لها أو بها، وقد صنّفوا لها كتبًا عديدة فيما يتعلق بتوجيه القراءات الصحيحة كما أفردوا كتبًا في توجيه القراءات الشَّاذة أيضًا، ومن هؤلاء العلماء الأفذاذ برهان الدين إبراهيم الصفاقسي، العالم الكبير والمتفنن في علوم اللغة، فقد ألّف في كليهما، أقصد: توجيه القراءة الصحيحة والشاذة معًا، حتى علتْ منزلتُه العلمية في هذا المجال وذاع صيته، وإنّي وجهتُ اهتمامي إليه، وعكفت عليه، أقتبس من كتابه المُجيد في إعراب القرآن المَجيد توجيهاته النحويّة للقراءات القرآنيّة في الجزء الأول من سورة البقرة وتحليلها ودراستها نظرًا لأهمّيتها وما تضمّنته من مسائل نحويّة مُهمة واختلاف أوجه القراءات فيها. إضافة إلى إبراز شخصيته ومكانته وجهوده في توجيهاته النحوية بين علماء العربية من خلال كتابه الشهير، ورغبة في التعرف على دور القراءات ودراستها كونها مصدرًا مهمًّا من مصادر الاستشهاد النحوي والاحتجاج اللغوي، والذي يُعدّ بابًا كبيرًا في دراسة علم اللغة القديم والحديث، الذي يعود بالنفع والفائدة على الباحث. تحدّدت أهميّة البحث في أنّه بيّن مدى موافقة القراءات القرآنية لأوجه اللغة وهو ما يسهم في ضبط القراءات، كما أنّه يبحث في توجيه دراسة ما يتعلق بالنحو في القراءات، وإظهار طريقة الصفاقسي في تناوله للقراءات القرآنية وتوجيهها نحويًّا، مع وصف مواضع القراءة الصحيحة منها والشاذة وتحليلها، والوقوف على أقوال وترجيحات علماء النحو في هذه القراءات، ويقدّمها للقارئ، مبيّنًا رأيه فيها، فضلًا عن أنّها تكشف للباحث منزلة دراسة القراءات وعلاقتها بالدرس النحوي وأثرها فيه. هذا ولم يقف الباحثُ على دراسة نحويّة من قبل تناولت هذا الموضوع توجيهاتُ الصفاقسي النحويّة للقراءات القرآنيّة في كتابه المُجيد في إعراب القرآن المجيد دراسة تطبيقيّة الجزء الأول من سورة البقرة بالبحث والمناقشة. وقد اتبع البحث الوصف والتحليل لما رُصِدَ من نماذج توجيهات نحوية وآراء الصفاقسي حولها في كتابه المُجيد في إعراب القرآن المَجيد. وقد هدف البحث من خلال دراسة توجيهات الصفاقسي النحوية في كتابه المذكور إلى الكشف عن شخصية علم من أعلام اللغة العربية ودراسة أهم التوجيهات النحوية للقراءات الواردة في سورة البقرة كما أنّه يوضحها ويعرض لها أمثلة تطبيقية. أمّا عن طبيعة البحث فقد اقتضت بدايةً أنْ تكون من مقدمة ذُكرَ فيها تعريف التوجيه النحوي للقراءات القرآنية وأهم المرادفات التي استخدمها أهل اللغة لمصطلح التوجيه في زمانهم، ثمّ ذُكرَ بعده بعض القراءات القرآنية التي أشار إليها الصفاقسي في سورة البقرة في الجزء الأول منها، وتوجيهاته النحوية لها، حيث كانت تشتمل على نماذج ثلاثة، وهي قراءة الرفع والنصب في الآية الكريمة: ﴿صُمٌّ بُكمٌ عميٌ فهُم لا يَرجِعُون﴾، وقراءة الرفع مع التنوين وبغيره وقراءة النصب في قوله تعالى: ﴿فلا خوفٌ عليهِم ولا همْ يحزنُون﴾، وكذلك حذف النون وإثباتها في كلمة تكتموا في قوله عزّ وجلّ: ﴿ولا تلبِسُوا الحقَّ بالباطلِ وتكتمُوا الحقّ وأنتُم تعلمُون﴾، وأُتبِعَ ذلك بأقوال علماء العربية والمعاني وكذلك التفسير، فكانت بذلك في ثلاثة مباحث، تليها خاتمةٌ ذُكرَ فيها أهمّ النتائج التي توصّل إليها البحث، وقد اعتمدَ البحث على مصادر ومراجع متنوعة، فكان من أهمّها كتب القراءات واللغة والمعاجم والمعاني والتفسير. وخلص البحث إلى أنّ مفهوم التوجيه النحوي قائم على أساس اختلاف الحالة الإعرابية، من رفع ونصب وجزم وجر، وبيان وجه كل منها، وما يؤثر فيها من استدلال أو احتجاج أو تفسير. كما أكَّد البحث أن كتاب المُجيد في إعراب القرآن المَجيد يُعدُّ موسوعة في القراءات واللغات والمعاني، فهو يأخذ من كتب القراءات واللغويين والنحويين والمفسرين، ويحتوي على كثير من المسائل اللغوية والنحوية والصرفية، وهذا ما يجعله في مصاف الكتب المهمَّة في القراءات والإعراب والمعاني، وأظهر البحث أنّ الصفاقسي ضمّن توجيهاته النَّحوية توجهات من سبقه من اللغويين والنحويين، فيرجِّح بين القراءات في الأوجه النحوية، وكثيرًا ما يقف مع القراءات الصحيحة وينتصر لها، موضّحًا رأيه فيها وأسباب اختياره لها. وفي ضوء موضوع البحث وأهدافه وما أسفر عنه من نتائج فإنه يوصي بـالاهتمام بدراسة علمي النحو والصرف، والتعمق فيهما، لاستخراج بعض الأسرار الكامنة والكنوز العلمية خلف القراءات القرآنية التي وردت في بقية السور، وكذلك أهمية الدعوة إلى تدريس علم توجيه القراءات في كليات الشريعة الإسلامية، وكذلك في المراكز والمؤسسات العلمية بإقامة مكان متخصص لها. الكلمات المفتاحية: اللُّغة العربيّة، القراءات القرآنيّة، الصّفاقسي، المُجيد في إعراب القرآن المجيد، التَّوجيه النَّحوي، سورة البقرة.
  • TRDizinMetadata only
    İmam Mâtürîdî’nin Şiîlik Eleştirisi: Bedâ Düşüncesi Örneği
    (2023) Koçak, Y.
    Allah’ın belli bir şekilde vuku bulacağını haber verdiği bir olayın daha sonra başka bir şekilde gerçekleşmesi anlamına gelen bedâ anlayışı itikadi İslam mezhepleri arasında tartışmalı konuların başında gelmektedir. Çalışmamız Şîa’nın ortaya attığı bedâ inancını temellendirmeye çalışırken te’vil ettiği ayetlere, İmam Mâtürîdî’nin yaklaşımını ele almaktadır. Amacımız İmam Mâtürîdî’nin ilgili ayetleri hangi yöntemi kullanarak te’vil ettiğini ve bununla birlikte Şîa’nın bedâ ile ilgili ayetleri te’villerinde kullandığı yöntemi nasıl reddettiğini ortaya koymaktır. Bir Ehl-i Sünnet âlimi olan İmam Mâtürîdî’nin, Şîa’nın ayırıcı özelliklerinden olan bu anlayışa dair telakkileri İslam Mezhepler Tarihi disiplini açısından çok önemlidir. Bedâ anlayışının İmam Mâtürîdî’deki yansımalarını, kaleme aldığı tefsir kitabında tespit edilebilmekteyiz. Bu nedenle çalışmamız İmam Mâtürîdî’nin Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân eseri çerçevesinde şekillenecektir. İmam Mâtürîdî, Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân‘da kendi fikirlerini ön plana çıkarırken zaman zaman diğer mezheplerin telakkilerine de cevap vermektedir. Bu anlamda ele aldığı konulardan biri de bedâ anlayışıdır. O, tefsirinde Şîa’nın bedâ anlayışını açık bir şekilde reddetmektedir. Şîa’nın bedâ inancını desteklemek için ayetleri te’vil ediş şekillerini benimsememiş, ilgili ayetleri çok farklı bir şekilde yorumlamıştır. Böylece Şîa’dan farklı düşündüğünü ortaya koymuştur.
  • TRDizinMetadata only
    Kadın öğrencilerin kariyer beklentileri ve aşçılık mesleğine yönelik tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi: Gastronomi ve mutfak sanatları öğrencileri üzerine bir araştırma
    (2023) Odacı, G.; Yıldız, S.
    Bu makalede Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümünde lisans eğitimi alan kadın öğrencilerin kariyer beklentilerini ölçmek ve aşçılık mesleğine yönelik tutumlarını incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada veri toplamak için ölçek tekniği kullanılmıştır. Anketler Türkiye’de Gastronomi ve Mutfak Sanatları eğitimi veren 28 üniversitede toplam 492 öğrenciye uygulanmıştır. Çalışmada verilerin analizi için faktör analizi, korelasyon ve basit doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Korelasyon analizi sonuçlarına göre, kariyer beklentisi ile cinsiyete uygunluk arasında zayıf düzeyde pozitif yönde; güven ve saygınlık ile pozitif yönde orta düzeyde pozitif yönde ve meslek sevgisi ile güçlü düzeyde pozitif yönde anlamlı ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Regresyon analizinin sonucuna göre ise; kariyer beklentisinin aşçılık mesleğine yönelik tutum üzerinde pozitif yönde anlamlı etkiye sahip olduğu görülmüştür.
  • TRDizinMetadata only
    Heeding the Voices of Pre-Service Early Childhood Education Teachers: Their Beliefs about Early Childhood Science Education and Self-Efficacy for Teaching Science
    (2024) Aktürk, A.A.; Çetin, M.
    This cross-sectional survey study aimed to explore pre-service early childhood education teachers’ (PTs) beliefs about (a) the aims and scope of early childhood science education and (b) their self -efficacy beliefs in teaching science to preschool children. A survey consisting of open -ended questions was applied to PTs (N = 130). According to the results, PTs were aware of the importance of science education in early childhood. They mainly focused on the roles of early childhood science education in satisfying curiosity, developing questioning skills, and facilitating understanding of the environment and life. However, most PTs associated science education in early childhood with only natural sciences -related activities and concepts. Moreover, PTs reported low self-efficacy beliefs in teaching science to preschool children due to their lack of experience and theoretical knowledge. This study has some implications for PTs to view science education in early childhood from a comprehensive perspective and improve their self-efficacy.
  • TRDizinMetadata only
    Knowledge, Attitudes and Opinions of Physicians on Cups Treatment
    (2023) Ozcan, M.; Ağlarci, A.V.
    Objective: The aim of this study is to determine the knowledge, attitudes and thoughts of physicians about complementary medicine and cupping therapy in particular. Material-Method: Between October 1, 2018 and December 10, 2018, a questionnaire consisting of 27 questions was applied face-to-face to 435 physicians working in various health institutions in Ankara and who agreed to participate in the survey voluntarily. Chi-square analysis and logistic regression analysis methods were used in the evaluation of the data. The significance level was taken as 0.05 in the interpretation of the results. Results: The person's liking to practice medicine, having sufficient knowledge about traditional medicine, receiving training on traditional medicine, practicing traditional medicine, having him and his relatives practice traditional medicine, having positive and negative knowledge and experience about cupping, are effective in welcoming cupping practice positively (p<0.05). Conclusion: In line with the findings of our study, most of the physicians think that they have insufficient knowledge about traditional and complementary medicine practices. In order to fill this gap, it can be considered to focus on pre-graduate and post-graduate education programs. By increasing the theoretical and practical applications related to traditional and complementary medicine methods, physicians can be placed at the center of these applications. As the use of traditional and complementary medicine treatment methods becomes more common in society, healthcare professionals have a great responsibility to inform the patients and to administer the treatments correctly.
  • TRDizinMetadata only
    NETFLIX’İN YERLİ YAPIM FİLMLERİNDE MELODRAM VE ÖDİPAL YÖRÜNGE: BENİ ÇOK SEV, BABAMIN KEMANI VE CİCİ
    (2023) Kayıtmazbatır, G.; Yaşartürk, G.
    Netflix, 2016 yılında Türkiye pazarına girmiştir. 2019 yılında yayınlanan Hakan: Muhafız dizisi, Netflix’in yayınladığı ilk yerli yapım dizidir. 2020 yılında Netflix, yerli yapım filmleri yayınlamaya başlamıştır. Dijital platformların daha yenilikçi ve özgür bir anlatı dili oluşturduğu düşünülmektedir. Ancak Netflix’in yerli yapım filmleri, sıklıkla ana-akım sinemanın cesur ve kamusal alana ait erkek, fedakâr ve özel alana ait kadın gibi kodlarını kullanmaktadır. Netflix, dizi sürelerine, izleme biçim ve alışkanlıklarına da yenilik getirmiş olsa da yerli yapım filmlerinde iyi-kötü zıtlığı, fakir ama mutlu, zengin ama mutsuz karakterlerin karşıtlığı, duygusal aşırılıklar ve olayların gelişmesinde neden-sonuç eksikliği gibi yerleşik melodram kalıplarından yararlanmaktadır. Erkek kahramanın ödipal yörüngesini seyircilere sunan filmlerde kadın karakterler sıklıkla bir gizem unsuru ve erkek kahramanın amacına ulaşması için bir nesne olarak görülmektedir. Çalışmada Netflix’in yerli yapımları arasında yer alan Beni Çok Sev (Mehmet Ada Öztekin, 2021), Babamın Kemanı (Andaç Haznedaroğlu, 2022) ve Cici (Berkun Oya, 2022) içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Örneklem olarak seçilen üç film üzerinden dijital platformların klasik anlatı geleneğinden ve Yeşilçam melodramlarından sıyrılmadığı, mevcut ataerkil düzen ve ideolojinin yeniden üretildiği, ödipal yörüngenin erkek karakterin yörüngesi olduğunu ortaya konulmuştur.