Araştırma Çıktıları
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12597/2098
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 7281
- Results Per Page
- Sort Options
Item 03248 Numaralı temettuat defterine göre boyabat kazasının kasaba köylerininsosyo - ekonomik yapısı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Ustaoğlu, MüzeyyenOsmanlı Devleti, Tanzimat’ın ilanı ile birlikte yeniden yapılanma dönemine girmiştir. Bununla birlikte büyük değişimler yaşanmıştır. Özellikle idari ve mali alanlarda başlayan reformları, siyasi, sosyal ve kültürel gelişmeler takip etmiştir. Osmanlı Devleti’nde gelir kaynaklarının temelini vergiler oluşturmaktadır. Bu nedenle devlet, kuruluşundan itibaren vergi kaynaklarının belirlenmesi konusunda önceki Türk devletlerinde uygulanan vergi sistemini esas alarak sayım yöntemi benimsemiştir. Osmanlı vergi sistemi Tanzimat Dönemi öncesi ve sonrası olmak üzere farklılıklar göstermektedir. Osmanlı Devleti, 19. yüzyılda Tanzimat’la birlikte birçok alanda yenilikler yapmıştır. Bunlardan biri de mali alanda yapılan düzenlemelerdir. Bu dönemde devletin gelir kaynakları kayıt altına alınmıştır. Temettuat adı verilen bu defterlerde kaza, köy, mahalle, o dönemde yaşayan kişiler, vergi mükellefleri, isimleri, ödedikleri vergi miktarı, meslekleri, hane halkları, sahip olduğu mülkler, baktıkları hayvan sayısına kadar birçok konu hakkında bilgi yer almaktadır. Temetuat defterleri o döneme ışık tutan, dönemin sosyo - ekonomik yapısı hakkında bizleri bilgilendiren önemli bir bilgi kaynağıdır. Günümüzde temettuat defterleri Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Başkanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunmaktadır. Bu çalışmada 1844-45 (H.1260-1261) tarihleri arasında yapılan “03248 Numaralı Boyabat Kazasının Kasaba ve Köylerinin Temettuat Defteri” ana kaynak olarak kullanılmıştır. Tezimizin giriş bölümünde Boyabat ilçesi hakkında geçmişten günümüze aldığı yol ve Boyabat tarihine ışık tutan eserler araştırılmıştır. Birinci bölümde, temettuatın anlamı, genel özellikleri, muhtevası ve sosyal ve iktisadi tarih açısından önemine değinilmiştir. İkinci bölümde, Osmanlı vergi sistemi araştırılarak maliyenin geçmişten günümüze aldığı yol, vergi çeşitleri ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, Boyabat kazasının idari, sosyal ve ekonomik durumu araştırılarak bilgilendirilmeye çalışılmıştır. Son olarak da 03248 numaralı temettuat defterinin günümüz Türkçesine çevrilip temettuattaki bilgilerden ve çeşitli kaynaklardan yararlanılarak Boyabat’ın köylerinin sosyo ekonomik yapısı hakkında çeşitli bilgiler ortaya çıkarılmıştır.TRDizin 1,2 DİMETİLHİDRAZİN İLE OLUŞTURULAN KOLON KANSERİ MODELİNDE ZEOLİT DESTEKLİ BESLENMENİN KANSER GELİŞİMİNE ETKİLERİ(2020-01-01) Kadriye AKGÜN DAR; Ayşegül KAPUCU; Serap KURUCA; Dilşad ÖZERKANAmaç: Çevre kirliliği ve 1,2-Dimetilhidrazin (DMH) gibi kimyasalmaddelere maruz kalan bitki ve hayvanlarla beslenmek insanlardaçeşitli hastalıklara yol açar. Bunlardan biri kolon kanseridir.Yapılan çalışmalarda DMH’in gastrointestinal sistemde birikerekorganların fonksiyonlarını bozduğu ve kansere yol açtığı görülmüştür.Zeolit, adsorbsiyon ve iyon değiştirme özelliği nedeniylebirçok alanda kullanılmakla birlikte özellikle tıpta kullanımı dayaygınlaşan aluminyum silikat yapısındaki bir volkanik mineraldir.Zeolitin en bilinen türü olan ve zararsız olduğu kanıtlananklinoptilolitin, insanlara oral yolla verildiğinde kana geçmediğive gastrointestinal sistemden feçes olarak atıldığı görülmüştür.Ayrıca insanlara oral yolla verilen klinoptilolitin, kanda çözünmedengastrointestinal sistemden geçtiği görülmüştürGereç ve Yöntem: Çalışmada sıçanlarda DMH ile oluşturulankolon kanserine klinoptilolit ile beslenmenin etkileri araştırılmıştır.Deneyde kontrol, klinoptilolit, DMH ve klinoptilolit+DMHgrubu olmak üzere 27 Wistar albino sıçan kullanılmıştır. On altıhafta boyunca DMH grubuna haftada bir DMH enjekte edilirken;klinoptilolit ve klinoptilolit+DMH grupları klinoptilolit ile beslenmiştir.Alınan tüm kolon örnekleri rutin preparasyon işlemlerindengeçirilerek, ışık mikroskobunda incelenmiştir. Ayrıca kolonkanserinde sık rastlanan Wnt-ß-katenin sinyal yoluna özgü ß-kateninantikoru ile immunhistokimyasal boyama yapılarak molekülerdeğişiklikler belirlenmiştir.Bulgular: DMH grubunda epitel hücrelerinin boylarında kısalma,nükleuslarında şekil değişiklikleri, kripta hücrelerinde büyüme,kan damarı ve bağ doku miktarında artış ve lökosit infiltrasyonugözlenmiştir. DMH+klinoptilolit uygulanmasının bu değişiklikleriazalttığı saptanmıştır. ß-katenin reaksiyon şiddeti sırasıyla DMH> klinoptilolit> kontrol > DMH + klinoptilolit olarak belirlenmiştir.Sonuç: Klinoptilolitin, hücre proliferasyonunu azaltarak DMH’ninolası toksik etkilerini azalttığı düşünülmektedir.Publication 1,2 DİMETİLHİDRAZİN İLE OLUŞTURULAN KOLON KANSERİ MODELİNDE ZEOLİT DESTEKLİ BESLENMENİN KANSER GELİŞİMİNE ETKİLERİ(2020-01-01) Kadriye AKGÜN DAR, Ayşegül KAPUCU, Serap KURUCA, Dilşad ÖZERKANAmaç: Çevre kirliliği ve 1,2-Dimetilhidrazin (DMH) gibi kimyasalmaddelere maruz kalan bitki ve hayvanlarla beslenmek insanlardaçeşitli hastalıklara yol açar. Bunlardan biri kolon kanseridir.Yapılan çalışmalarda DMH’in gastrointestinal sistemde birikerekorganların fonksiyonlarını bozduğu ve kansere yol açtığı görülmüştür.Zeolit, adsorbsiyon ve iyon değiştirme özelliği nedeniylebirçok alanda kullanılmakla birlikte özellikle tıpta kullanımı dayaygınlaşan aluminyum silikat yapısındaki bir volkanik mineraldir.Zeolitin en bilinen türü olan ve zararsız olduğu kanıtlananklinoptilolitin, insanlara oral yolla verildiğinde kana geçmediğive gastrointestinal sistemden feçes olarak atıldığı görülmüştür.Ayrıca insanlara oral yolla verilen klinoptilolitin, kanda çözünmedengastrointestinal sistemden geçtiği görülmüştürGereç ve Yöntem: Çalışmada sıçanlarda DMH ile oluşturulankolon kanserine klinoptilolit ile beslenmenin etkileri araştırılmıştır.Deneyde kontrol, klinoptilolit, DMH ve klinoptilolit+DMHgrubu olmak üzere 27 Wistar albino sıçan kullanılmıştır. On altıhafta boyunca DMH grubuna haftada bir DMH enjekte edilirken;klinoptilolit ve klinoptilolit+DMH grupları klinoptilolit ile beslenmiştir.Alınan tüm kolon örnekleri rutin preparasyon işlemlerindengeçirilerek, ışık mikroskobunda incelenmiştir. Ayrıca kolonkanserinde sık rastlanan Wnt-ß-katenin sinyal yoluna özgü ß-kateninantikoru ile immunhistokimyasal boyama yapılarak molekülerdeğişiklikler belirlenmiştir.Bulgular: DMH grubunda epitel hücrelerinin boylarında kısalma,nükleuslarında şekil değişiklikleri, kripta hücrelerinde büyüme,kan damarı ve bağ doku miktarında artış ve lökosit infiltrasyonugözlenmiştir. DMH+klinoptilolit uygulanmasının bu değişiklikleriazalttığı saptanmıştır. ß-katenin reaksiyon şiddeti sırasıyla DMH> klinoptilolit> kontrol > DMH + klinoptilolit olarak belirlenmiştir.Sonuç: Klinoptilolitin, hücre proliferasyonunu azaltarak DMH’ninolası toksik etkilerini azalttığı düşünülmektedir.Item 1,3,4-TİADİAZOL BİLEŞİKLERİNİN KONFORMER YAPILARININ ELEKTRONİK VE SPEKTRAL ÖZELLİKLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN DFT VE QTAIM YÖNTEMLERİYLE ANALİZİ(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) ÇELİK, TuğbaBu çalışmada, yeni 1,3,4-tiadiazol bileşikleri sentezlendi ve bileşikler FT-IR, 1HNMR, UV spektroskopisi ve elementel analiz ile karakterize edildi. Ayrıca, her bir bileşiğin 16 olası farklı konformerinin elektronik ve spektral verileri arasındaki ilişki teorik hesaplamalar ile ortaya konmuş ve teorik veriler deneysel sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda temel durum geometrileri, sınır moleküler orbital enerjileri, bant aralığı enerjileri ve kimyasal reaktivite parametrelerini elde etmek ve bileşiklerin spektral analizini yapmak için B3LYP hibrit fonksiyoneli, 6311++g(2d,2p) temel setiyle kullanılmıştır. Minimum moleküler enerji ile N−H ve C=O titreşim frekansları ve konformerlerin NH proton kimyasal kaymaları arasında çok yüksek korelasyonlar hesaplanmıştır. Nitrojen atomu üzerindeki yük yoğunluğu ve yüksek polariteli N−H kovalent bağının delokalizasyon indeksi, moleküllerdeki atomların kuantum teorisi (QTAIM) analizi ile incelenmiştir. Konformer yapıların teorik sonuçlar üzerindeki etkisi ve deneysel verileri yorumlamadaki rolü tartışılmış ve aromatik olmayan elektronegatif atom ya da atom gruplarının molekül içi etkileşimlerdeki etkilerinin aktivite derecesinin, bileşiklerin elektronik ve spektral özelliklerinin belirlenmesinde önemli bir rolü olduğu teorik olarak gösterilmiştir.Item 1,3,4-Tiyadiazol bileşiklerinden elde edilen yeni azo boyarmaddelerin sentezi ve absorpsiyon özelliklerinin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021) Shıhab Shıhab, Alı Basım2-Amino-1,3,4-tiyadiazol ve 5-merkapto-2-amino-1,3,4-tiyadiazol bileşiklerinden yola çıkılarak diazolama yöntemiyle, kenetleme bileşenleri olarak 3-amino-5-metil pirazolon, 3- amino-1-fenil-5-metil pirazolon ve barbütirik asit kullanmak suretiyle beş yeni azo boyarmadde sentezi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bileşiklerin 1H-NMR, FT-IR spektroskopik yöntemleri yapı tayini yapılmıştır. Ayrıca sentez bileşiklerin UV-Vis. absorpsiyon spektrumları da alınmış ve sonuçlar incelenmiştir.Item 1,3,4-tiyadiazol halkası içeren bazı azo boyarmaddelerin sentezi ve absorpsiyon ve emisyon özelliklerinin incelenmesi(Kastamonu Üniversitesi, 2023) Mohammed, Hassan Jaballah AbdullahBu tez kapsamında yapılan çalışmada öncelikle sinamik asit türevlerinden on bir farklı 1,3,4- tiyadiazol bileşikleri sentezlendi. Elde edilen 1,3,4-tiyadiazol bileşikleri ile 3-metil-5- pirazolon bileşiğinin reaksiyonundan on bir yeni azo boyarmadde sentezi gerçekleştirildi. Nihai ürünlerin FT-IR, 1H-NMR, UV-Vis. ve floresans spektroskopik yöntemleri ile molekül yapıları aydınlatıldı.Item 1,3,4-tiyadiazol türevlerinin DNA etkileşimlerinin ve antimikrobiyal aktivitesinin incelenmesi(Kastamonu Üniversitesi, 2016) Salem, Aisha T. AbdelsalamFosfor oksiklorit ile metoksi sinnamik asit türevleri ve feniltiyosemikarbazid türevlerinin reaksiyonuyla, 5-[(E)-2-(3-metioksifenil]vinil-N-[4’-nitrofenil]-1,3,4- tiyadiazol-2-amin (1), 5-[(E)-2-(2-metoksifenil]vinil-N-[4’-nitrofenil]-1,3,4- tiyadiazol-2-amin (2), 5-[(E)-2-(3-metoksifenil]vinil-N-[4’-metilfenil]-1,3,4- tiyadiazol-2-amin (3) ve 5-[(E)-2-(2-metoksifenil]vinil-N-[4’-metilfenil]-1,3,4- tiyadiazol-2-amin (4) molekülleri sentezlendi. Seçilen bakteriler için, antibakteriyel aktivite çalışıldı. Sentezlenen moleküllerin CT-DNA ile etkileşimin incelenmesi için UV-Vis spektroskopik yöntem kullanıldı. UV, FT-IR, 13C-NMR, 1H-NMR temel yöntemleriyle sentezlenen bileşikler karakterize edildi. Thermo Scientific MULTISKAN GO ile CT-DNA için soğurum pikleri 1 ve 4 bileşikleri için görüntülendi. Bileşiklerden 1 ve 4, klebsiella pneumonia ve Staphylococcus huminis üzerinde engelleme bölgeleri gösterirken, 1,3 ve 4 numaralı bileşiklerin, Staphylococcus epidermitis ve Alfa streptococcus haemolyticua üzerinde etkili olduğu görüldü. Bunlardan 1 ve 4 numaralı bileşikler ile CT-DNA arasında etkileşimin olduğu gösterildi.TRDizin 1-(4-klorofenil)-3-metil-5-{4-[(2-metilfenil)metoksi]fenil}-1H- pirazol’ün Kristal Yapısı ve Hirshfeld Yüzey Analizi(2022-01-01) Abdullah AYDIN; Nefise ÖZÇELİK; Mehmet AKKURT; Sümeyye TURANLI; Erden BANOĞLUBu çalışmanın amacı, 1-(4-klorofenil)-3-metil-5-{4-[(2-metilfenil)metoksi]fenil}-1H-pirazol bileşiğinin X- ışınları tek kristal kırınım yöntemi ile kristal yapısının ve Hirshfeld yüzey analizinin araştırılmasıdır. Kapalı formülü C24H21ClN2O olan bu bileşikte; 4-klorofenil, 2-metilfenil ve benzen halkaları, 3-metil-1H-pirazol halkasına göre sırasıyla 59.8 (2), 25.2 (2) ve 45.6 (2)°’ lik dihedral açılarıyla yönlenmektedirler. Moleküller, moleküler paketlemenin dengelenmesine katkıda bulunmak için moleküller arası C–H ··· π etkileşimleriyle bağlanmıştır. Ayrıca bileşikteki supramoleküler etkileşimleri doğrulamak ve ölçmek için Hirshfeld yüzey analizi kullanılmıştır. Elde edilen veriler, kristal paketlemede en önemli katkıların H···H (%49.8), H···C/C···H (%27.6) ve H ··· Cl/Cl· ··H (%10.4) etkileşimlerinden kaynaklandığını göstermiştir.Publication 1-(4-klorofenil)-3-metil-5-{4-[(2-metilfenil)metoksi]fenil}-1H- pirazol’ün Kristal Yapısı ve Hirshfeld Yüzey Analizi(2022-01-01) Abdullah AYDIN, Nefise ÖZÇELİK, Mehmet AKKURT, Sümeyye TURANLI, Erden BANOĞLUBu çalışmanın amacı, 1-(4-klorofenil)-3-metil-5-{4-[(2-metilfenil)metoksi]fenil}-1H-pirazol bileşiğinin X- ışınları tek kristal kırınım yöntemi ile kristal yapısının ve Hirshfeld yüzey analizinin araştırılmasıdır. Kapalı formülü C24H21ClN2O olan bu bileşikte; 4-klorofenil, 2-metilfenil ve benzen halkaları, 3-metil-1H-pirazol halkasına göre sırasıyla 59.8 (2), 25.2 (2) ve 45.6 (2)°’ lik dihedral açılarıyla yönlenmektedirler. Moleküller, moleküler paketlemenin dengelenmesine katkıda bulunmak için moleküller arası C–H ··· π etkileşimleriyle bağlanmıştır. Ayrıca bileşikteki supramoleküler etkileşimleri doğrulamak ve ölçmek için Hirshfeld yüzey analizi kullanılmıştır. Elde edilen veriler, kristal paketlemede en önemli katkıların H···H (%49.8), H···C/C···H (%27.6) ve H ··· Cl/Cl· ··H (%10.4) etkileşimlerinden kaynaklandığını göstermiştir.Item 1-aril-2,5-ditiyohidrazodikarbonamid türevlerinin klorür çözeltisindeki metale korozyon inhibisyon etkisinin deneysel ve kuramsal olarak çalışılması(Kastamonu Üniversitesi, 2023) Alfalah, Mothana Ghazi KadhimBu tezde sentezlenen 2-Floro fenil-2,5-ditiyohidrazodikarbonamid (2-Floro-PDCA), 4-Floro fenil-2,5-ditiyohidrazodikarbonamid (4-Floro-PDCA) ve 2-Etil fenil-2,5-. ditiyohidrazodikarbonamid (2-Etil-PDCA) bileşiklerinin yapıları FT-IR, 1H ve 13C NMR spektroskopileri ile karakterize edilmiştir. Yumuşak çeliğin (MS) 1 M HCl çözeltisindeki ve bakırın %3,5 NaCl çözeltisindeki korozyonuna sentezlenen bileşiklerin inhibisyon etkinliği çalışılmıştır. Korozyon inhibitörünün yokluğunda ve varlığında MS (veya bakırın) yüzey morfolojisini belirlemek için SEM, EDX ve AFM ile incelemesi gerçekleştirilmiştir. Her iki metalin inhibitör etkinliğini değerlendirmek için hem deneysel hem de kuantum kimyasal hesaplamalar yapılmıştır. 1 × 10-2 M inhibitör konsantrasyonunda 5 saatlik bir daldırma süresinde MS için inhibitörlerin direnç polarizasyonu 2-Etil-PDCA (%97,6) ˃ 4-Floro-PDCA (%95,4) ˃ 2-Floro-PDCA (%93,7) olarak, bakır için ise 4-Floro-PDCA (%99,3) ˃ 2-FloroPDCA (%99,2) ˃ 2-Etil-PDCA (%98,7) olarak bulunmuştur. Langmuir izoterm modeli adsorpsiyonun hem fiziksel hemde kimyasal adsorpsiyon olduğunu göstermektedir. Kuantum kimyasal sonuçlara göre elde edilen sonuçların protonlanmış moleküllerin adsorpsiyonun deneysel sonuçlarla iyi bir şekilde uyumlu olduğu görülmüştür. Ek olarak DFT sonuçlarına göre, bakırın elektronları geri verme özelliğinden dolayı yani geri bağlanmadan dolayı bakır yumuşak çelik yüzeylere kıyasla daha üstün korozyon önleme etkinliği göstermiştirItem 1-metilisatin ve 7-fluoroisatin'in karakteristik özelliklerinin teorik ve deneysel yöntemlerle incelenmesi(Kastamonu Üniversitesi, 2015) Arıcan, İlknurBu çalıĢmada çözücülerin 7-Fluoroisatin ve 1-Metilisatin molekülleri üzerindeki etkileri detaylı bir Ģekilde incelenmiĢtir. 7-Fluoroisatin ve 1-Metilisatin molekülleri ile ilgili deneysel ve teorik çalıĢmalar FT-IR ve FT-Raman spektrumları kullanılarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Geometrik parametreler ve titreĢim frekansları DFT/B3LYP metodu ve 6-311++G(d,p) temel seti ile hesaplanmıĢtır. 7-Fluoroisatin molekülü için elde edilen beĢ farklı tautomerik yapıya ait enerjiler hesaplanmıĢtır. Boltzmann dağılım istatistiği kullanılarak tautomerik yapıların bulunma yüzdeleri hesaplanmıĢ en kararlı yapı bulunmuĢtur. Moleküllere ait geometrik parametreler, titreĢim frekansları, HOMO-LUMO enerjileri ve yük dağılımları farklı ortamlarda (gaz fazı, benzen, toluen, kloroform, anilin, THF, aseton, etanol, asetonitril, DMSO ve su) incelenmiĢtir. Çözücü etkisi araĢtırılmıĢtır.TRDizin 10 YAŞ GRUBU ÖĞRENCİLERİNİN FİNANSAL OKURYAZARLIK EĞİTİMİ İLE TÜKETİM VE TASARRUF DAVRANIŞLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ(2022-12-31) Salim ŞENGEL; Taylan AKGÜL; Basil OKOTH; Hüseyin YOLCU; Serpil ALTINIRMAK; Şirin ŞENGELGünümüzde yetişkinler kadar çocuklar da giderek karmaşık hale gelen ekonomik sistemde doğru kararlar verebilmelerini gerektiren bir çağda yaşamaktadırlar. Çocukların doğru finansal kararlar almalarını sağlamak için çocuklara finansal bilgi ve beceri kazandırılmasının kritik ve acil bir ihtiyaç olduğu pek çok araştırmacının ortak görüşüdür. Çocuklar için finansal eğitim programı hazırlanırken cinsiyet, ırk, yaş, eğitim düzeyi vb. birçok faktör dikkate alınmalıdır. Ayrıca eğitim programlarının çocukların yaşam boyu kullanabilecekleri finansal bilgi ve becerileri içerecek şekilde yapılandırılmaları önerilmektedir. Erken yaşlarda kazanılacak/kazandırılacak doğru tüketim alışkanlıkları ve tasarruf bilinci ile ülkemiz kalkınmasına katkı sağlanabilir. Bu çalışmanın amacı, 10 yaş grubu öğrencilerinin finansal okuryazarlık eğitimleri ile tüketim ve tasarruf davranışları arasındaki ilişkinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada Eskişehir ili Tepebaşı ve Odunpazarı ilçe merkezinde Mustafa Kemal İlkokulu, Dumlupınar İlkokulu ve Şehit Mustafa Türker İlkokulu’na 4. Sınıfta öğrenim gören (10 yaş grubu) toplam 122 öğrenciden bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Araştırma yarı-deneysel bir çalışma olarak yürütülmüştür. Bu doğrulta her üç okulda deney ve kontrol grupları oluşturulmuştur. Deney gruplarına araştırmacılar tarafından hazırlanan finansal okuryazarlık eğitim modüleri doğrultunda toplam 300 dakika (10 modül) eğitim verilmiştir. Araştırma sonunda deney grubunda bulunan öğrencilerin finansal okuryazarlık eğitimleri ile tüketim ve tasarruf konularında bilgi ve becerilerinin arttığı gözlenmiştir.Publication 10 YAŞ GRUBU ÖĞRENCİLERİNİN FİNANSAL OKURYAZARLIK EĞİTİMİ İLE TÜKETİM VE TASARRUF DAVRANIŞLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ(2022-12-31) Salim ŞENGEL, Taylan AKGÜL, Basil OKOTH, Hüseyin YOLCU, Serpil ALTINIRMAK, Şirin ŞENGELGünümüzde yetişkinler kadar çocuklar da giderek karmaşık hale gelen ekonomik sistemde doğru kararlar verebilmelerini gerektiren bir çağda yaşamaktadırlar. Çocukların doğru finansal kararlar almalarını sağlamak için çocuklara finansal bilgi ve beceri kazandırılmasının kritik ve acil bir ihtiyaç olduğu pek çok araştırmacının ortak görüşüdür. Çocuklar için finansal eğitim programı hazırlanırken cinsiyet, ırk, yaş, eğitim düzeyi vb. birçok faktör dikkate alınmalıdır. Ayrıca eğitim programlarının çocukların yaşam boyu kullanabilecekleri finansal bilgi ve becerileri içerecek şekilde yapılandırılmaları önerilmektedir. Erken yaşlarda kazanılacak/kazandırılacak doğru tüketim alışkanlıkları ve tasarruf bilinci ile ülkemiz kalkınmasına katkı sağlanabilir. Bu çalışmanın amacı, 10 yaş grubu öğrencilerinin finansal okuryazarlık eğitimleri ile tüketim ve tasarruf davranışları arasındaki ilişkinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada Eskişehir ili Tepebaşı ve Odunpazarı ilçe merkezinde Mustafa Kemal İlkokulu, Dumlupınar İlkokulu ve Şehit Mustafa Türker İlkokulu’na 4. Sınıfta öğrenim gören (10 yaş grubu) toplam 122 öğrenciden bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Araştırma yarı-deneysel bir çalışma olarak yürütülmüştür. Bu doğrulta her üç okulda deney ve kontrol grupları oluşturulmuştur. Deney gruplarına araştırmacılar tarafından hazırlanan finansal okuryazarlık eğitim modüleri doğrultunda toplam 300 dakika (10 modül) eğitim verilmiştir. Araştırma sonunda deney grubunda bulunan öğrencilerin finansal okuryazarlık eğitimleri ile tüketim ve tasarruf konularında bilgi ve becerilerinin arttığı gözlenmiştir.Item 101 NUMARALI KASTAMONU ŞER‘İYYE SİCİLİNİN TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ (H.1254-1255 / M.1838 -1839)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) MAYUK, RAMAZANOsmanlı Devleti tarihinin kaynakları arasında birinci derecede öneme sahip kaynakların başında şer‘iyye sicilleri gelmektedir. Bu çalışmada H.1254-1255 (M.1838-1839) yılları arasını kapsayan 101 Numaralı Kastamonu Şer‘iyye Sicili incelenmiştir. Bu dönemde Kastamonu, Sancak Beyliği durumundadır. Şer‘iyye sicilleri, kadıların görevleri gereği mahkemelerde verdikleri kararları, merkezden gelen belgeleri ve sorumlu oldukları yerlerdeki önemli olayları kaydettikleri defterlerdir. Bu kayıtların kaza merkezlerinde kaydedilmiş olması, onları yerel tarih çalışmaları açısından önemli bir kaynak haline getirmektedir. Çalışılan sicil ve belirtilen dönem aralığında Kastamonu Sancağında görevli önemli isimler, Mültezimler, Mutasarrıflar, Kadı ve Ayanlar, Müderrisler; Kastamonu nahiye ve köyleri, kazalar, mahalleleri, o dönemde hizmet veren vakıflar, toplanılan vergiler gibi Kastamonu kent tarihine ışık tutacak önemli bilgilere ulaşılmıştır.Item 1015(H.1178-1179/M.1765-1766),1016(H.1195-1206/M.1780 1792),1017(H.1206-1207/M. 1791-1792) NUMARALI YOL ve MENZİL DEFTERLERİNİN TRANSKRİPSİYONU ve DEĞERLENDİRİLMESİ(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) KARDAN, GAMZE1178-1207 (Miladi 1765-1792) tarihleri arasında tutulan yol izin kayıtları mevcuttur. Yol ve menzil defterlerinin amaç ve gayesi olan izin kayıtları sayesinde belirtilen tarihlerde kimlerin, hangi illere ne sebeple gittiği öğrenilmektedir. Çalışmada haberleşme ve ulaşım için gerekli unsur olan menzil teşkilatı ve görevlileri, menzil teşkilatının bozulması ve ıslahı hakkında bilgi verilmiştir. Yol ve menzil defterlerinin ışığında kişi ve şehir adları hakkında bilgilere ulaşılmıştır.Item 104 numaralı Kastamonu şer’iyye sicilinin (h. 1256/m. 1840) transkripsiyonu ve değerlendirmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Bozoklu, GamzeŞer’iye Sicilleri sosyo-kültürel, iktisadî, askerî, idarî ve ticarî vb. alanlarda çok önemli bilgiler ihtiva ederler. Bu sebeple tarih bilimi için olduğu kadar hukuk tarihi, şehir tarihi, yerel tarih, iktisat tarihi, tıp tarihi, yine yer ve kişi adları, diplomasi ve diplomasi tarihi bakımlarından da büyük önem arz ederler. Çalışma konusu olarak ele alınan 104 Numaralı Kastamonu Şer’iyye Sicili, Küre-i Nühas Muhassıllık Meclisi’nin almış olduğu kararları ihtiva eder. Bu çerçevede Meclis ve Meclisin çalışma esasları, Büyük Meclis dışında diğer kazalarda kurulan diğer meclisler, Küre bakır madeninde çalışan usta ve amelelerin yevmiyeleri ve yevmiyelerine yapılan zamlar, diğer kazalar ve kazalara bağlı köyler, muhtarlar ve muhtar maaşları, bir kısım askerî konular ile bölgede cereyan eden ırza geçme, hırsızlık gibi asayiş olayları, 104 Numaralı Kastamonu Şer’iyye Sicili’ne yansıyan olaylar arasındadırItem 11 Eylül 2001 sonrası Pakistan'ın terörizmle mücadelesinin Afganistan'ın milli güvenliğine etkisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021-10) Rahimi, GulbeddinPakistan ve Afganistan iki sınır ülke olmalarının ötesinde pek çok ortak özelliklere sahiptir. Bu ülkelerin geçmişten kalan sorunları (Durand Hattı ve Peştunistan Meselesi) vardır. Bu sorunlara ek olarak özellikle 1979 SSCB’nin Afganistan işgalinden sonra Pakistan Afganistan arasında dini aşırıcılık yanlısı gruplar, terör örgütleri ve terörizm olgusu gibi konular bu ülkeleri, bölgeyi ve uluslararası güvenliği tehdit edecek olan meseleler olarak ortaya çıkmıştır. Terörizm olgusu, 1990’lardan günümüze kadar Afganistan ve Pakistan’ın en büyük sorunlarından biri olarak ve her iki ülke de kendi topraklarında terörizm kanserine karşı hayatta kalma mücadelesi vermektedir. 11 Eylül 2001’de Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) karşı yapılan terörist saldırıları ABD’nin uluslararası bir koalisyon ile ‘Terörizme Karşı Savaş’ adlı operasyonu ile Afganistan’da müdahalede bulundu. Pakistan da bu savaşta ABD’nin yanında yer alarak Afganistan konumunda terörizme karşı mücadelede aktif rol oynadı. Uluslararası koalisyon güçleri ve Pakistan mücadelenin ilk yıllarında terörist gruplarını etkisiz hale getimeyi başardı, terörist grupları büyük kayıplara maruz kaldılar ve birçoğu Afganistan-Pakistan sınırındaki eyaletlere kaçtılar ve kendilerine sığınak buldular. Fakat sonraki yıllarda bu gruplar daha aktif hale gelerek Afganistan ve Pakistan devletlerine karşı daha şiddetli ve etkileyici eylemlere başvurdular. Bu dönemden sonra her iki ülkede bir terörizm dalgası ve siyasi aktörlerle karşı karşıya kalmıştır ve politika yapıcıları terörizmle mücadele stratejilerini etkin bir şekilde uygulamak ve barışı sağlamak için çözümler bulmaya çalışmıştır. Bu kapsamda araştırmanın amacı 11 Eylül 2001 Sonrası Pakistan’ın Terörizmle Mücadelesinin Afganistan Milli Güvenliğine Etkisinin incelenmesidir. Bu araştırma şu sorulara cevap aramaktadır. Pakistan’ın terörizmle mücadelesi Afganistan güvenliğini nasıl ve hangi yönde etkiledi? Pakistan Afganistan’da ne arıyor? Pakistan’ın Afganistan’da aradığı faydalar nelerdir? Pakistan’ın ulusal çıkarları, Afganistan’daki terörist grupları ve Taliban’ı destekleyerek ve güçlendirerek güvence altına alınacak mı?Item 11-13 yaş grubu kick boks sporcularına uygulanan 8 haftalık thera-band antrenmanlarının bazı fiziksel ve motorik özellikler üzerine etkisi(Kastamonu Üniversitesi, 2023) Kızılbağ, ÖzcanBu araştırmanın amacı, thera band ile yapılan sekiz haftalık antrenmanlarının, 11-13 yaş grubu erkek kick boks sporcularında bazı fiziksel ve motorik özelliklere etkilerinin incelenmesi ve literatüre katkıda bulunulmasıdır. Bu çalışma 11-13 yaş grubu erkek kick boks sporculardan oluşan (n=16), kontrol grubu (n=8) ve çalışma grubu (n=8) katılımcıları ile gerçekleştirilmiştir. 8 haftalık theraband antrenman programı öncesinde (ön-test) ve sonrasında (son-test) ölçümleri alınmıştır. Fiziksel ve motorik ölçümler; Boy, kilo, vücut kütle indeksi, vücut yağ yüzdesi, kavrama kuvveti, sırt kuvveti, bacak kuvveti, 10m-20 m sürat koşusu, yıldız denge testi, T çeviklik testi, reaktif çeviklik testi, dikey sıçrama testi, durarak uzun atlama testi ve anaerobik sprint testi (Pediatrik RAST) uygulanmıştır. Kontrol grubu 8 hafta boyunca haftanın 3 günü rutin kick boks antrenmanlarına devam etmiştir. Çalışma grubu ise 8 hafta boyunca haftada 3 gün kontrol grubuyla rutin i kick boks antrenmanlarına katılmış buna ekstra olarak antrenmanı olmadığı 3 gün theraband antrenmanı yapmışlardır. Çalışma grubuna 14 hareketden oluşan 3 bölgeyide içeren 45-50 dakikalık antrenman programı uygulanmıştır. Çalışmalar yeşil renkli therabandlar ile yaptırılmıştır. Bireylerden elde edilen verilerin analizi Windows işletim sistemi altında çalışan SPSS 18.0 istatistik paket programı ile yapılmıştır. Gruplarda teraband eğitimi öncesi/başlangıcı ve sonrası/bitişi verilerinin karşılaştırılması, parametrik koşullar sağlanmadığı için "Wilcoxon kriteri" kullanılarak yapılmıştır. Değişken sonuçlar aritmetik ortalama standart sapma (X±SD) olarak gösterilir. Her iki gruptaki egzersiz öncesi ve sonrası farklılıkları karşılaştırmak için Mann-Whitney U-testi kullanılmıştır. Tüm istatistiksel verilerde anlamlılık düzeyi (p<0,05) olarak alınmıştır. Çalışma ve kontrol grubunun ön, son test farklılıkları incelendiğinde dikey sıçrama, durarak uzun atlama, bacak ve sırt kuvveti, t testi ve yıldız denge testi sonuçları üzerine anlamlı farklılıkların olduğu görülmüştür. Bu sonuçlardan yola çıkarak 8 haftalık teraband antrenmanlarının 11-13 yaş kickbokcuların kuvvet ve denge becerilerini geliştirdiği söylenebilir.Item 11244 no'lu evkâf defterine göre Kastamonu vakıfları(Kastamonu Üniversitesi, 2023) Kuşçu, Fadime ÖzcanVakıf kurumları iyilik ve hayırseverlik çatısı altında sosyal, ekonomik, sağlık, dini, eğitim, şehircilik ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirilmesine katkı sağlamıştır. Bu sayede toplumsal dayanışma kültürü artmıştır. Bu çalışmada 1840-44 tarihli 11244 numaralı Evkâf Defteri’nde muhasebeleri tutulan Kastamonu vakıfları ele alınmıştır. Kastamonu 1841-1846 yılları içerisinde Bolu müşirliği adı altında teşkil edilen vilayetin içinde yer almaktaydı. Evkâf Defteri’nde Kastamonu merkez, köy ve ilçelerinde 80 adet vakıf tespit edilmiştir. Bu vakıflar kendi içerisinde hayrî, para, avârız ve aile vakıfları olarak tasnif edilmiştir. Bu vakıfların devamlılığı için vakıflara gelir olarak hububat, dükkân, çiftlik, mezra ve nakit para vakfedilmiştir. Evkâf Defteri’nde yer alan vakıfların muhasebeleri sayesinde vakıfların gelir ve gider kalemleri ortaya koyulmuştur. Böylece Kastamonu vakıflarının bütüncül tarihine bir katkı olması açısından bu defterde tespit edilen vakıfların mülkleri ve görevlilerinin tespitinin referans olması amaçlanmıştır.TRDizin 12th-Grade Students’ Opinions About Abolition Of Threshold Score In The Process Of Entering University(2023) Sağbaş, N.Ö.; Türk, F.; Özil, L.; Kamer, S.T.This study aimed to determine how the abolition of the threshold scores at university entrance affected the views of 12th-grade students who were going to take the university exam. In this study, which was carried out based on the qualitative research approach, the phenomenological research design was taken as the basis. Students' opinions were obtained through a semi-structured interview form. The results showed that, under the theme of how the abolishing of the threshold score affects the working performance of the participants, on the basis of school types; my motivation increased (FL), it did not affect (FL, AL), it affected me badly (AL), I continue to work at the same speed and pace (AHL), it kept me motivated (MTAL), my work performance did not change (MTAL), my work performance lowered (MTAL) were the answer by the participants. Under the theme of how it affects mood, on the basis of school types; it did not affect my mood (FL, AL), I became more ambitious (FL), it would have been better not to be removed (FL), undeserving ones will also enter university (AL), my belief in success increased (AHL), my anxiety state disappeared (AHL, MTAL) were among the answers as stated by the participants. Moreover the following answers were reported by the participants: on the basis of school types; It has no positive effect for me (FL, AL, ECHR), it has a positive effect for me (EİHL), I will be placed in an educational institution at my own level (MTAL). Finally under theme whether it has negative effects or not, on the basis of school types; following answers were given by the participants: “there were no negative effects (FL, AL, AHHL, MTAL)”, “those who do not deserve will enter the university (AL)”, “the success score of universities will decrease (AHL)”, there is no distinction between deserving and undeserving people (MTAL), it reduced my will to work (MTAL).”