Browsing by Author "Esra Nurten YER"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
TRDizin Eskişehir orman fidanlığı koşullarında yetiştirilen çıplak köklü Toros Sediri ve Anadolu Karaçamı fidanlarının gelişim dönemleri(2011-05-01) Esra Nurten YER; Sezgin AYANBu çalışmada, Eskiehir Orman fidanlığı koullarında yetiştirilen farklı orijinlere ait 1+0 ve 2+0 yaşlı çıplak köklü fidanlarda rutin yetiştirme işlemleri sonucu; “Kuru madde değişim” yöntemiyle “fidan gelişim dönemleri” belirlenmiştir. Fidanlar, özel herhangi bir işleme tabitutulmadan normal yetişme/yetiştirme koşulları altında; ilk gelişme, hızlı gelime, duraklama, odunlama ve gerçek durgunluk dönemlerinin yılın hangi dönemiyle örtütüğü incelenmiştir. Fidanlık koşullarına ve türe özgü gelişim evrelerinin tespitiyle; uygun gübreleme ve sulama rejimleri, kök kesimi, seyreltme, ot alma zamanı ve söküm gibi kültürel işlemler için en uygun zamanın belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalımaş sonucuna göre; 2+0 yalı Toros Sediri fidanları için fidan gelişim dönemleri; Mart başı - Nisan ortası durgunluktan çıkış dönemi, Mayıs ayı başı – Temmuz ayı başı gelime ve hızlı gelişme dönemi, Temmuz ayı sonu - Ağustos ayı ortası yavalama dönemi, Eylül ayı ortasından itibaren odunlama döneminegirdiği tespit edilmiştir. 2+0 yalı, Anadolu karaçamı fidanları için fidan gelişim dönemleri; Mart başı - Nisan ortası durgunluktan çıkı dönemi, Mayıs başı - Temmuz sonu gelişme ve hızlı gelime dönemi, Ağustos ayının ortasından itibaren ve Kasım ayı baına kadar yavalama ve odunlama döneminigeçirmişlerdir. 1+0 yalı Anadolu karaçamı fidanları ise; Mayıs ayı ortası - Haziran ayı ortası fidecik dönemi, Temmuz ayı başı – Ağustos ayı ortası gelime ve hızlı gelime dönemi, Eylül ayı ortası ve Ekim ayı sonu yavalama ve odunlama dönemi olarak fidan gelişim dönemleri belirlenmiştir.TRDizin Fagaceae familyasında ısı şoku protein 70 gen ailesinin (Hsp70) tanımlanması ve biyoinformatik analizleri(2016-04-01) Sezgin AYAN; Mehmet Cengiz BALOĞLU; Esra Nurten YER; Yasemin ÇELİK ALTUNOĞLUIsı şoku proteinleri (Hsps: Heat Shock Proteins), canlı organizmalarda bulunan bir grup protein ailesidir. Isı şoku protein genleri stres anında örneğin tuzluluk, kuraklık ve ekstrem sıcaklık değişimlerinin düzenlenmesinde anahtar bir rol üstlenmektedirler. Bu proteinler hücresel şaperonlar gibi fonksiyon görürler, protein sentezinde proteinlerin doğru katlanmasında ve taşınmasında rol oynarlar. Hsp70 gen ailesinin moleküler işlevlerine ait bazı çalışmalar yapılmıştır. Fakat Fagaceae familyası (Amerikan kayını, Amerikan kestanesi, Çin kestanesi, Avrupa kestanesi, Japon kestanesi, Meşe, Kırmızı meşe ve Ak meşe) Hsp70 gen ailesinin genom analizi ve gen karakterizasyonuna ait sınırlı çalışma mevcuttur. Bu çalışmada Tanımlanan Hsp70 gen ailesi dizilerinin genomdaki dağılımları, korunmuş motiflerinin tanımlanması ve tahmini üç boyutlu protein yapılarının belirlenmesi hedeflenmiştir. Hsp70 gen ailesine ait Kayın, Meşe ve Kestane'de sırasıyla 13, 17 ve 15 gen tanımlanmıştır. Filogenetik analiz sonucuna göre Hsp70 genleri 3 farklı grup oluşturmuştur. Yapılan motif analizine göre Hsp70 proteinlerinin genom içerisinde (kayın, meşe ve kestanede) nispeten korunduğu görülmüştür. Proteinlerin üç boyutlu modellemesi yapıldığında toplam Fagaceae familyasına ait 13 Hsp70 geni >90% güven düzeyinde test edilmiştir. Bu on üç protein "(FagHsp70-03(%68) / FagHsp70-08(%65) / FagHsp70-09(%71) / FagHsp70-13(%80) / QuerHsp70-03(%65) / QuerHsp70-04(%68) / QuerHsp70-09(%71) / QuerHsp70-14(%77) / CasHsp70-03(%65)/ CasHsp70-04(%67) / CasHsp70-11(%65) / CasHsp70-14(%65) / CasHsp70-15(%61)" data bankta bulunan proteinlerle yaklaşık %65-%80 arasında üç boyutlu homoloji modellemesi göstermiştir. Bu sonuçlar Fagaceae familyasında Hsp70 gen ailesinin karakterizasyonu ve fonksiyonel işlevleri hakkında bilgi sağlamaktadır. Bu çalışma ile bitkilerde stres toleransının geliştirilmesine ait birçok araştırma için yeni bir perspektif sağlanacaktırTRDizin Farklı doğu kayını (Fagus orientalis Lipsky.) populasyonlarına ait fidanların morfolojik ve fizyolojik karakteristikleri(2019-12-01) Halil Barış ÖZEL; Orhan GÜLSEVEN; Esra Nurten YER; Sezgin AYANFidanlıkların ekolojik koşulları fidanların hem morfolojik hem de fizyolojik özellikleri dolayısıyla gelişimleri üzerinde etkili olabilir. Ayrıca, belirli bir yetişme ortamı koşullarına adapte olmuş popülasyonların; tohumların toplanmış olduğu popülasyonların genetik özellikleri de yine fidanların gelişimi üzerinde etkilidir. Bu çalışmada, doğu kayınının (Fagus orientalis Lipsky.) doğal yayılış alanının farklı yörelerinden toplanan tohumlar, aynı ekolojik koşullarda ekilmiştir. Farklı popülasyonlara ait fidanların aynı ekolojik koşullardaki morfolojik ve fizyolojik özellikleri mukayeseli olarak araştırılmıştır. Çalışmada; Bursa-İnegöl, Balıkesir-Dursunbey, Sakarya-Akyazı, Kastamonu-Çatalzeytin, Zonguldak-Devrek-Tefen, Zonguldak-Devrek-Akçasu ve Bartın-Yenihan popülasyonlarından tohumlar tedarik edilerek Zonguldak Gökçebey Devlet Orman Fidanlığında yetiştirilmiştir. İkinci vejetasyon dönemi sonunda; 2+0 yaşlı çıplak köklü fidanların fizyolojik [klorofil a, klorofil b, toplam klorofil, yaprak üzerindeki nisbi nem yüzdesi (NNİ%) ve birikimli transpirasyonları (S)]ve morfolojik özellikleri [fidan boyu (FB), kök boğazı çapı (KBÇ), fidan dal sayısı (FDS), fidan gövde ve kök taze ağırlıkları (GTA, KTA), toplam fidan taze ağırlığı (TFTA), fidan gövde ve kök kuru ağırlıkları (GKA, KKA), toplam fidan kuru ağırlığı (TFKA), kuru kök yüzdesi (%KKök), katlılık (Kİ), gürbüzlük indisi (Gİ) ve Dickson kalite indeksi (DKİ)] belirlenmiştir. Sonuç olarak; Popülasyon faktörü, katlılık indisi (Kİ) ve gürbüzlük indisi(Gİ) dışındaki bütün morfolojik karakterlerde önemli bir varyasyon oluşturduğu ayrıca, fizyolojik özelliklerden toplam klorofil miktarı ve yaprak üzerindeki nispi nem yüzdesi üzerinde farklılığa sebebiyet verdiği tespit edilmiştir. Zonguldak-Devrek-Akçasu ile Zonguldak-Devrek-Tefen popülasyonlarına ait fidanların gerek morfolojik gerekse fizyolojik karakterler bakımından en yüksek değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada dikkati çeken en önemli husus; fidanlık ekolojisine en yakın popülasyonlardan elde edilen fidanların en yüksek fidan değerlerine sahip olduğudur.TRDizin Fat and protein content in Turkish hazelnut (Corylus colurna L.) in Kastamonu province(2018-05-01) Esra Nurten YER; Ali İSLAM; Oytun Emre SAKICI; Sezgin AYAN; Erkan ÜNALANTurkish hazelnut (Corylus colurna L.), the mother land and natural spreading area of which is Anatolia, is one of the important hazelnut species in Turkey. Moreover, thanks to its adaptation capability to extreme climate and poor soils conditions, it is a forest tree species playing a key role in climate change scenarios. Turkish hazelnut, a Euro-Siberian flora element in Turkey, is a taxon present in the ''Low Risk'' category according to the IUCN Red List. Turkish hazelnut which spreads disorderly-partially and in an isolated way in small stands, groups, clusters as individuals, has the most intense spreading in the Northwestern Anatolian forests in Anatolia. The fruits of the Turkish hazelnuts are being utilized as a valuable traditional medicinal herbal product in different regions of the world. This paper aims to identify and to compare the fat and protein composition of Turkish hazelnut kernels among and within four populations (Ağlı-Tunuslar, Ağlı-Müsellimler, Araç-Güzlük and Tosya-Küçüksekiler) in Kastamonu region. According to the results of the study; the mean values of fat and protein content were found to be 62.78% and 16.32% respectively. In terms of protein values, significant differences were identified among the populations. However, there were no significant differences among the populations regarding the fat values. The highest median value of the protein was found in Ağlı-Tunuslar with a rate of 18.43%. There is no variation within populations as to fat and protein values. The study suggests that similar studies be continued in detail based on different ecological conditions and genotypes.TRDizin İnebolu Orman İşletme Müdürlüğündeki Anadolu Kestanesi (Castanea sativa Mill.) Ormanlarının Meşçere Kuruluşu ve Doğal Gençleşme Örnekleri(2016-11-01) Recep BAYCAN; Esra Nurten YER; Osman TOPAÇOĞLUAnadolu'nun yerli bir türü olan Castanea sativa Mill. Kastamonu ilinin Karadeniz kıyısındaki ormanlarda geniş bir yayılış alanına sahiptir. Ormanlardan elde edilen ürün ve hizmetlerin sürekli bir şekilde sağlanması meşcere kuruluşlarına uygun silvikültürel işlemlerin gerçekleştirilmesi ile mümkün olmaktadır. Bu nedenle Kestane ormanlarının kuruluş ve doğal gençleşme özelliklerinin belirlenmesi biyolojik çeşitlilik ve doğa koruma açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada; Kastamonu ili İnebolu İşletme Müdürlüğündeki Anadolu kestanesi (Castanea sativa Mill.) ormanlarının meşcere kuruluşları ve doğal gençleşme örnekleri araştırılmıştır. Ayrıca doğal gençleşme örneklerindeki vitalite (yaşam gücü) durumu ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu sayede elde edilen veriler yardımı ile meşcere kuruluşları değerlendirilerek bu kuruluşları oluşturan faktörlerin etki şekilleri belirlenmiş uygun işlemler ile gerek doğal gençleşme gerekse meşcere vitalite ve stabilitesini sürekli sağlayacak işletmecilik tekniğine vurgu yapılarak doğaya yakın silvikültürün altlıklarının oluşturulması amaçlanmıştır. Araştırma sonuçları değerlendirildiğinde; meşcere kapalılık derecesinin "gevşek ışıklı kapalılık" olduğu yerlerde yoğun gençlik gruplarının yer aldığı meşcerenin "tam ve sıkışık kapalılık" olduğu yerlerde ise gençliğin daha az yoğunlukta var olduğu tespit edilmiştir. Gençliğin dağılımında yamaç durumu dikkate alındığında alt yamaç ile üst yamaç arasında önemli bir farkın olmadığı belirlenmiştir. Vitalite sınıfının belirlenmesi amacıyla seçilen örnek bireylerin çoğunun 4. ve 5. vitalite sınıflarında yer aldığı görülmüştür. 1, 2 ve 3. vitalite sınıflarına ise hiçbir örnek alanda rastlanmamıştır. Bu durum gençliklerin büyük çoğunluğunun yeterli boy ve çap artımı yapabildiğinin göstergesi olmuştur. Varlığı son yıllarda biyotik etkenler yüzünden tahrip olan kestane ormanlarının doğal gençleşme özellikleri üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Kestane meşçerelerinin doğal olarak gençleştirilmesi veya doğal olarak gelmiş gençliklerde devamlılığının sağlanması yönünde uygun planlamalar bu alanlarda başlatılmalıdırTRDizin Magnetik alan uygulamalarının doğu kayını (Fagus orientalis Lipsky.) tohumunun kimyasal içeriğine etkisi(2016-04-01) Nezahat TURFAN; Sezgin AYAN; Aybaba HANÇERLİOĞULLARI; Burcu HASDEMİR; Esra Nurten YERÖnceki çalışmalar magnetik alanın, bazı tarımsal ürün tohumlarının çimlenme sürecini etkileyebildiğini ve bazı tohum karakterleri üzerine etkileri olduğunu göstermiştir. Bu sebeple bu çalışmada; magnetik alan uygulamalarının doğu kayını tohumları üzerine etkileri araştırılmıştır. Katlama ön işlemine tabi tutulmayan tohumlar; farklı sürelerde (20, 60, 120 dakika) ve 200 ile 400 mT yoğunluktaki magnetik alan uygulamasına maruz bırakılmıştır. Magnetik alan uygulamasına maruz bırakılan tohumlarda; toplam protein, glukoz, fruktoz, sukroz, nişasta içeriği ve ?-amilaz akitivite seviyesi analiz edilmiştir. Magnetik alan uygulamaları, toplam protein, ?-amilaz akitivite seviyesi, glukoz, fruktoz, sukroz ve nişasta içeriğini önemli ölçüde etkilemiştir. Magnetik alan uygulaması, tohumdaki çözünebilir protein içeriği ve ?-amilaz akitivite seviyesini negatif etkilemiştir. 200 mT yoğunluk ve 20 dakika süreli magnetik alan uygulaması hariç, diğer magnetik alan işlemlerinde çözünebilir nişasta içeriği artmıştırTRDizin The Occurrence of Heart Rot on Abies nordmanniana subsp. bornmülleriana Mattf. Trees in relation to Altitude(2012-05-01) Esra Nurten YER; Sevgi ACAR; Alper BULUT; Sezgin AYANFir is the taxon subjected to the selection systems in Turkish forestry. In selection forests, targetdiameter is the main criterion for planning and management. In this study the aim is to determine theformation and level of the heart rot and target diameter depending on aspect and altitude for Abiesnordmanniana subsp. bornmülleriana Mattf. For this purpose, the fir trees with maximum diameters werecut and the situation of heart rot at various altitude levels (900-1,200 m, 1,200-1,500 m, and 1,500-1,800m) and aspects was determined. The formation of heart rot starts at low altitudes and this defect wasfound nearly on all fir trees of target diameter of 60 cm which is commonly used in practical Turkishforestry. Target diameter of 60 cm was considered as usable at the altitude of 1,200 m and even higher, at1,500 m and even more, the usable target diameter is more than 60 cm, as heart rot was not found in thesample trees with target diameters about 70-80 cm. In addition to this, heart rot was detected less in firtrees located on the south-facing slopes than on the north-facing slopes. The correlation coefficientbetween the basal diameter and heart rot was 0.631; it was 0.638 in the fir trees on the north-facing slopesand 0.696 on the south-facing slopes. According to these results, the target diameter of fir trees, which aredominant in selection forests, must be planned considering the altitude and aspect.TRDizin Turkish Filbert (Corylus colurna L.) a new distribution area in Northwestern Anatolia Forests: (Provinces of Müsellimler, Tunuslar in Ağlı, Kastamonu/Turkey)(2016-04-01) Duran AYDINÖZÜ; Sezgin AYAN; Esra Nurten YER; Erkan ÜNALANTürkiye gen merkezli bir tür olan Türk fındığı (Corylus colurna L.), Kastamonu ilinin Ağlı ilçesinin güneyinde yer alan Delimehmet Dağı'nın güneybatısında 1120-1340 metre yükseltileri arasındaki Tunuslar (1290-1340 m) ve Müsellimler (1120-1160 m) mevkilerinde münferit ve küçük gruplar halinde doğal yayılış göstermektedir. AvrupaSibirya flora elemanı olan ve IUCN Kırmızı Listesine göre "Düşük Risk" kategorisinde yer alan Türk fındığının, Kuzeybatı Anadolu Ormanları içindeki yeni bir yayılışı alanı ilk defa bu araştırma ile tanıtılmaya çalışılmıştır.