Browsing by Author "Ayan, Sezgin"
Now showing 1 - 20 of 81
- Results Per Page
- Sort Options
Item AGREGAT KÜLTÜRÜNÜN ORMAN AĞACI FİDAN ÜRETİMİNE KATKILARI(Türkiye I. Ulusal Ormancılık Kongresi, s.456-463, Ankara., 2001) Ayan, SezginTürkiye ile Finlandiya arasında yapılan teknik işbirliği ile 1992 yılında başlatılan ‘’Ağaç Islahı ve Tüplü Fidan Üretim Tekniği ’’ adlı proje 1998 yılında tamamlanmıştır. Proje ile pilot fidanlıklardaki orman ağacı fidanı yetiştiriciliğinde; sebzecilik, meyvecilik, bağcılık ve süs bitkisi üretiminde önemli düzeyde nicelik, nitelik ve erkencilik konularında avantaj sağlayan agregat kültürü kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemle; - Fidan üretiminde substrate seçenekleri ve yetiştirme ortamları, - Fertigasyon, - Sulama suyunun ıslahı konularında kazanılan bilgi ve deneyimler kısa sürede uygulama alanı bulmuştur. Sonuç olarak; Ormancılığımızda daha çok autovejetatif üretim ve in vitro koşullarda üretilen planletlerin in vivo koşullara adaptasyonunda bir ölçüde kullanılan teknik, kitle fidan üretiminde de başarılı bir şekilde kullanılabileceği ortaya konmuştur. Bu sayede; - Toplam fidan üretiminde tüplü fidan üretim payında artış, - Ekstrem koşullara sahip dikim alanlarında performansı daha yüksek kalite standartlarına sahip fidan üretimi, - Fidanların dikim standardına ulaşma periyodunda (üretim periyodu) ciddi süre kısalması, - Özellikle çıplak köklü fidanların dikim anına kadar yaşadığı söküm, seleksiyon, ambalajlama, gömü, depolama ve transport gibi aşamalarda değişim, - Fidan üretiminin planlanması, tahsisi gibi konularda önemli avantajlar sağlanmıştır.Item Alnus glutinosa subsp. barbata ÇELİKLERİNDE KÖKLENDİRME DENEMELERİ(II. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, Cilt. II, s. 423–430, Artvin., 2002) Yahyaoğlu, Zeki; Ayan, Sezgin; Gerçek, Vildane; Şahin, AyşegülBu araştırmada;Hızlı gelişme özelliği nedeniyle bölgesel odun ihtiyacına cevap verebilecek ve dolayısıyla doğal ormanlar üzerinde sosyal baskıyı bir ölçüde kaldırabilecek Doğu Karadeniz Ormancılığında stratejik önemdeki kızılağaç ele alınmıştır. Bu tür ile yapılacak ağaçlandırmalarda birim alandan alınacak ürün miktarının artırılabilmesi için genetik olarak ıslah edilmiş veya üstün olan fertlerin temin edilmesi gerektirmektedir. Çalışmada; çeliklerin köklendirilmesi üzerinde etkili olan faktörlerden; köklendirme ortamları, hormon dozu, çelik tipi ve materyal kaynağı (ortet yaşı) faktörlerinin etki şekli bağımsız denemelerle belirlenmeye çalışılmıştır. Köklendirme başarısının tespitinde köklenme yüzdesi, ramet boyu ve kök sayısı parametreleri esas alınmıştır.Item “AVRUPA’DA PAN PARKS UYGULAMALARI VE KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKINA ENTEGRASYONU” PROJESİNİN BÖLGESEL VE SEKTÖREL KAZANIMLARI(“Avrupa’da PAN Parks Uygulamaları ve Küre Dağları Milli Parkına Entegrasyonu” Projesinin Bölgesel ve Sektörel Kazanımları, Peyzaj Mimarlığı 4. Kongresi, 21-24 Ekim, 2010, Selçuk-İzmir., 2010) Ayan, Sezgin; Öztürk, SevgiKorunan alanlarda sertifikasyon sistemi, etkin koruma ve yönetim için önemli bir araçtır. Korunan alanlar için uygulanan en önemli sertifikasyonlardan biri de PAN Parks (Protected Areas) sertifikasyon sistemidir. Koruma örgütü WWF-Uluslararası doğa koruma örgütü ve Hollandalı Molecaten doğa turizmi örgütü ortaklığıyla 1997 yılında yüksek derecede korumayı, etkin yönetimi garanti eden bir “kalite markası” olarak PAN Parklarını kurmuştur. Halen, Avrupa’nın farklı bölgelerindeki 10 milli park, PAN Parks sertifikasına sahiptir. Türkiye için Küre Dağları Milli Parkı 2006 yılında, Finlandiya’da yapılan bir toplantıda sunulmuş olan niyet mektubunun kabul edilmesi ile bu sisteme aday olmuştur. Sertifikayı veren kuruluş, 2012 yılına kadar belirlemiş olduğu kriterleri (habitat yönetimi, ziyaretçi yönetimi) yerine getirilmesi durumunda PAN Parks sertifikasyon sistemine dahil olabileceğini belirtmişlerdir. Bu bağlamda LdV projesi ile PAN Parks sürecine katkı sağlamak ve ivme vermek amacıyla proje sahibi kuruluş; iklim, topoğrafya, flora ve fauna vb özellikleri ile benzerlik gösteren ayrıca, Batı Avrupa ve Akdeniz ülkeleri içerisinde PAN Parks ağına tek üye olması gibi nedenlerle İtalya’nın PAN Parks üyesi Majella Milli Parkı’nı yurtdışı alıcı ortak olarak tercih etmişlerdir. Proje ile sektörel ve bölgesel ekonomi bazında; öğretim programlarının yenilenmesi, ulusal/uluslararası yeterlilikler çerçevesine uyum, korunan alan konsepti ve yönetim anlayışında önemli farklılaşmalar ve ilerlemeler sağlanmıştır.Item Bazı Bitki Geli im Düzenleyicilerin Pinus silvestris L. Fidecik Morfolojik Karakterlerine Etkisi(Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi;Cilt:7 No: 2, 2007) Sıvacıoğlu, Ahmet; Ayan, Sezgin; Gülerol, BilalIn this study, the Bolu-Alada originated scots pine seeds were sowed onto the seedbeds of Bolu Forest Nursery after soaking for 24 hours into the 200-400-600 ppm concentration of GA3, 50-150-300 ppm concentration of IBA+NAA and 20-50-100 ppm concentration of Kinetin for determining the effects of plant growth regulators (phytohormones) on the morphological characters of Scots pine (Pinus silvestris L.) seedlings. After 36 days when the primary leaves emerged, the seedlings were lifted and some parameters as root collar diameter (RCD), root length (RL), hypocotyls length (HL), epicotyls length (EL), cotyledon number (CN), cotyledon length (CL), root fresh weight (RFW), stem fresh weight (SFW), root dry weight (RDW), stem dry weight (SDW) were measured on them. By investigating morphologic characters of the seedlings, determination of the advantage of plant growth regulators on seedling growth and production was aimed. There are no statistical differences on RCD, CL, CN, SDW characters after the treatments. The biggest values of RCD (0,87 mm), CN (6.55 unit), CL (2.23 cm), SDW (6,36 mg) were obtained for IBA+NAA. Despite of the fact that there is no effect of hormone x dose interaction on RL, the biggest RL (7,95 cm) was obtained for 600 ppm GA3. Hormone and hormone x dose interaction affect the EL and HL. The biggest HL and EL values (HL = 1.30 cm, EL = 0.34 cm) were determined for GA3, as to the dose for 400 ppm GA3 (HL = 1.417 cm, EL = 0.37 cm). The hormone kind affects the RFW, SFW and RDW and the biggest values were obtained as 22,33 mg, 36,63 mg, and 3,82 mg for IBA+NAA, respectively.Item Bazı Büyüme Düzenleyicilerin Akdeniz Defnesi (Laurus nobilis L.) Fidanlarının Gelişimi Üzerine Etkileri(Bazı Büyüme Düzenleyicilerin Akdeniz Defnesi (Laurus nobilis L.) Fidanlarının Gelişimi Üzerine Etkileri Kastamonu Üni., Orman Fakültesi Dergisi, 2009, 9 (2): 171-176, 2009) Ertekin, Murat; Kırdar, Erol; Ayan, Sezgin; Özel, Halil BarışAraştırmada, polystimulin (PS A6-K), giberillin (GA3) ve farklı katlama sürelerinin defne (Laurus nobilis L.) fidanlarının gelişimleri üzerine olan etkileri incelenmiştir. Bu amaçla; tohumlar katlamaya alınmadan önce PS-A6 + PS-K ve GA3’ün iki farklı konsantrasyonu ile muamele edilmiştir. Çalışmada; toplam 315 adet defne fidanında fidan boyu, kök boğaz çapı, kök uzunluğu ve yaprak sayıları tespit edilmiştir. En yüksek fidan boyu ve kök uzunluğu 50 mg/100 ml GA3’ün uygulandığı denemelerde elde edilmiştir. En yüksek fidan boyu 21.2 cm tespit edilirken, en düşük fidan boyu da 13.9 cm ile 70 gün katlamaya tabi tutulan tohumlarda saptanmıştır. En yüksek kök boğaz çapı ise 5.8 mm ile 30 gün soğuk katlamaya maruz kalmış tohumlarda ölçülürken, en düşük kök boğaz çapı da GA3 uygulanan tohumlarda bulunmuştur. Sonuç olarak; hormon uygulamasının defne fidanlarının gelişimi üzerine olumlu etkisi saptandığından, fidanlık koşullarında defne üretiminde GA3 hormonunun kullanılması önerilebilir. An investigation was carried out to consider the effect of polystimulins (PS), gibberellic acid (GA3) and stratification date on the growth of laurel seedlings. Seeds treated with PS-A6+ PS-K and GA3 at two different concentrations before stratified, and a total of 315 seedling were investigated taking account of height, root collar diameter, root length and number of leaves. The greatest height and root length were found with the treatment GA3 at 50 mg/100 ml. The greatest seedling height measured 21.2 cm at the 50 mg/100 ml level, compared with 13.9 cm for the stratification at 70 days seedlings. The greatest root collar diameter measured 5.8 mm with the stratification at 30 days seedlings, while the least measured 4.3 mm with the GA3 application at 50 mg/100ml seedlings. To conclude, it is obvious that hormone application is very effective and has contributed significantly to the metabolism of laurel seedlings. According to this study, the application of GA3 to laurel seedlings has been recommended for practical use in nursery conditions.Item BİTKİ YETİŞTİRME ORTAMI OLARAK ZEOLİTİN KULLANILABİLİRLİĞİ(GAP IV. Mühendislik Kongresi (Uluslararası Katılımlı), Bildiriler Kitabı, Cilt. 2, s.1580-1586, Urfa, 2002) Ayan, SezginZeolit, hidrate olmuş alüminyum silikatı kimyasal komposizyonunda bir mineraldir. Temel özellikleri; yüksek katyon değişim kapasitesi, dengeli su alıp / salıverme, iyon değişimi, besin alıp-verebilme ve asidite ile hava gözenekliliğini düzenleyebilmesidir. Ayrıca, zeolit yavaş yarayışlı gübre özelliğindedir. Bu çalışmada; zeolitin fonksiyonel özellikleri vasıtasıyla toprak ve substratlerin ıslahı ile bitki üretiminde kalite ve verimi artırabilecek irdelemelerde bulunulmuştur. Zeolit, hidrate olmuş alüminyum silikatı kimyasal komposizyonunda bir mineraldir. Temel özellikleri; yüksek katyon değişim kapasitesi, dengeli su alıp / salıverme, iyon değişimi, besin alıp-verebilme ve asidite ile hava gözenekliliğini düzenleyebilmesidir. Ayrıca, zeolit yavaş yarayışlı gübre özelliğindedir. Bu çalışmada; zeolitin fonksiyonel özellikleri vasıtasıyla toprak ve substratlerin ıslahı ile bitki üretiminde kalite ve verimi artırabilecek irdelemelerde bulunulmuştur. Chemical composition of zeolite is a hydrated silicic mineral of aluminium. Main characteristics of zeolite are high cation exchange capacity, in balance water retention/release, nutrient available via ion exchange, arrange of acidity and air porosity. In addition, zeolite like a slow release fertilizer. In this study, by functional properties of zeolite are aimed improve of soil and substrate, however increase of quality and yield on plant propagation.Item Clonal variation in growth, flowering and cone production in a seed orchard of Scots pine (Pinus sylvestris L.) in Turkey(African Journal of Biotechnology;Vol. 8 (17), 2009) Sıvacıoğlu, Ahmet; Ayan, Sezgin; Çelik, Durmuş AliIn this study, observations and measurements were made on five grafts for each of 30 clones in three successive years (2006, 2007 and 2008) on Scots pine (Pinus sylvestris) seed orchard established in 1995 by using 2 years-old grafts in Turkey. The examined characters were total height, diameter at base, number of branches, length of terminal shoot, length of lateral shoot, length of longest branch, number of male whorls, number of male flowers in a whorl, number of male flowers, length of male whorl, number of female flowers, cone number and crown diameter. Variation, broad-sense heritability and correlations between characters were estimated. Variation among clones was lower than among grafts for all studied characters. The broad sense heritability varied in a range of 0.15-0.38 for growth related characters, while it varied in a range of 0.15-0.59 for flowering related characters. The genetic variation for female and male flowering number is 36.5% and 82.8%, respectively. The number of flowers increased with the graft size. Significant correlations between the growth and flowering related characters varied in a range of 0.20-0.59 and 0.17-0.26 for male and female flowering, respectively.Item Çölleşme sürecinde toprak özelliklerinin analizi(Çölleşme ile Mücadele Sempozyumu, Tebliğler Kitabı, 528-535, Çorum., 2010) Ayan, Sezgin; Sarıyıldız, TemelItem Crocus sativus L. (Safran)’un Yetiştirme Tekniği(Crocus sativus L. (Safran)’un yetiştirme tekniği. Gazi Üniversitesi Kastamonu Orman Fakültesi Dergisi, Kastamonu, Cilt: 2, No: 2, Sf.175-187., 2002) Vurdu, Hasan; Şaltu, Zeki; Ayan, SezginTürkiye’de yalnızca Safranbolu ilçesine bağlı Davutobası köyünde küçük bir alanda kültürü yapılan safranın (Crocus sativus L.) nesli tükenmek üzeredir. Bu çalışma ile, faktöriyel deneme deseni şeklinde oluşturulan deneme alanındaki ekim planına göre safran ekimi, iki farklı aralık x derinlik x korm çapı kullanılarak üç tekerrürlü olarak yapılmış ve bu faktörlerin yavru korm ve çiçek verimine olan etkileri araştırılmıştır. Çalışmanın sonucunda; yavru korm ve toplam çiçek verimine etki eden en önemli faktörün, korm çapı olduğu belirlenmiştir. In Turkey, saffron plant (Crocus sativus L.) had been cultivated only on the small area located in the village of Davutobası in Safranbolu and it becomes endangered species. In this study, three replications of two different sowing spacing x sowing depths x corm diameters were used to evaluate their effects on the yield of daughter corm and flower production by using factorial experimental design on the experimental field. As a result; corm diameter was the most effective factor for the number of daughter corms and flower yield.Item DEĞİŞİK HORMON KONSANTRASYONLARININ Sequoia sempervirens (Lamb.) Endl.’in PLANLET GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ(2013) Gerçek, Vildan; Ayan, Sezgin; Şahin, AyşegülBu çalışmada; Sequoia sempervirens (Lamb.) (Sahil Sekoyası) Endl.'in hızlı gelişme gösteren üstün fertlerinden oluşan 6 farklı ortetten alınan sürgün uçlarının in-vitro koşullar altında indol bütirik asit (IBA) ve indol asetik asit (IAA) farklı dozlarının planlet gelişimi üzerine etkisi incelenmiştir. Denemelerde Murashige&Skoog MS besiyeri kullanılmıştır. MS besiyerinde IAA (2, 1.5, 1, 0.5 mg/L ) ve IBA (4, 3.5, 3, 2.5 mg/L)’nın dörder farklı konsantrasyonunun planletin sürgün ve kök oluşumuna etkileri araştırılmıştır. Ayrıca, planletlerin 7 farklı yetişme ortamındaki adaptasyon yetenekleri belirlenmiştir. Sonuç olarak, farklı ortetlere ait explantların in-vitro koşullarındaki gelişimlerinin farklı olduğu; besiyerlerdeki IAA dozu azaldıkça ve IBA dozu arttıkça planletin kök/gövde gelişiminde olumlu değişimler olduğu tespit edilmiştir. Farklı yetişme ortamlarından ise % 70 Barma turbası + % 30 kompost çay artığı ortamı en iyi sonucu vermiştir. In this study; six ortets were selected from fast growing plus trees of Sequoia sempervirens (Lamb.) Endl. in which shoot tips are used as the propagation materials. The effects of different concentrations of indole butyric acid (IBA) and indole acetic acid (IAA) were examined for planlets growing under in-vitro conditions. Murashige&Skoog medium MS was used as a four different concentrations of IAA (2, 1.5, 1, 0.5 mg/L) and IBA (4,3.5, 3, 2.5 mg/L) in order to examine the effect of these concentrations on the root and shoot developing characteristics. In addition, adaptation of planlets was studied on seven different gowth medias. As a result, different ortets showed significant differences in-vitro condition as an decreasing IAA and increasing IBA concentrations effected to the possitive growth of root and shoot development of planlets. The best growth media was found to be 70% Barma peat + 30% tea compost.Item DEĞİŞİK HORMON KONSANTRASYONLARININ Sequoia sempervirens (Lamb.) Endl.’in PLANLET GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ(2013) Gerçek, Vildane; Şahin, Ayşegül; Ayan, SezginBu çalışmada; Sequoia sempervirens (Lamb.) (Sahil Sekoyası) Endl.'in hızlı gelişme gösteren üstün fertlerinden oluşan 6 farklı ortetten alınan sürgün uçlarının in-vitro koşullar altında indol bütirik asit (IBA) ve indol asetik asit (IAA) farklı dozlarının planlet gelişimi üzerine etkisi incelenmiştir. Denemelerde Murashige&Skoog MS besiyeri kullanılmıştır. MS besiyerinde IAA (2, 1.5, 1, 0.5 mg/L ) ve IBA (4, 3.5, 3, 2.5 mg/L)’nın dörder farklı konsantrasyonunun planletin sürgün ve kök oluşumuna etkileri araştırılmıştır. Ayrıca, planletlerin 7 farklı yetişme ortamındaki adaptasyon yetenekleri belirlenmiştir. Sonuç olarak, farklı ortetlere ait explantların in-vitro koşullarındaki gelişimlerinin farklı olduğu; besiyerlerdeki IAA dozu azaldıkça ve IBA dozu arttıkça planletin kök/gövde gelişiminde olumlu değişimler olduğu tespit edilmiştir. Farklı yetişme ortamlarından ise % 70 Barma turbası + % 30 kompost çay artığı ortamı en iyi sonucu vermiştir.Item Doğal Bazı Ardıç (Juniperus L.) Türlerinin Çelikle Üretim Olanakları(Mayıs-2004 Cilt:4 No:1 ISSN 1303-2399 Gazi Üniversitesi, Orman Fakültesi Dergisi-Kastamonu, 2004) Ayan, Sezgin; Küçük, Mahir; Ulu, Fahrettin; Gerçek, Vildan; Şahin, Ayşegül; Sıvacıoğlu, AhmetAsli orman ağacı türlerimizden olan ardıç türlerinin; çimlenme engelinin bulunması yanında boş ve çürük tohum oranının fazlalığı nedeniyle çimlenme yüzdesi oldukça düşüktür. Bu nedenle kitlesel fidan üretiminde tohumla üretim teknikleri yanında vejetatif üretim tekniklerinin de kullanılmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu çalışmada; Juniperus excelsa Bieb., J. sabina L., J. communis L. subsp. nana Syme., J. oxycedrus L. subsp. oxycedrus ve J. foetidissima Willd. türlerinin çelikle üretimi amacıyla, Gümüşhane yöresinden alınan çelikler 2 farklı köklendirme ortamında, indole -3- butrik asitin (IBA) farklı dozları kullanılarak sera koşullarında köklendirmeye alınmıştır. Köklendirme ortamı ve hormon dozu köklenme oranı üzerinde anlamlı düzeyde etkili olmazken, ardıç türleri arasında köklenme oranları bakımından önemli farklılıklar tespit edilmiştir. En yüksek köklenme oranı % 52.79 ile J. communis’te, en düşük köklenme oranı % 24 ile J. foetidissima’da gerçekleşmiştir. J. excelsa’da % 31.50, J. sabina’da % 38.42 ve J. oxycedrus’da % 31.83 oranında köklenme olmuştur. Ardıç türlerinin köklenme başarıları farklı olup, diğer türlere göre düşük köklenme gösteren ve ekonomik değerleri diğer türlerden yüksek olan boylu ardıç ve kokulu ardıç üzerine çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. Because of seed dormancy, excess rate of empty and dead seeds, germination percentage is low in juniper species which are main tree species in Turkey. Therefore, during mass seedling propagation, vegetative propagation techniques have to be attached importance together with generative techniques. In this study, the cuttings of Juniperus excelsa Bieb., J. sabina L., J. communis L. subsp. nana Syme., J. oxycedrus L. subsp. oxycedrus and J. foetidissima Willd. were collected from Gümüşhane region and tried to rooting in 2 rooting media and by using different rates of indole 3 butyric acid (IBA) under greenhouse conditions. Rooting medium and hormone level had no effect on the rooting rate significantly. As to rooting rate, juniper species showed important differences. The maximum rooting rate was estimated to be 52.79 % for J. communis. Whereas, the minumum rooting rate was estimated to be 24 % for J. foetidissima. The rooting rate was estimated to be 31.5 % for J. excelsa, 38.42 % for J. sabina and 31.83 % for J. oxycedrus. The rooting successes of juniper species are different. Therefore, the studies should be condensed on the J. excelsa and J. foetidissima which have lower rooting rate and have more economical value than the other species.Item DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ BAZI DOĞAL AĞAÇ TÜRLERİNİN FARKLI YÖRE VE YÜKSELTİLERDEKİ PERFORMANSLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ(G.Ü. Kastamonu Eğitim Dergisi, Mart 2002, Cilt. 10, No.1, s.187-194, Kastamonu, 2002) Ayan, Sezgin; Küçük, Mahir; Çetiner, Şaban; Ulu, Fahrettin; Yılmaz, FatmaÖzet Bu çalışmada, Doğu Karadeniz Bölgesinin bir çok doğal ağaç türünün değişik yöre ve yükseltilere göre gelişimlerini ortaya koymak, bölgede nesli tehlike altında olan Taxus baccata, Quercus pontica, Acer platanoides türlerini yaygınlaştırmak ve bölgede nesli tükenen türlerden Corylus colurna'yı tekrar yöreye kazandırmak amaçlanmıştır. 1991 yılından itibaren toplam 28 taksonun fidanları, bölgenin 4 değişik deneme alanına tesadüfi blokları yöntemine göre 3 yinelemeli olarak dikilmiştir. 1999 yılı yaşama yüzdesi verilerine göre yapılan istatistiksel değerlendirmelerde farklı yöre ve yükselti kuşaklarında türler arası ve içi önemli farklılıkların olduğu tespit edilmiştir. Abstract In this research, native some tree species of Eastern Blacksea Region were studied according to different locality and altitude. The aims are to determinate of the growing performance of these species, to widespread the under dangerous species such as Taxus baccata, Quercus pontica and Acer platanoides and the disappeared species such as Corylus colurna in the region. The seedlings of the 28 taxa were planted since 1991 in 4 trial sites according to randomized blocks method with three replications. The survival percentage data of 1999 year were analized by statistical methods. The result showed significant difference for survival percentage by different locality and altitude.Item EFFECTS OF DIFFERENT MEDIUMS ON THE GROWTH OF ORIENTAL SPRUCE (Picea orientalis (L.) Link.) SEEDLINGS PRODUCED IN ENSO-POT TUBES(Gazi University Faculty of Forestry, 2007) Ayan, SezginOriental spruce (Picea orientalis (L.)Link.) is the main species in the Eastern Black Sea Region of Turkey. Using containerised and quality seedlings in the plantation areas is very important, against tall and very dense weed in the region. The Turkish-Finnish Forestry Project was established in 1992, to produce economical containerised seedlings in The Of Forest Nursery. In this project, production technique of Oriental spruce seedlings under the regional conditions was aimed. Thus, common growing mediums in the region, sowing times and growing periods in the greenhouse had to be studied. In this research, forty growing mediums, two sowing times and two growing periods in greenhouse were studied. Commonly used local Barma peat was the main material. Thirty-nine growing mediums were prepared with the kind of supplement materials (river sand, perlite, composed tea remnant, composed barnyard manure, wood shavings and bran) mixed at different ratios by volume to the Barma peat, and Vapo peat (Finnish) were used as a control. According to growing mediums, sowing times and growing periods; height growth, root collar diameter, survival percentage, dry weights and stem weight / root weight rates of the 2+0 aged seedlings were measured. The results are: 1) The best height growth under the Of Forest Nursery conditions were in the following mediums respectively. 60% Barma peat + 20% comp. Tea remnant + 20% river sand 50% Barma peat + 20% comp. Tea remnant + 30% river sand 50% Barma peat + 20% comp. Tea remnant + 30% perlite 60% Barma peat + 20% comp. Tea remnant + 20% perlite 60% Barma peat + 20% comp. barnyard manure + 20% perlite 70% Barma peat + 30% comp. Tea remnant 60% Barma peat + 20% comp. Tea remnant + 20% wood shavings 60% Barma peat + 20% comp. barnyard manure + 20% river sand 100% Finnish peat . 2) Traditionally, 2+3, 3+2, 4+0 and 5+0 aged Oriental spruce seedlings have been planted in this region. This study showed that 2+0 aged seedlings had suitable sizes for planting with the growing mediums mentioned above by The Enso-Pot tube system.Pubmed Effects of stand types on recreational preferences of society in the Sub-Alpine Zone, northern Turkey.(2022-11-19) Varol, Tuğrul; Özel, Halil Barış; Kara, Ferhat; Çavuş Kara, İlkim; Ayan, SezginThe main objective of this study was to examine how different stand types influenced the tendency of visitors for varying recreational activities (i.e., hiking, trekking, camping and hunting) from 1993 to 2018 in the surrounding areas of Uluyayla Natural Recreation Site in Bartin, northern Turkey. A total of 627 visitors were selected on a voluntary basis, and questioned in the form of questionnaire. Most of the participants were in the age of 21-40 years old, and they were mostly (62.4%) male. Most of the participants (82.7%) lived in cities, while 62.8% of them were tourists when visiting the site. In determining the preferences of the visitors regarding the stand types for different recreational activities, several images of each stand were shared with them, and they were asked which stand type they would prefer for a given recreation activity (i.e., hiking, tracking, camping and hunting). A range of options from 1 to 5 in Likert's scale was used in evaluating the given responses. The degree of positive and negative effects was examined via trend analysis. It was found that stand type had influence on the preferences of visitors regarding the recreational activities. In general, unmanaged and moderately treated stands were more preferred by visitors for the recreational purposes, compared to the previously managed stands. On the other hand, visitors' preference for the activities were different during two periods (i.e., 1993-2005 and 2006-2018). For each recreational activity, there was an increasing trend from 1993 to 2018. There had been a continuous increase for hunting since 1996, and for trekking and camping after 1999. The increases between 1993-1996 and 1996-1999 were likely due to the increasing awareness of the society as a result of the training and consciousness raising activities for nature conservation. The demand on the recreational activities continuously increased in unmanaged and moderately treated stands, while no significant changes were examined in the previously managed stands. The study points out that forest planning and management should consider different needs of visitors for recreational infrastructure.Item Ehrami Karaçam (Pinus nigra subsp. pallasiana var. pyramidata) Aşılı Fidan Üretimi(Gazi Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi;4, (2), 2004) Sıvacıoğlu, Ahmet; Ayan, Sezgin; Ergin, Ömer Fethi; Ertekin, MuratABSTRACT In this study, the effects of grafting tecniques, stock age and ortet difference on graft success rate were investigated by grafting scions obtained from 3 different ortet trees in “Gene Conservation Forest of Pyramidal Anatolian Black Pine, Gölköy –Kastamonu ” on 3+0 and 2+0 aged stocks with cleft and veneer graft tecniques. The grafts were done in March, 2003; and the graft success rate was evaluated at the end of the growing season. 65 % of sucess rate for cleft graft, and 36.7 % of success for veneer graft were designated, at the end of the growing season. The highest success rate was obtained for the cleft grafts which applied on the 3+0 aged stocks with the the scions of the 65 aged ortet tree.Pubmed Element mobility from the copper smelting slag recycling waste into forest soils of the taiga in Middle Urals.(2021-01-01T00:00:00Z) Zolotova, Ekaterina S; Ivanova, Natalya S; Ryabinin, Viktor F; Ayan, Sezgin; Kotelnikova, Alla LThe article presents the results of assessing the element mobility (chemical elements and compounds) from the copper smelting slag recycling waste into brown forest soils (Haplic Cambisols) of the southern taiga district in Middle Urals, Russia. The copper smelting slag recycling waste was obtained by crushing the cast slag of the Sredneuralskiy Smelter ("technical sand") followed by flotation extraction of copper concentrate. The investigations were carried out in two forest types, distinguished according to the principles of the genetic forest typology, cowberry shrub pine forest and berry pine forest with linden, and the corresponding clear-cuttings. We conducted the experiment in the autumn before the snow cover was established in two variants: (i) we evenly scattered 1 kg of waste on meter sample plots; (ii) we weighed the "technical sand" by 100 g, packed it in non-woven material and buried it in the soil to a depth of 7-10 cm. Two years later, we dug up the bags with waste and weighed them. The analyses were performed by inductively coupled plasma mass spectrometry using Elan-9000 ICP mass spectrometer. As a result of the research, it was found that waste loses 11% mass over 2 years of being in forest soils. The content of Zn, As, Cd, and Se changes most strongly. The difference in the degree of element migration from the "technical sand" to the brown forest soils of the two forest types and clear-cuttings was revealed. The study of the effect of technogenic waste on the dominant and diagnostic species of grassy vegetation in the selected forest ecosystems of the Middle Urals was carried out. There was no negative effect on the qualitative composition of the grassy layer of two forest types and their clear-cuttings after 1 year after a single surface application of mineral waste at a concentration of 1 kg/m.Item ENSO TİPİ TÜPLÜ DOĞU LADİNİ FİDANLARININ ARAZİ PERFORMANSLARININ DEĞERLENDİRİLİMESİ(Enso Tipi Tüplü Doğu Ladini Fidanlarının Arazi Performanslarının Değerlendirilmesi", (Yayınlanmamış Sunulu Bildiri), Türkiye'de Tüplü Fidan Üretimi ve Ağaç Islah Tekniklerinin ve Çalışmalarının Geliştirilmesi Projesi Sempozyumu, 8-10 Kasım 1999, Marmaris., 1999) Şahin, H.Ali; Ayan, Sezgin; Çetiner, ŞabanÜlkemizin önemli asli orman ağacı türlerinden olan Doğu Ladini doğal yayılış alanı olan Doğu Karadeniz Bölgesinde 133 109 ha alanda saf ve 200 000 ha alanda ise karışık meşçereler kurmaktadır. Bu alanlardan 107 869 ha ağaçlandırma ve 130 000 ha da suni gençleştirme olmak üzere toplam 237 869 ha saha Doğu Ladini tesisine konudur. Çıplak köklü veya repikajlı 5 yaşındaki fidanlarla tesis edilen sahalarda 10–14 yıl bakım ve 5-6 kez tamamlama yapılmasına rağmen arzulanan başarıya ulaşılamayabilmektedir. Geleneksel yöntemde karşılaşılan söküm, ambalajlama, depolama, nakil ve dikimde meydana gelen olumsuzluklar 1995'ten sonra Enso tipi kaplı fidanların kullanılmasıyla büyük ölçüde giderilmiştir Enso sistemiyle üretilen boylu ve kaliteli 2+0 yaşındaki fidanlarla yapılan ağaçlandırmalarda yaşama yüzdesi ve fidan gelişimleri başarılı olmuştur. Fidan boylarının düşük olması durumunda ise sürgün gelişimi azalmaktadır. Trabzon AGM Başmühendisliği sahalarında Enso tipi Ladin ağaçlandırmalarında yaşama yüzdesi % 90 civarında tespit edilmiş ve bakım süresinin 5-6 yıla düşeceği tahmin edilmektedir.Item ENSO TİPİ TÜPLÜ FİDANLARIN DİKİM SAHASINA TAŞIMA PROBLEMLERİ VE ÇÖZÜMLERİ ÜZERİNE İRDELEMELER(Orman Mühendisliği Dergisi, Yıl. 37, Sayı. 4, s.22-25, Ankara., 2000) Ayan, SezginItem Enso-Pot Tüplü Fidan Üretimi ve Geleneksel Üretimle Karşılaştırılması(I. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, 4. Cilt, s. 126-133, Trabzon, 1995., 1995) Ayan, Sezgin; Bahadır, Cemile