Research Project: Klasik Antibiyotiklerin Altın/Gümüş Bimetalik Nanoparçacık Glukokonjugatlar İle Taşınması Ve Bakteriyel Direnç Gelişiminin Takip Edilmesi: Model Bir Çalışma Olarak E.Coli K12 Nin Kullanılması
Program
KU Authors
KU-Authors
Co-Authors
Authors
Advisor
Date
Language
Type
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Abstract
Bakteri temelli enfeksiyonların engellenmesi ve tedavi edilmesinde başvurulan temel yol olarak antibiyotikler öne
çıkmaktadır. Bakterilerin direnç geliştirebilmeleri antibiyotikleri etkisiz hale getirmektedir. Bu problemin üstesinden
gelebilmek için uygulanan yol dozun artırılması veya yeni ve daha etkin antibiyotiklerin üretilme denenmektedir. Diğer
önemli bir durum ise antibiyotiklerin yüksek dozda kullanımı böbrek ve karaciğer sorunları oluşturmaktayken yeni
antibiyotiklerin sentezi ve kullanıma hazır hale getirilmesi oldukça maliyetli ve uzun süreçlidir. Tüm bu olumsuzluklardan
kurtulmak için klasik antibiyotiklerin nanoyapılar ile taşınması yaklaşımları öne çıkmaktadır. Nanoparçacık temelli
antibiyotikler (i) doğrudan yüzey fonksiyonlaştırmasına tabi olmadan veya (ii) yüzeyin biyofonksiyonel bir yapı ile
düzenlenmesi şeklinde kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak nanoparçacıklar ile (iii) klasik antibiyotiklerin birlikte
kullanımıyla sinerjistik etki oluşturma yoluyla direnç kazanmış bakterilerin etkisizleştirilmesi hedeflenmektedir. Önerilen
bu çalışmada hedef bakteriye spesifik ve tek adımda sentezi gerçekleştirilecek altın/gümüş bimetalik-nanoyapı
glukokonjugatlar klasik antibiyotikler ile modifiye edilecektir.
Karbohidrat temelli antibiyotikler uzun süredir çalışma konusudur ve lisanslaştırılmış formları mevcuttur. Karbohidratların
antimikrobiyal ajan olarak kullanılabilmeleri onların lektinler ile spesifik etkileşimlerinden kaynaklanmaktadır. Lektinler hem
bakterilerin yüzeyinde hemde hücre içerisinde bulunmaktadır. Yüzey lektinleri endositoz, hücre-hücre ilişkisinin
düzenlenmesi ve reseptör görevi görmektedirler. Buna karşın hücre içi lektinleri ise bakteri metabolizmasında etkilidir.
Karbohidrat temelli ilaçlara ek olarak, klasik antibiyotiklerin taşınmasında taşıyıcı yüzeylerin şekerler ile modifiye edilmesi
öne çıkan yaklaşımlardan birisidir. Bununla birlikte önerilen çalışma ise daha önce başvurulan bir yöntem değildir; tek
adımda Escherichia coli bakterisi üzerinde bulunan mannoz bağlayıcı Fim H lektini hedeflenerek klasik antibiyotiklerden
olan kolistin sülfat taşındığı bir çalışma mevcut değildir.
Önerilen bu çalışmada indirgeyici aminleme metoduyla sentezlenmiş şeker türevleri (şeker ligantı olarak adlandırılabilirler)
altın-gümüş bimetalik-nanoparçacıkları (Au/Ag_NPları) üretilecektir ve bu şekilde tek adımda glikonanokonjugatlar elde
edilecektir. Karbohidrat türevleri ile fonksiyonlaştırılmış Au/Ag_NPları (Au/Ag_NP-GK) olarak adlandırılmaktadır.
Au/Ag_NP-GKlar kolistin sülfat ile aktifleştirilerek Au/Ag_NP-Antibiyotik (Au/Ag_NP-GK-A) formları elde edilerek E.coli’ye
uygulanacaktır. E.coli de bulunan FimH lektinine spesifik mannoz türevlerinin belirtilen antibiyotikler ile etkinleştirilmesiyle
antibiyotik direncine sahip olan E.coli nin ilaç direncinin aşılması hedeflenmektedir. Minimum inhibisyon derişimi (MIC) ve
minumum bakteri öldürme derişimi (MBC) çalışmaları yapılarak elde edilecek en etkin Au/Ag_NP-GK-A için antibiyotik
gelişim direnç testleri gerçekleştirilecektir. Başarılı Au/Ag_NP-A formlarının seçimliliği gram (-) bakteri S.marcescens gram
(+) bakteri S.epidermidis ile yapılacak olan MIC ve MBC değerlerinin belirlenmesi üzerinden gerçekleştirilecektir.
Çalışma, yürütücü İdris Yazgan’ın kontrolünde YL öğrencisi Şeymanur Aktaş ve lisans öğrencileri Zehra Taşdelen, Şevval
Güney, Ardanur Küçük ve Sedanur Sel tarafından gerçekleştirilecektir. Elde edilecek sonuçlar çoklu ilaç direncine sahip
bakteriler üzerine yapılan antibiyotik geliştirme çalışmalarına katkı sağlaycaktır. Başarı ile devam eden çalışmalar ile elde
edilecek sonuçlar akademik değeri yüksek dergilerde yayınlanma fırsatı sağlayacak ve Kastamonu Üniversitesinin temsil
edileceği şekilde konferanslarda sunulacaktır. Önemli çıktılardan birisi, belkide en önemlisi, ise projenin desteklenmesi ile
üniversitemizde ve ülkemizde bu alanda araştırma yapan yeni araştırmacıların yetişmesine katkı sağlayacaktır.
