Goal:
09 - Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı

Loading...
Project Logo
Description
Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı Dayanıklı altyapılar tesis etmek, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi desteklemek ve yenilikçiliği güçlendirmek

Publication Search Results

Now showing 1 - 10 of 11
  • PublicationMetadata only
    The usability of cytological and immunocytological methods for rapid diagnosis of encephalitic listeriosis in ruminants
    (2021-01-01) Özdemir Ö., Ortatatli M., Terzi F., Hatipoğlu F., Çiftçi M.K., Ateş M.B.; Funda TERZİ, Fatih HATİPOĞLU, Mehmet Burak ATEŞ, Mustafa Kemal ÇİFTÇİ, Özgür ÖZDEMİR, Mustafa ORTATATLI; Ozdemir, O, Ortatatli, M, Terzi, F, Hatipoglu, F, Ciftci, MK, Ates, MB
    Although the clinical and pathological findings are important in the diagnosis of listeriosis, to isolation or to be shown the presence of the bacterium must be required for the definitive diagnosis. This study aims to investigate the availability of imprint cytological (IC) and immunocytochemical (ICC) methods in comparison with histopathological and immunohistochemical (IHC) methods for the rapid diagnosis of encephalitic listeriosis. In the study, the touching and smear preparations taken from the pons and medulla oblongata of 25 ruminants suspected with listeriosis by neurological symptoms were stained with modified giemsa and also with ICC technic for revealing antigens, as a new method. Same tissue sections were stained with Hematoxylin&Eosin and IHC methods too, and examined under light microscope by scoring. In IC examinations, there were intensive neutrophils in 14 cases and few neutrophils in 4 cases, and no neutrophils were observed in 7 cases. In histopathological examinations, 13 of these 14 cases revealed typical microabscesses and listeria positivity in IHC staining. ICC positivity was detected in 12 (92.3%) of the listeria positive 13 cases. A highly positive correlation was observed among cytology (14), ICC (12), histopathology and IHC (13) scores (r2> 0.8; P<0.01). In conclusion, the cytological examination of the pons and medulla oblongata of listeriosis-suspected ruminants revealed that a rapid pre-diagnosis could be made with the presence of intense neutrophils. Also, with ICC staining of cytological preparations, the diagnosis could be performed with 92.3% accuracy. Since ICC is an easy and fast method, it is concluded that it can be used safely especially in field studies, along with cytological examination.
  • PublicationMetadata only
    II. Dünya Savaşı Dönemi ve Sonrasında Ziraî Kombinalar Tarihi Hakkında Bir İnceleme (1937-1949)
    (2018-02-01) Nadir YURTOĞLU
    1937 yılında Ziraî Kombinalar Kurumu’nun tesisinden 1949 yılına Devlet Üretme Çiftliklerininkuruluşuna kadar Türkiye’de tarım üretimi faaliyetleri ile bu faaliyetlerin ekonomiye olanyansımaları çalışmanın konusunu teşkil etmektedir. Çalışmada, Zirai Kombinalar Kurumu’nunII.Dünya Savaşı öncesi, süreci ve sonrasında gerçekleştirdiği üretim faaliyetleri üç dönem halindeele alınmıştır. Zirai Kombinalar Kurumu’nun tarımsal faaliyetleri ve bu faaliyetlerin ekonomiye olankatkıları sayısal veriler ışığında değerlendirilmiştir. Çalışmanın kaynak materyalini, Cumhuriyetarşivi belgeleri, resmi yayınlardan; zabıt ceridesi, kanunlar ve tutanak dergileri, resmi gazete,istatistik yıllıklarının yanında dönemin süreli yayınları arasında bulunan ekonomi ve tarımdergilerinin makaleleri oluşturmaktadır. Konu incelenirken, II. Dünya Savaşı şartlarında ZiraîKombinaların tarım üretimine sağladığı destekler göz önüne alınarak gerekli değerlendirilmeleryapılmıştır. Çalışmada elde edilen sonuç şudur: 1937 yılında Ziraî Kombinalar Kurumu’nun teşkiledilmesiyle dış ülkelerden tarım alet ve makineleri ile hayvanlar satın alınarak üretimde köylüyeörnek olunmaya çalışılmıştır. Bu manada beklenen verim alınamamıştır. Ancak II. Dünya Savaşı’nınbaşlaması üzerine Ziraî Kombinalar Kurumu, ordunun ve halkın hububat ihtiyacını karşılamakamacıyla tesis ettiği 13 çiftliğindeki 1.600.000 dönümden fazla arazisinden elde ettiği 10 binlerce tonhububat üretimiyle ülkenin iaşe ihtiyacını gidermeye yardımcı olmuştur. Bu suretle gerek II. DünyaSavaşı yılları gerekse savaş sonrasında ülkede baş gösteren açlık tehlikesine mani olarak milliekonomiye önemli katkılar sağlamıştır.
  • PublicationMetadata only
    Türkiye Cumhuriyeti’nde Çay Yetiştiriciliği ve Çay Politikaları (1923-1960)
    (2018-02-01) Nadir YURTOĞLU
    (ORCID: 0000-0001-7478-3149)Kastamonu Üniversitesi – KastamonuÖz: Cumhuriyetin ilk yıllarından 1960 yılına kadar olan dönemde Türkiye’de çay yetiştiriciliği ve çaypolitikaları ile bu politikaların ekonomiye olan yansımaları, çalışmanın konusunu teşkil etmektedir.Çalışma, Cumhuriyetin İlk Döneminde Türkiye’de çay yetiştiriciliği (1923-1950); DP DönemindeTürkiye’de çay üretim faaliyetleri (1950-1960) ile sınırlandırılarak iki dönem dâhilinde ele alınmıştır.Türkiye Cumhuriyeti’nde çay yetiştiriciliği ve çay politikaları ile bu politikaların ekonomiye olanyansımaları sayısal veriler ışığında değerlendirilmiştir. Çalışmanın kaynak materyalini, BaşbakanlıkCumhuriyet Arşivi Belgeleri, resmi yayınlardan; Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Zabıt Ceridesi,kanunlar ve tutanak dergileri, Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazetesi ve dönemin süreli yayınları arasındabulunan tarım ve ekonomi dergilerinin makaleleri oluşturmaktadır. Konu incelenirken, dönemin Türkiye’siile dünyanın çay üretimi alanında yaşanan gelişmeleri göz önüne alınarak gerekli değerlendirilmelerdebulunulmuştur. Çalışmada elde edilen sonuç şudur: Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 6 Şubat 1924tarihinde kabul edilen 407 sayılı Kanun ve akabinde çıkarılan 27 Mart 1940 tarih ve 3788 sayılı ÇayKanunu ile çay üretimi konusunda önemli adımlar atılmıştır. Başbakan İsmet İnönü’nün 1935 yılında Rizeziyareti ve Tarım Bakanları Muhlis Erkmen ve Şevket Raşit Hatipoğlu ile Zihni Derin’in çabalarıyla,üretime hız kazandırılmıştır. Rize çay fabrikasının 1947 yılında faaliyete geçmesiyle üretim seri halegetirilmiştir. DP Döneminde çay konusunda yapılan yeni yasal düzenlemeler ve çay giderleri için bütçedenayrılan ödeneğin çay fabrika ve atölye sayılarını her geçen yıl artırması ve üretimin Rize dışında, Trabzon,Giresun, Artvin, Giresun, Ordu illerine yayılıp yükseltilmesiyle milli ekonomiye önemli katkılarsağlanmıştır.
  • PublicationMetadata only
    Detection of botulinum neurotoxin serotypes c and d, and their effects on expressions of snap-25 and synaptobrevin in ruminants: An immunohistochemical study[1,2]
    (2021-01-01) Ateş M.B., Terzi F., Çiftçi M.K., Ortatatli M., Çelik Z.; Zeynep ÇELİK, Mehmet Burak ATEŞ, Funda TERZİ, Mustafa Kemal ÇİFTÇİ, Mustafa ORTATATLI; Ates, MB, Terzi, F, Ciftci, MK, Ortatatli, M, Celik, Z
    In humans and animals, botulism is a disease characterized by generalized and progressive paralysis caused by Clostridium botulinum neurotoxins (BoNT). BoNTs, defined in seven different antigenic types (A to G), proteolyze SNAREs (synaptosomal-associated protein/SNAP-25 and synaptobrevin) responsible for acetylcholine release in peripheral cholinergic neurons, and thus cause flaccid paralysis and death. Currently, mouse experiments are considered the reference method for definitive diagnosis. However, new diagnostic methods that are fast and accurate and would not raise ethical issues need to be developed. Therefore, using antibodies specific to the toxoid forms of BoNTs, the presence of BoNT-C and/or BoNT-D was investigated by immunohistochemical method (IHC) in the study. The tissues of thirty ruminants (twenty cattle, seven sheep, three goats), which had the clinical and pathological findings of botulism and a herd history of the disease, were used as material. BoNTs were detected with IHC in sixteen of the thirty ruminants as three BoNT-C, eleven BoNT-D, and two BoNT C+D. In the mouse experiments, BoNT was isolated in only three cases (two BoNT-D, one BoNT-C). Additionally, being responsible for the clinical findings of botulism, the interaction of BoNTs with SNAP-25 and synaptobrevin was investigated using IHC. It was determined that BoNT-C specifically reduces the expression of SNAP-25, and BoNT-D reduces the expression of synaptobrevin and partially SNAP-25. It was concluded that additional studies may be valuable to investigate the use of IHC in the diagnosis of botulism.
  • PublicationMetadata only
    Türkiye’de Köylere İçme Suyu Hizmetinin Götürülmesinde Demokrat Parti Örneği (1950-1960)
    (2018-02-01) Nadir YURTOĞLU
    Demokrat Parti’nin (DP) iktidara geldiği 14 Mayıs 1950 tarihinden hükümet darbesiyleiktidardan uzaklaştırıldığı 27 Mayıs 1960 tarihine kadar Türkiye’de köylere içme suyu hizmetiningötürülmesi ve bu hizmetin köy yaşam şartlarına olan yansımaları çalışmanın konusunu teşkiletmektedir. Çalışma, DP döneminde köylere içme suyu götürme faaliyetleri (1950-1960) başlığı ilesınırlandırılarak tek dönem halinde ele alınmıştır. Türkiye’de köylere içme suyu hizmetiningötürülmesi ve bu hizmetin köy yaşam koşullarına olan katkıları sayısal veriler ışığındadeğerlendirilmiştir. Çalışmanın kaynak materyalini, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi belgeleri, resmiyayınlardan; TBMM Zabıt Ceridesi, kanunlar ve tutanak dergileri, Türkiye Cumhuriyeti ResmiGazetesi, istatistik yıllıkları ve Ayın Tarihi’nin yanı sıra dönemin süreli yayınları arasında bulunanekonomi dergilerinin makaleleri oluşturmaktadır. Konu incelenirken, köylere içme suyugetirilmesinin kırsal kesimin sosyo-ekonomik yapısına sağladığı katkılar göz önüne alınarakdeğerlendirilmelerde bulunulmuştur. Çalışmada elde edilen sonuçlar şunlardır: DP Hükümeti,kendini iktidara taşıyan köylü kesime minnet borcunu ödemek maksadıyla yıllarca ihmal edildiğiifade olunan köylere su getirme çalışmalarına katılmış, çeşitli programlar kapsamında ve bütçedenaldığı ödeneklerle her yıl içme suyu götürülen köy sayısını vilayetler bazında yaptığı icraatlarlaartırmıştır. 18 Aralık 1953 tarih ve 6200 sayılı yasayla kurulan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü(DSİ) sayesinde, köy içme suları için gerekli teknik organizasyon ve kontrol sağlanarak çalışmalardaha sistemli hale getirilmiştir. Dahası 1959 yılı başlarından itibaren teknik güç ve bilgi isteyen veiçme suyu getirilmesi zor köylerin su faaliyetleri DSİ tarafından gerçekleştirilmesi için çalışmalaryürütülmüştür. Bu suretle 1950-1960 döneminde 196 milyon lira harcama yapılıp 24 bin köye içmesuyu getirilmesiyle Türkiye’de birçok köyün sağlıksız ve sıhhi olmayan içme suyu sorunuhalledilmiştir.
  • PublicationMetadata only
    The Impact of Online Concept Maps on Academic Achievement and Retention in Science Course
    (2019.01.01) Gulec, M, Karaci, A; Mehmet GÜLEÇ, Abdulkadir KARACI
    Bu çalışmadaki amaç, fen bilimleri derslerinde çevrimiçi kavram haritalarının kâğıt-kalem temelli kavram haritalarına göre öğrenci başarısını ve kalıcılığını ne düzeyde etkilediğini incelemektir. Çalışmanın çalışma grubunu, 28 ortaokul yedinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada kontrol grubuna (14 öğrenci) kağıt-kalem temelli kavram haritaları öğretim metoduyla, deney grubuna (14 öğrenci) ise çevrimçi kavram haritaları öğretim metoduyla 3 hafta (12 saat) süreyle öğretim verilmiştir. Çevrimiçi ve kağıt-kalem temelli kavram haritaları kütle-ağırlık konusunun kazanımlarını kapsayacak şekilde oluşturulmuştur. Çevrimiçi kavram haritalarının oluşturulmasında Captivate eğitsel yazılım programı kullanılmıştır. Ayrıca kütle-ağırlık konusuyla ilgili olarak 24 maddeden oluşan başarı testi (KR-21=0.695) oluşturulmuştur. Gruplara ön-testin ardından son-test, 45 gün sonra ise kalıcılık testi uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular neticesinde “kütle-ağırlık” konusunun öğretilmesinde çevrimiçi ya da bilgisayar destekli kavram haritalarının kağıt-kalem temelli kavram haritalarına göre akademik başarıya ve kalıcılığa etkisinin daha fazla olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra çevrimiçi kavram haritalarının son-test puanlarına %74’luk anlamlı ve büyük bir etkisi söz konusudur. Bu sonuçlara göre çevrimiçi kavram haritalarının mümkün olan her alanda geliştirilmesi ve kullanılması öğretimi desteklemede büyük önem arz etmektedir.
  • PublicationMetadata only
    Türk Standartları Enstitüsünün (TSE) Kuruluşu Bağlamında Türkiye’de Standardizasyon Politikaları (1923-1960)
    (2018-02-01) Nadir YURTOĞLU
    Cumhuriyetin ilanının gerçekleştiği 1923 yılından 1960 yılı sonuna kadar TSE’nin kuruluşubağlamında Türkiye’de standardizasyon politikaları ve bu politikaların ekonomiye olan yansımalarıçalışmanın konusunu teşkil etmektedir. Çalışma, Cumhuriyetin ilk yıllarında standardizasyonfaaliyetleri (1923-1939); II. Dünya Savaşı Dönemi ve sonrasında standardizasyon çalışmaları (1939-1950); Demokrat Parti (DP) Döneminde standardizasyon faaliyetleri (1950-1960) ilesınırlandırılarak üç dönem halinde ele alınmıştır. Çalışmanın kaynak materyalini, BaşbakanlıkCumhuriyet Arşivi Belgeleri, resmi yayınlardan; Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ZabıtCeridesi, kanunlar ve tutanak dergileri, Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazetesi ve dönemin süreliyayınları arasında bulunan ekonomi dergilerinin makaleleri oluşturmaktadır. Konu incelenirken,standardizasyon politikalarının Türk dış ticaretinin geliştirilmesine sağladığı katkılar göz önünealınarak değerlendirilmelerde bulunulmuştur. Çalışmada elde edilen sonuç şudur: Cumhuriyetin ilkyıllarından itibaren Ticarette Tağşişin Men’i ve İhracatın Murakabesi ve Korunması Hakkındaki1705 sayılı Kanun ile bu kanuna ek olarak çıkarılan 3018 Sayılı Kanun gereğince, ihraç ürünlerinin,nizamname hükümleri kapsamında denetime tabi tutulması, Türkiye’de standardizasyonpolitikalarının başlıca esasını oluşturmuştur. II. Dünya Savaşı yılları ve sonrasında sürdürülenstandardizasyon icraatları, 1954 yılında TSE’nin kurulması ile daha bilinçli hale gelerek dışpazarlarda aranılan malların teşvikine geniş ölçüde yer veren bir rejim uygulamasınadönüştürülmüştür. 132 sayılı Türk Standartları Enstitüsü Kuruluş Kanunu ile Enstitüsü, yeni birhüviyete bürünerek bütün hak ve yetkileriyle bağımsız bir teşekkül haline gelip milli ekonomiyekatkılar sağlamıştır.
  • PublicationMetadata only
    Henri Matisse’ in “Dans” ve “Müzik” Resimlerindeki Müziksel Öğelerin İncelenmesi
    (2021-02-01) Hüseyin Uysal
    Sanat bir ifade etme biçimidir. Bu ifade etme sürecinde estetik kaygı temelli farklı malzemeler kullanılabilmekte ve bu malzemeler de farklı sanat dallarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Her ne kadar malzemeleri birbirinden farklı olsa da her bir sanat dalı, aynı amaç doğrultusunda kendine özgü sanat eserleri ortaya koymaktadır. Sanat dallarına resim, müzik, dans, edebiyat vb. örnek olarak verilebilmektedir. İlk insanlardan günümüz modern yaşamına kadar bu sanat dalları, teknolojinin ve dönemim özelliklerine göre yapısal gelişmeler göstermektedir. Özellikle Rönsesans’ tan itibaren hızlı ilerlemelerin olduğu tüm sanat dallarında, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında büyük gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerden biri de farklı sanat dallarının birbirinin biçim ve içerik özelliklerinden etkilenerek yeni ve özgün eserler ortaya koymasıdır. Bunlara en güzel örnek resim-müzik ilişkisidir. Resim-müzik ilişkisi konusuna özel bir ilgisi olan Fransız ressam Henri Matisse resimlerinde müziksel yapılanma arayışlarında bulunmuştur. Nitel araştırma desenlerinden durum çalışması ile şekillendirilen bu araştırmanın amacı Henri Matisse’ in resimlerinden olan “Dans” ve “Müzik” resimlerindeki müziksel öğelerin incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda literatür detaylı bir şekilde incelenmiş ve ilgili resimlerde akor, legato, staccato, orkestrasyon ve kontrpuan olmak üzere beş farklı müziksel öğe olduğu tespit edilmiştir. Bu öğelerin somutlaştırılması için araştırmacı tarafından uzman görüşleri alınarak müziksel yazım örnekleri sunulmuştur. Resimlerin müzik ile yeniden ifade edilmesinin diğer araştırmacıların dikkatini çekeceği ve sanat alanına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • PublicationMetadata only
    AYDINLANMA DÖNEMİ’NİN DÖNEMİN ENTELEKTÜEL TAVRI AÇISINDAN BİLİM KÜLTÜRÜ TARİHİ İÇİNDEKİ YERİ
    (2019-10-01) Cüneyt COŞKUN
    “Hakiki dünya” tektir, ama bu dünyayı anlamlandırmak maksadıyla kurgulanmış, farklı yöntemlere sahip, birden çok “zihni dünya” vardır. Bu “zihni dünya”lardan biri de, fertlere bilimsel seziş ve izan kazandırmayı hedefleyen, bilim kültürüdür. Bilim kültürü tarihçesinde, hem bir dönemi hem de bir anlamlandırma biçimini ifade eden önemli bir kesit ise “mutlak akıl çağı”, yani aydınlanma dönemidir. Bu çalışmanın amacı da, budönemin bilimsel “zihni dünya” tasarımının, siyasi, ekonomik ve toplumsal inşaya odaklanan içerik altında ezildiğini ve dönemin entelektüel tavrının da, buna zemin hazırladığını, bilimin parametreleri çerçevesinde eleştirel bir bakış tarzıyla değerlendirmektir.
  • PublicationMetadata only
    EVALUATING FINANCIAL PERFORMANCE WITH MINIMUM SPANNING TREE APPROACH: AN APPLICATION IN AIRLINES COMPANIES
    (2018-06-01) Faruk DAYI, Tolga ULUSOY
    The rapid development of technology increased aircraft productionand airlines that is alternative to land, rail, sea routes and a fastermeans of transport have an important position in the World. Airlinescompanies increasing their share day by day become an importantsector that has continued to grow. The purpose of the study is toevaluate success of World Airlines in terms of financial performance. Inour study, 19 airlines company’s data were used for the period 2008-2014. It is used various ratios calculating to evaluate financialperformance. Data set include accessible financial statement ofcompanies. MST approach method including ratio analysis is used.Financial performance indicators are Accounts Receivables TurnoverRate, Average Collection Period of Receivables, Inventory TurnoverAverage Inventory Turnover Period, Asset Turnover, Net Profit Ratio,Return on Assets Ratio and Return on Equity. After calculating ratios,given a brief topology of calculated ratios of 19 airline companies thathave been analyzed for he period 2008-2014 applying MST (minimalspanning tree) and Fourier analysis. Relations between companies withratio analysis have been analyzed using the Minimum Spanning Tree(MST) approach, which is frequently used in econophysics discipline.Verifications of the series have been tested with the Fourierdistribution. The results showed that Turkish Airlines are grown interms of profitability, total assets and annual sales every passing year.