Goal:
03 - Sağlık ve Kaliteli Yaşam

Loading...
Project Logo
Description
Çocuk ölüm oranlarının azaltılması, anne sağlığının iyileştirilmesi, HIV/AIDS, sıtma ve diğer hastalıklar ile mücadelede büyük aşama kaydetmiş durumdayız. 1990 yılından bu yana, önlenebilir çocuk ölümlerinde dünya genelinde %50’yi aşan azalma olmuştur. Anne ölümleri de dünya genelinde %45 azalmıştır. 2000 ile 2013 arasında HIV/AIDS bulaşma oranı %30 azalmış, 6,2 milyonu aşkın insan sıtmadan kurtarılmıştır. Bu ölümler; önleme ve tedavi, eğitim, aşı kampanyaları, cinsel ve üreme sağlığı hizmetleri vasıtasıyla önlenebilir. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları; AIDS, verem, sıtma ve diğer bulaşıcı hastalık salgınlarını 2030 yılına kadar ortadan kaldırmaya yönelik cesur bir taahhüttür. Amaç, herkesin genel sağlık hizmeti, güvenli ve erişilebilir ilaç ve aşıya kavuşmasını sağlamaktır. Aşı araştırma ve geliştirmelerinin desteklenmesi, bu sürecin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Publication Search Results

Now showing 1 - 6 of 6
  • PublicationMetadata only
    ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MİZAH TARZLARI İLE STRESLE BAŞA ÇIKMA TARZLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ
    (2018-06-01) Ergün RECEPOĞLU, Serpil RECEPOĞLU
    Bu araştırmanın amacı ortaöğretim öğrencilerinin mizah tarzlarıile stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bukapsamda ortaöğretim öğrencilerinin mizah tarzları stresle başaçıkmada kullanılan tarzların anlamlı yordayıcısı olup olmadığı daincelenmiştir. Bu çalışma ilişkisel tarama modelinde korelasyonel birçalışmadır. Araştırmanın yordanan-ölçüt değişkenleri öğrencilerinstresle başa çıkmada kullandıkları tarzlardır (kendine güvenli yaklaşım,iyimser yaklaşım, çaresiz yaklaşım, boyun eğici yaklaşım ve sosyaldestek arama). Yordayıcı değişkenler ise, bu öğrenciler tarafındankullanılan mizah tarzlarıdır (kendini geliştirici mizah, katılımcı mizah,saldırgan mizah ve kendini yıkıcı mizah). Araştırmanın çalışmagrubunu Kastamonu ilinde 2014-2015 ve 2015-2016 eğitim-öğretimyılında, çeşitli liselerde öğrenim gören ortaöğretim öğrencilerioluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak ‘Stresle Başa Çıkma TarzlarıÖlçeği’ ve ‘Mizah Tarzları Ölçeği’ kullanılmıştır. Veri analizi iki aşamadayapılmıştır. Araştırmada alt problemlerin çözümlenebilmesi içinöncelikle her bir alt ölçekte yer alan maddelerin aritmetik ortalamadeğerleri hesaplanarak o faktör için bir puan hesaplanmıştır. Analizlerbu faktör puanları üzerinden yapılmıştır. Değişkenler arasındakiilişkilerin hesaplanmasında Pearson Momentler Çarpım KorelasyonKatsayısı (r) hesaplanmıştır. Bununla birlikte, yordayıcı değişkenlerinyordama düzeylerini belirlemek amacıyla Çoklu Doğrusal RegresyonAnaliziyapılmıştır.Regresyonanalizlerininyorumlanmasında,standartlaştırılmış Beta (β) katsayıları ve bunların anlamlılığına ilişin t testi sonuçları dikkate alınmıştır. Araştırma bulguları ortaöğretimöğrencilerinin mizah tarzları ile başa çıkma tarzları arasında anlamlıilişkiler olduğunu göstermiştir.
  • PublicationMetadata only
    KOAH ve Astımlı Hastaların İnhalasyon Cihazlarını Kullanma Becerileri ve Memnuniyet Durumları
    (2018-07-01) Nazmiye ÇIRAY GÜNDÜZOĞLU, Filiz ÖZEL, Asiye DURMAZ AKYOL
    Amaç: Bu araştırma KOAH veya astım tanılı inhaler ilaç tedavisi alan hastaların ilaç uygulamalarını ve memnuniyetlerinibelirlemek amacıyla yapılmış kesitsel bir araştırmadır.Gereç ve Yöntem: Araştırma İzmir ili içerisinde hizmet veren bir üniversite hastanesi ve bir devlet hastanesininGöğüs Kliniği’nde Mart-Haziran 2012 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini 84 birey oluşturmuştur.Araştırma verileri hasta tanıtım formu, inhaler memnuniyet formu ve inhaler ilaç kullanım gözlemformu ile toplanmıştır.Bulgular: Araştırmada hastaların %63.1’i KOAH ve %36.9’u astım tanılı; %52.4’ü 1-5 yıl arası tanı almış hasta ve%53.6’sı 1-3 kez hastaneye yatmıştır. Araştırmada hastaların %57.1’inin Ölçülü doz inhaler, %36.9’unun turbuhalerve %6’sının diskus kullandığı saptanmıştır. Araştırmada kullandığı cihazdan memnun olduğunu bildirenlerinoranı %40.5’dir. Hastaların inhaler cihaz kullanım beceri puan ortalamaları Ölçülü doz inhaler (ÖDİ) 5.1±2.6, turbuhaler6.8±2.3, diskus 6.8±3.4 olarak saptanmıştır.Sonuç: Araştırmada hastaların inhaler cihaz kullanım becerilerinin orta düzeyde olduğu görülmüştür. Sağlık profesyonellerininhastaya uygun inhaler cihazı seçmesi ve cihazın doğru kullanımı hakkında gerekli eğitim vermesiönerilmektedir.
  • PublicationMetadata only
    Detection of botulinum neurotoxin serotypes c and d, and their effects on expressions of snap-25 and synaptobrevin in ruminants: An immunohistochemical study[1,2]
    (2021-01-01) Ateş M.B., Terzi F., Çiftçi M.K., Ortatatli M., Çelik Z.; Zeynep ÇELİK, Mehmet Burak ATEŞ, Funda TERZİ, Mustafa Kemal ÇİFTÇİ, Mustafa ORTATATLI; Ates, MB, Terzi, F, Ciftci, MK, Ortatatli, M, Celik, Z
    In humans and animals, botulism is a disease characterized by generalized and progressive paralysis caused by Clostridium botulinum neurotoxins (BoNT). BoNTs, defined in seven different antigenic types (A to G), proteolyze SNAREs (synaptosomal-associated protein/SNAP-25 and synaptobrevin) responsible for acetylcholine release in peripheral cholinergic neurons, and thus cause flaccid paralysis and death. Currently, mouse experiments are considered the reference method for definitive diagnosis. However, new diagnostic methods that are fast and accurate and would not raise ethical issues need to be developed. Therefore, using antibodies specific to the toxoid forms of BoNTs, the presence of BoNT-C and/or BoNT-D was investigated by immunohistochemical method (IHC) in the study. The tissues of thirty ruminants (twenty cattle, seven sheep, three goats), which had the clinical and pathological findings of botulism and a herd history of the disease, were used as material. BoNTs were detected with IHC in sixteen of the thirty ruminants as three BoNT-C, eleven BoNT-D, and two BoNT C+D. In the mouse experiments, BoNT was isolated in only three cases (two BoNT-D, one BoNT-C). Additionally, being responsible for the clinical findings of botulism, the interaction of BoNTs with SNAP-25 and synaptobrevin was investigated using IHC. It was determined that BoNT-C specifically reduces the expression of SNAP-25, and BoNT-D reduces the expression of synaptobrevin and partially SNAP-25. It was concluded that additional studies may be valuable to investigate the use of IHC in the diagnosis of botulism.
  • PublicationMetadata only
    Functional variables of bull sperm associated with cryotolerance
    (2021-01-01) Gilmore A., Hitit M., Ugur M.R., Dinh T.T.N., Tan W., Jousan D., Nicodemus M., Topper E., Kaya A., Memili E.; Gilmore, A, Hitit, M, Ugur, MR, Dinh, TTN, Tan, W, Jousan, D, Nicodemus, M, Topper, E, Kaya, A, Memili, E
    The objective of this study was to ascertain sperm population and cellular characteristics as well as total antioxidant capacity in spermatozoa from Holstein bulls with Good (11 bulls) and Poor (5 bulls) cryotolerance. Post-thaw sperm kinetics were evaluated using CASA, membrane integrity was assessed via HOS test, and DNA fragmentation was measured using the HaloSperm kit. Data were analyzed using principal component analysis. The spermatozoa from Good bulls had a higher number of cells with intact membranes (P=0.029), non-fragmented DNA (P=0.018), and post-thaw viability (P<0.001) compared to sperm cells from Poor cryotolerance bulls. Sperm cells from Good bulls also had a faster average path velocity (P=0.017) and straight-line velocity (P=0.036), along with a greater distance average path (P=0.006) and distance straight line (P=0.011). However, total antioxidant capacity, number of live cells, and other kinetic parameters between spermatozoa from Good and Poor groups were not different. There is no one specific sperm function variable alone that can accurately predict cryotolerance of bull spermatozoa, and thus, a combination of sperm cell attributes and kinematics needs to be utilized by the AI industry in differentiating between freezability of spermatozoa between bulls.
  • PublicationMetadata only
    COVID-19 Kaygısının Motivasyon Üzerindeki Etkisi: Z Kuşağı Üzerine Bir Araştırma
    (2020-12-01) Erol TEKİN
    COVID-19 pandemisinin etkileri sağlık, ekonomi gibi alanlarda olduğu kadar insanı sosyal bir varlık olarak gören davranışsal alanlarda da söz konusudur. 65 yaş ve üzeri bireyler ile gençlerin bu dönemde yaşadıkları farklı süreçler ortaya çıkmıştır. Bu süreçte özellikle Z kuşağı olarak adlandırılan gençlerin “sosyal mesafe” de dahil olmak üzere birçok konuda bilinçli hareket etmesine ilişkin önlemler ve yaptırımlar söz konusudur. Bu dönemin gençlerin üzerinde nasıl bir etki yarattığı merak edilmektedir. Bu kapsamda araştırmanın amacı COVID-19 salgınının yarattığı kaygının Z kuşağının motivasyonu üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla çalışmanın örneklemini Kastamonu Üniversitesi’nin farklı bölümlerinde öğrenim gören 398 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler anket yöntemiyle toplanmıştır. Ayrıca Kastamonu Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma ve Yayın Etik Kurulu’nun 30.06.2020 tarih ve 2020/2-8 nolu kararı ile etik kurul onayı alınarak çalışma gerçekleştirilmiştir. Hipotezler test edilirken doğrulayıcı faktör analizi, korelasyon analizi ve regresyon analizleri gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda COVID-19 salgını nedeniyle ortaya çıkan sosyalleşme kaygısının bireysel kaygıdan yüksek olduğu görülmüştür. İçsel motivasyonun ise dışsal motivasyondan düşük olduğu tespit edimiştir. Ayrıca Z kuşağının sosyalleşme kaygısının hem içsel hem de dışsal motivasyonu anlamlı ve olumsuz yönde etkilediği ortaya çıkmıştır. Fakat bireysel kaygının motivasyon üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Çalışma COVID-19 pandemisi ile ilgili Z kuşağı üzerinde yapılan ilk çalışmalardan olması nedeniyle yazına katkı sunmaktadır.
  • PublicationMetadata only
    Dog massacre with pesticide for theft: Methomyl poisoning
    (2019-01-01) Özdemir Ö., Ateş M., Ortatatli M., Terzi F., Avci T., Hatipoğlu F., Çiftçi M.; Özgür ÖZDEMİR, Mustafa Kemal ÇİFTÇİ, Fatih HATİPOĞLU, Mustafa ORTATATLI, Funda TERZİ, Mehmet Burak ATEŞ, Tülay AVCI; Ozdemir, O, Ates, MB, Ortatatli, M, Terzi, F, Avci, T, Hatipoglu, F, Ciftci, MK
    In this case report, acute methomyl poisoning in dogs is described by pathological and toxicological findings for the first time in Turkey. Five of the thirty stray dogs that were found dead within 1-2 days after eating the foodstuffs in an industrial area in Konya were necropsied. Grossly, undigested pieces of chicken meat with a mild insecticidal smell in stomach of all dogs were found and toxicological analysis by GC-MS revealed toxic levels of methomyl in the stomach contents (15.7-17.8 ppm) and, intestines, livers and kidneys (1.2-2.9 ppm) also. In addition, histopathologically degenerative and necrotic changes were observed in liver, brain, lung, kidneys and gastrointestinal system mucosa. Postmortem and histopathological examinations and toxicological analyses revealed that deaths were related to methomyl poisoning and it has been subsequently learned from the police officers and printed media that this poison had been deliberately infected to dog food for the purpose of theft committed in the industrial area. Publishing these intentional poisoning events, we have wanted to draw attention to that more serious measures and statutory regulations should be taken by governments about animal rights.