Browsing by Author "M. Onur HASDEDEOĞLU"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
TRDizin Toplumsal Çatışmalar Bağlamında Sabahattin Ali’nin “Ayran” Hikâyesi(2020-10-01) M. Onur HASDEDEOĞLUToplumcu Gerçekçilik, Marksizm’in edebiyata bir yansıması olarak ortaya çıkar ve 1934’te Moskova’dadüzenlenen Birinci Sovyet Yazarlar Birliği Kongresi’nin Maksim Gorki tarafından okunan sonuç bildirisiile akımın ilkeleri belirlenmiş olur. Kısa bir süre içerisinde Türkiye’de de yansımasını bulan ToplumcuGerçekçilik, ülkenin farklı siyasi ve sosyal koşullarına bağlı olarak Rusya’daki gelişme çizgisinden farklıbiçimde ilerler. Bu sebeple Toplumcu Gerçekçilik, Türkiye’de daha çok köy ve köylü sorunlarını merkezealan bir çerçeve içerisinde gelişim gösterir. Sabahattin Ali, Türk edebiyatının en bilinen Toplumcu Gerçekçiyazarlarından biridir. Onu diğer Toplumcu Gerçekçi yazarlardan farklı kılan esas husus ise, yazarın toplumcu gerçekçiliğin klişeleşmiş ilkelerine bağlı kalmayarak daha canlı kahramanlar yaratabilmiş olma başarısıile doğrudan ilgilidir. Eserlerini genellikle toplumcu gerçekçiliğin etkisi doğrultusunda ezen-ezilen çatışması üzerine kurgulayan Sabahattin Ali, pek çok hikâyesinde bu çatışmanın toplumsal mesajını sembollerüzerinden vermeyi tercih eder. Onun 1938 yılında kaleme aldığı “Ayran” hikâyesi de bu türden eserlerinetipik bir örnek teşkil eder. Bu çalışmada “Ayran” hikâyesi, Toplumcu Gerçekçilik akımının ilkeleri çerçevesinde sembolleştirdiği çatışma unsurlarından hareketle çözümlenmiştir.Publication Toplumsal Çatışmalar Bağlamında Sabahattin Ali’nin “Ayran” Hikâyesi(2020-10-01) M. Onur HASDEDEOĞLUToplumcu Gerçekçilik, Marksizm’in edebiyata bir yansıması olarak ortaya çıkar ve 1934’te Moskova’dadüzenlenen Birinci Sovyet Yazarlar Birliği Kongresi’nin Maksim Gorki tarafından okunan sonuç bildirisiile akımın ilkeleri belirlenmiş olur. Kısa bir süre içerisinde Türkiye’de de yansımasını bulan ToplumcuGerçekçilik, ülkenin farklı siyasi ve sosyal koşullarına bağlı olarak Rusya’daki gelişme çizgisinden farklıbiçimde ilerler. Bu sebeple Toplumcu Gerçekçilik, Türkiye’de daha çok köy ve köylü sorunlarını merkezealan bir çerçeve içerisinde gelişim gösterir. Sabahattin Ali, Türk edebiyatının en bilinen Toplumcu Gerçekçiyazarlarından biridir. Onu diğer Toplumcu Gerçekçi yazarlardan farklı kılan esas husus ise, yazarın toplumcu gerçekçiliğin klişeleşmiş ilkelerine bağlı kalmayarak daha canlı kahramanlar yaratabilmiş olma başarısıile doğrudan ilgilidir. Eserlerini genellikle toplumcu gerçekçiliğin etkisi doğrultusunda ezen-ezilen çatışması üzerine kurgulayan Sabahattin Ali, pek çok hikâyesinde bu çatışmanın toplumsal mesajını sembollerüzerinden vermeyi tercih eder. Onun 1938 yılında kaleme aldığı “Ayran” hikâyesi de bu türden eserlerinetipik bir örnek teşkil eder. Bu çalışmada “Ayran” hikâyesi, Toplumcu Gerçekçilik akımının ilkeleri çerçevesinde sembolleştirdiği çatışma unsurlarından hareketle çözümlenmiştir.