Browsing by Author "Değer, V.B."
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Scopus Discrimination Based on Sexual Orientation “Homophobia in Healthcare Employees”: a Cross-Sectional Study(Springer, 2024) Değer, V.B.; Kaçan, H.Introduction: The study was conducted to examine the attitudes of healthcare employees toward homosexuals and the factors affecting them, while homophobic thoughts and behaviors are based on heteronormative cultural beliefs and gender stereotypes. Methods: This study was planned as a cross-sectional and completed with 720 healthcare employees. The Demographic Information Form and Hudson and Ricketts Homophobia Scale were used in the study. Data were collected between January 06 and January 10, 2022. Results: The mean homophobia total score of the employees was determined as 97,503 ± 25,807. Homophobia levels of male healthcare employees, those who thought homosexuality is a disease, and those who stated that homosexuality can be caused by taking an example had increasing homophobia levels. The level of homophobia decreases in the presence of homosexual friends, those who can talk freely about homosexuality, and healthcare employees who support same-sex marriage. Conclusions: Recognition of individuals with different sexual orientations by healthcare employees will reduce homophobic attitudes toward these individuals. Examining the level of homophobia in healthcare institutions and ensuring that discriminatory attitudes or behaviors toward individuals from different sexual orientations are determined to be effective on the quality of healthcare and access to healthcare services. Policy Implications: There is a healthcare system in which patients are generally assumed to be heterosexual; healthcare employees are not prepared to work with Lesbian, Gay, Bisexual, and Transsexual patients in general. Studies conducted on this subject indicate that more studies are needed on the subject to implement a healthcare policy focusing on sexual diversity in healthcare services and to discuss healthcare practices for the Lesbian, Gay, Bisexual, and Transsexual population.TRDizin Hastanede Yatan Yaşlı ve Kronik Hastalığı Olan Bireylerin Anksiyete ve Baş Etme Düzeyleri ile Etkileyen Değişkenlerin İncelenmesi(2024) Kaçan, H.; Değer, V.B.Amaç: Bu araştırma hastanede yatan kronik hastalığı olan yaşlı hastaların anksiyete ve baş etme düzeylerinin belirlenmesi ve etkileyen değişkenlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntemler: Çalışma tanımlayıcı ve ilişki arayıcı bir çalışma olarak planlanmıştır. Araştırmanın evrenini 01.04.2022-01.07.2023 tarihleri arasında hastaneye yatan 65 yaş kronik hastalığı olan 1426 hasta, örneklemini ise 310 hasta oluşturmuştur. Veriler, üç bölümden oluşan (yaşlı bireyleri tanımlayıcı form, Beck Anksiyete Ölçeği ve Stresle Başa Çıkma Tutumları Ölçeği) bir veri formu aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin analizinde ortalama, sayı, yüzde, pearson korelasyon ve regresyon analizi (stepwise) kullanılmıştır. Sonuçlar: Yaşlı hastaların yaş ortalaması 70,83 ±5,66 olarak, hastalığı nedeni ile hastaneye yıllık yatış sayısı ortalaması 2,05±1,11 olarak saptanmıştır. Yaşlıların “anksiyete” puan ortalaması 23,53±9,85 olarak saptandı. Sıklıkla ilk üç sırada kullanılan başa çıkma tutumları dini başa çıkma (31,38±1,92), madde kullanımı (11,96±2,83), soruna odaklanma ve duyguları açığa vurma (10,32±2,29) olarak saptamıştır. Anksiyete düzeyini yaşın ileri olması arttırmakta (ß=0,229), sağlığı iyi olarak değerlendirme azaltmakta (ß=-0,338), hastalığı için hafif kaygı yaşadığını ifade etme azaltmakta (ß=-0,248)’ dır. Kronik hastalık sayısının fazla olması ise anksiyete düzeyini arttıran (ß=0,110) ve belirleyen değişkenler olarak saptanmıştır. Tartışma: Hastanede yatan kronik hastalığı olan yaşlıların kaygılı oldukları ve yaşanan kaygı ile etkili baş etmede yeterli olmadıklarını söyleyebiliriz. Yaşın ileri olması ve kronik hastalık sayısının fazla olması anksiyeteyi arttıran değişkenlerdir. Yaşlılar için özel olarak hizmet alabilecekleri geriatrik ruh sağlığı tedavi merkezleri, ruh sağlığını koruyucu ve özellikle depresyon ve kaygı bozukluğu gibi ruhsal hastalıkları önleyici özel hizmet birimlerinin (psikiyatri hekimi, hemşire, sosyal hizmet uzmanı ve psikoloğun da dahil olduğu) oluşturulması önerilmektedir.