Prof. Dr. Sabri ÜNAL, Arş. Gör. Dr. Mertcan Karadeniz Yüksek Lisans Öğrencisi Sefer AKANKELEŞ, Seray ÖZDEN2024-01-282024-01-28https://hdl.handle.net/20.500.12597/18755Castanea sativa Mill. (Kestane), Fagales takımının, Fagaceae (Kayıngiller) familyası içerisinde ormancılık açısından en önemli Angiospermae türlerinin yer aldığı meşe (Quercus spp.) ve kayın (Fagus spp.) ile birlikte aynı habitatta yetişen bir bitki türüdür (Davis,1982; Anşin ve Özkan, 1997; Subaşı, 2004). Fagaceae familyası dünya üzerinde 6 cins ve 600’den fazla taksona sahiptir. Kestane cinsinin dünya üzerinde bilinen 13 türü bulunmaktadır. Kestane ağacı ülkemizde Anadolu’da Doğu Karadeniz’den başlayarak, tüm Karadeniz boyunca yayılmakta, Marmara çevresi ve Batı Anadolu’dan Antalya kıyılarına kadar ulaşmaktadır (Soylu 2004). Castanea sativa bitkisi morfolojik olarak; yaprakları geniş uzun ve oymalı testere dişlidir, sarı renkte çiçekleri bulunan, dalları genç yaşlarda kızıl-kahverengi renklerde, dik gövdeli, geniş-yuvarlak taç yapısına sahip ve kabuğu esmer gri renklerde olan bir ağaçtır (Yaltırık, 1993; Anşin ve Özkan, 1997). Kestane ayrıca, kışın yaprağını döken yaklaşık 500 ile 1000 yaşına kadar yaşayabilen çok uzun ömürlü bir ağaçtır (Merz, 1948). Ortalama, 30-35 m boy ve 2 m çap yapabilen kuvvetli gövdeye sahip bir bitkidir (Anşin ve Özkan, 1997). Kestane ağacı (Castanea: Fagaceae) hem ekonomik hem antropojenik önemi nedeniyle dünya üzerinde önemli bir değere sahip olan ağaç türlerinin başında gelmektedir. Castanea sativa ülkemizde doğal olarak yetişen önemli türlerden biridir ve yaklaşık 262.000 ha’lık bir alanda yayılış göstermektedir. Türkiye’de kestane ormanları ekonomik yönden yüksek öneme sahiptir, çünkü kestane ağacının odunundan kereste endüstrisinde, odun dışı orman ürünü olarak meyvesinden ve bal üretiminde çiçeklerinden, kestane ağaçları altında gelişen doğal yenilebilen mantarlardan ve yapraklarından çeşitli şekillerde yararlanılmaktadır (De-Leonardis ve diğ, 2000; Ertürk ve diğ, 2006; Correia ve diğ., 2012; Lizotte, 2014; Okan ve diğ., 2017a). Kestane ağacı çok işlevli rolünün olması ve çok çeşitli kullanım alanları nedeniyle Türkiye’nin önemli yapraklı ağaç türlerinden biridir. Fakat kestane ağaçları dünya üzerinde farklı fitopatojenlerin baskısıyla çeşitli hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Kestane ağaçlarında görülen başlıca hastalıklar şunlardır: mürekkep hastalığı (kök hastalığı), kestane iç kurdu, kestane kirpi güvesi, kestane kurdu ve Cryphonectria parasitica'nın neden olduğu kestane kanseri (Macdonald, 1993; Soylu, 2004). Farklı fitopatojenler ister doğal oluşumlu isterse de kultive oluşumlu olsun dünya çapında kestane ağaçlarını etkileyerek ağaçlarda kalıcı hasara veya ölüme neden olabilmektedir. Kestane ağaçlarında görülen hastalıklar literatürde çeşitli şekillerde sınıflandırılmışlardır. Bunlar, yaprak patojenleri, kansere neden olan patojenler ve kök çürükleri. Kestane ağaçlarında görülen yaprak patojenleri, diğer yapraklı ağaçlarda görülen patojenler gibi sadece fotosentetik aktivite üzerinde olumsuz etkilere sahiptir, diğer yandan çok önemli ve kalıcı hasara yol açmadıkları için bu patojenler ormancılıkta ağaca zararı bakımından daha az önem taşır. Mürekkep hastalığı patojenleri genel olarak kestane ağaçlarının kök kısımlarında etki gösterir ve yüzeyde kahverengimsi siyah lezyonlara neden olur. Köklerde, mürekkep mavisi leke oluşumu başlar. Ağaçların kök boğaz kısmı, kök patojeni etkisiyle toprak yüzeyinin dışına doğru çıkmaya başlar ve böylece bu patojenler kestane ağaçlarının ölmesine ve hasar görmesine neden olur. Kök patojenleri de kestane ağaçlarında görülen en tehlikeli patojenlerden biridir. Cryphonectria parasitica (Murr.) Barr. kestane ağacında görülen en yıkıcı ve ağaca en zarar veren kanser hastalığıdır. Cryphonectria parasitica patojeni ilk olarak 1904 yılında New York’ta Zoological Park'ta bulunan Amerikan kestanesi [Castanea dentata (Bataklık) Borkh.] üzerinde tespit edilmiş ve bu tespit neticesinde bu patojenin kestane üzerinde oluşturmuş olduğu hastalığa ‘kestane kanseri’ adı verilmiştir (Rigling ve Prospero, 2018). Cryphonectria parasitica bir kabuk patojenidir ve semptomatik olarak bir floem hastalığı olarak kabul edilir (McManus ve Ewers, 1990). Bu patojen, ağacın toprak üstünde kalan gövde kısmını, dallarını ve en nihayetinde sürgünlerini enfekte ederek ağaçta hastalığa yol açar. Cryphonectria parasitica patojeni, ağaçta hem floem hem de kambiyum dahil olmak üzere ağacın kabuk dokularını parazite eder ve kambiyum içinde yer alan sekonder ksilemin diri odun dokularını istila ederler. Cryphonectria parasitica kestane ağaçlarının kabuk yüzeylerinde nekrotik lezyonlara veya büyük gövde deformelerine (ksilem dokularını açığa çıkaran) neden olan bir kanserdir. Bu sözde kanser lezyonları önce birkaç ay içerisinde ince dalları ve sürgünleri öldürür. Daha sonra kalın dallarda ve gövdede yıllar içerisinde kalıcı kanser meydana getirerek ağacın ölümüne neden olabilir. Cryphonectria parasitica ayrıca ağaçta kabuk ve kambiyumda açık kahverengi misel kitleleri oluşturur, bu misel kitleleri de kestane kanserinin açık bir belirtisidir. Eğer, kambiyum kanser tarafından öldürülürse, kabuk içe doğru batar ve kanser böylece kabukta içe doğru çökük olarak belirir. Kabuk kanserleri hızla ağaç içinde büyür ve enfekte olan ağaç (gövde veya dal) kısmını kuşatarak ağacın kanserden dışarı doğru ölümüne yol açar. Ayrıca, Cryphonectria parasitica patojeninin en sık gösterdiği semptomlardan diğeri dalların bu patojen tarafından enfekte olarak oluşturduğu kuşaklanma nedeniyle yapraklarda sararma, solma ve en nihayetinde yapraklarin ölümüdür (Diller, 1965; McManus ve Ewers, 1990; MacDonald, 1993; Heiniger ve Rigling, 1994; Abreu, 1996; Prospero ve Rigling, 2013; Rigling ve Prospero, 2018) Bugüne kadar, kestane kanseri birçok araştırmacı tarafından araştırılmış, kanseri önlemek amacıyla birçok araştırma yapılmıştır. Bu çalışmada diğer çalışmalardan farklı olarak, Sinop Yöresinde farklı yükseltilere ve bakılara bağlı olarak kestane ağaçlarında kestane kanserinin görülme yüzdesi patolojik yöntemlerle belirlenecek, hastalıklı ve sağlıklı ağaçlar üzerinde anatomik (1 mm²’deki trahe sayısı, trahe teğet çapı, lif uzunluğu, lif genişliği, lif lümen genişliği, lif çeper kalınlıkları, 1mm’den çeçen özışını sayısı, öz ışını yüksekliği ve genişliği) ve yıllık halka analizleri yapılarak kanserin ağaç gövdesi ve dallarındaki zararı hücresel ve morfolojik olarak tespit edilecektir. Bu çalışma neticesinde, kanserin bitki hücrelerinde meydana getirdiği değişim belirlenerek, kanserin bitkinin ileri ki yaşlarında ne gibi etkiler ortaya çıkarabileceği simülasyonu ve geleceğe yönelik koruma önlemleri için öneriler sunacaktır.Sinop Yöresinde Yayılış Gösteren Kestane (Castanea Sativa) Ağaç Türlerinde Hastalığa Sebep Olan Cryphonectria Parasitica Patojeninin Kestane Ağaçlarının Anatomik-Patolojik Yapısına Etkisi