Dr. Öğr. Üyesi Nesrin İÇLİ, Dr. Öğr. Üyesi Fadime MUTLU İÇDUYGU, Dr. Öğr. Üyesi Kuyaş HEKİMLER ÖZTÜRKÖZGÖZ, Asuman2024-01-282024-01-28https://hdl.handle.net/20.500.12597/18648Prostat kanseri tipik olarak erken dönemlerde tespit edilir fakat radyoterapi ve/veya cerrahiyle lokal tedavi sonrası bazı hastalar, metastaz geliştirirler. 1940’lardan beri, ileri prostat kanserinin ilk tedavisi androjen deprivasyon tedavisi (ADT) olmuştur. Hastaların %90’ı başlangıçta ADT’ye cevap verseler de, hastalık önlenemez biçimde “kastrasyon-dirençli prostat kanseri (CRPC)” adı verilen duruma gitmektedir. 10 yıldan daha uzun süre önce, dosetakselin CRPC’de, diğer kemoterapötiklere göre, yaşam süresini uzatmada belirgin fayda sağladığı görülmüştür. Son zamanlarda abiraterone, kabazitaksel ve enzalutamid; dosetakselin yetersiz olduğu veya direnç geliştiği durumda kullanılmakla birlikte, etkinlik sınırlıdır. Bu sebeple dosetaksel-temelli tedavinin geliştirilmesi, bunun yanında toksisitenin azaltılıp, tedavi verimliliğinin artırılması gerekmektedir. Sambucus nigra agglutinin (SNA)’nin ovaryan kanseri hücrelerini apoptotik yolağa götürdüğü, bu yüzden non-toksik bir tedavi seçeneği olabileceği gösterilmiştir. Bu lektinin bağlandığı glikan sialik asit rezidüleri dolayısıyla, prostat kanserinde de artan sialik asit düzeyleri, SNA’nın prostat kanseri için de apoptotik yolağı aktive eden bir etki gösterebileceğini düşünmemize sebep olmuştur. Aynı zamanda dosetakselle birlikte SNA’nın, prostat kanseri hücrelerini apopitoza götürmede etkiyi artırıp artırmayacağını da çalışmamızda ortaya koymayı amaçlamaktayız.Sambucus Nigra Agglutininin (Sna) Ve Dosetakselin, Prostat Kanseri Hücrelerindeki Canlılığa Ve Apopitotik Yolakla İlişkili Genlerin Ekspresyonuna Etkisinin Araştırılması